Filozof Biyografileri

Gilbert Porretanus Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

GİLBERT PORRETANUS (1076-1154)

Fransız, tanrıbilimci. Aristoteles mantığına ve Hıristiyanlıksın Tanrı anlayışına getirdiği yeni yorumlarla ün kazanmıştır.

Latince adi Gilbertus Porretanus olan Gilbert Poitiers’de doğdu, 4 Eylül Î154’te aynı yerde öldü. İlköğrenimini burada gördükten sonra Chartres’a giderek, çağın ünlü tanrıbilimcilerinden, Chartres’lı Bernard’m öğrencisi oldu, ondan felsefe ve tanrıbilim okudu. Bir süre Bernard’ın yanında kaldı, sonra Lyon’a gitti, Anselmus’un derslerini dinledi, onunla yakınlık kurdu, tanrıbilim konusundaki çalışmalarını sürdürdü. Yeniden Chartres’a döndü, hocası Ber-nard’ın 1130’da ölümü üzerine, onun yerine şansölye olarak görevlendirildi. 1137’de bu görevi bırakarak Paris’e gitti, orada bir süre “Maître” olarak görevde bulundu, 1140’ta Sens Ruhani Konseyi’nde Abaelar-dus’un görüşlerini suçlayanlara katıldı. 1142’de Poiti-ers piskoposluğuna atandı. Kimi düşüncelerinin Hı-ristiyanlık’m Tanrı anlayışına aykırı düştüğü savıyla 1147’de Paris’te 1148’de Rheims’de yargılandı. Clair-vaux’lu Bernard’ın ağır eleştirilerine uğradı.

Gilbert’in tanrıbilim sorunlarına duyduğu ilgi Kutsal Kitap’ı ve St.Paul’un Epıstulae’sini (“Mektuplar”) okuyup yorumlamakla başlamıştır. Daha sonra Boethius’un Hıristiyanlık’la ilgili düşüncelerini yorumlamış, özellikle Trinatate (“Kutsal Üçleme”) konusundaki açıklamalarıyla geniş tartışmalara yol açmıştır. Onun bu çalışmaları, düşünce dizgesinin odağını oluşturan varlık ve bilgi kuramını biçimlendirmesine olanak sağlamıştır. Gilbert’in bilgi kuramı bir yandan Platon’un İdea öğretisine, bir yandan da Boethius’un Aristoteles’ten kaynaklanan ve somut varlıklardan kalkarak soyutlara varan görüşüne dayanır.

Gilbert’e göre bilginin kazanılmasında insan usunun önemli bir işlevi vardır. Bilginin ilk aşaması tikel, son ilgi aşaması da tümel varlık olan idealar ve tanrısal biçimlerdir. İdealar süreklidir (subsistantia). Us, önce somut ve tikel olan nesneleri, onların yaratılmış (nativa) olan evrensel biçimlerini algılar. Bu algılama süreci içinde, biçimlerin birbiriyle olan benzerliklerini de kavrayan us, aşama aşama yükselerek tür ve cins gibi varlıkların bilgisini edinir. Tikel-tür-cins aşamalarından geçtikten sonra daha yüksek bir varlık alanını oluşturan idealarm bilgisine varır. İş bu alana varmakla da bitmez, bir üst aşamada bulunan, ilk biçimleri bilme gereği vardır. Bu aşamaya değin sıralanan bütün biçimler yaratılmış varlıklardır, oysa onların üstünde tanrısal nitelik taşıyan ve Tanrı’da bulunan ilk biçimler vardır. Bilginin son ve en yüksek aşaması olan bu ilk biçimlere ulaşmakla bilme süreci bütünlüğe varır.