Sosyologlar

Gemeinschaft Gesellschaft Ferdinand Tönnies Cemaat ve Cemiyet

Ferdinand Tönnies  FİKİRLERİ

Eski geleneksel ve tarımcı hayat tarzını yeni modern ve kentsel hayat tarzıyla hem ideal tipler hem de farklı ve karşıt toplumsal ilişkiler ve hayat tarzları bağlamında karşılaştırmayı ve aradaki farklılıkları ortaya koymayı amaçlayan Gemeinschaft/Gesellschaft kavram çifti ce- maat/topluluk sosyolojisinin kurucu babalarından Ferdinand Tön- nies’in yazılarına kadar götürülebilir.

Yakın dostları ve çağdaşları -Weber, Durkheim ve Georg Simmel- gibi 1800’lerin sonlarında yazan Ferdinand Tönnies, Avrupa ve Ame­rika’yı baştan aşağı değiştiren büyük toplumsal, ekonomik ve siyasal dönüşümleri, özellikle sanayileşme, kentleşme ve bizzat tanık olduğu geçmişle köklü kopuşları anlamaya çalıştı. Tönnies, temel çalışması Gemeinschaft-Gesellschaffta geçmişteki toplumlar ile girilmekte olan sanayi çağı Avrupası arasındaki temel farklılıkları, özellikle toplumsal ilişkilerdeki değişimin doğası ve kapsamını kavramaya çalışır.

Gemeinschfat terimi genellikle ‘topluluk’/’cemaat’ olarak çevrilir. Terim geçmişin uyum ve istikrar çağının romantik anılarını çağrıştırır. Fakat Tönnies terimi daha özel anlamda, büyük ölçüde kişisel, yakın ve sürekli insan ilişkilerini anlatmakta kullanmıştır: bu ilişkiler içindeki bireyler, tıpkı ailede olduğu gibi, tamamen değilse de, büyük ölçüde gerçek dostlar grubuna veya sıkıca birbirine bağlı bir gruba katılmak­tadırlar. Tönnies, bu komünal bağları, herkesin yerini bildiği, statü­nün atfedildiği, toplumsal ve coğrafi hareketliliğin sınırlı olduğu ve tüm hayat tarzının homojen bir kültüre, örgütlü dine dayandığı ve iki temel sosyal kontrol birimi -aile ve kilise- tarafından desteklenen kesin bir değerler ve ahlâk kuralları tarafından düzenlendiği gelenek­sel köy topluluklarıyla ilişkilendirmeye çalışır. Bu küçük toplumlarda herkes birbirini tanır ve kan bağıyla veya evlilikle birbirine bağlıdır. Toprağa, akrabalara ve doğadaki düzenliliklere bağımlı olan bu bi­reylerin çok azı kendi topraklarından uzaklaşır. İlişkiler daha doğal, organik ve duygusal görünür. Bu ilişkiler bugünkünden daha fazla anlama sahip görünmektedir.

Gesellschaft terimi genellikle ‘toplum’ veya ‘birlik’ olarak çevrilir. Tönnies bu terimi, gemeinschaftla karşıtlık içindeki her şeyi, özellikle modern kent hayatının görünüşte kişisellikten-uzak, yapay ve geçici ilişkilerini anlatmak için kullanmıştır. Ticaret ve sanayi kişinin başkala­rıyla ilişkilerinde daha hesaplı, daha rasyonel ve kendi çıkarına yöne­lik bir yaklaşım içinde olmasını gerektirir. Biz insanları yakından tanı­mak yerine, daha ziyade onlarla sözleşmeler veya anlaşmalar yaparız. İşimiz ve hatta gündelik ilişkilerimiz esas olarak bir amacın, diğerle­rinden bir şeyler almanın aracıdır. Bu yüzden onlar dar ve sınırlıdır. Biz bir tezgâhtar veya banka memuruyla bir şeyler almak için konu­şuruz. Modern sanayi hayatında duygu ve yakınlığa yer yoktur. Bizler, hayatın genel akışının giderek hızlandığı, daha dinamik, rekabetçi ve büyük ölçekli hale geldiği bir toplumda, ekonomik ilerleme, daha yüksek bir hayat standardı ve statü mücadelesi veririz. Tek bir kültür yerine çok az toplumsal yaptırıma sahip birçok farklı hayat tarzı var­dır.

Tönnies’in tipolojisinde çoğu kez kentteki roller ve ilişkiler köyde- kilerle karşılaştırılır -örneğin, dostça davranan köy bekçisiyle kent polisi, neşeli Çiftçi Giles ile ‘yüz-süz’ bürokrat, kırın sessizliğiyle kentin ‘keşmekeş’i. Tönnies bu tipolojiyi, ayrıca, örneğin dost ve tanıdık bir aile işini modern bir şirket içindeki ilişkinin biçimi ve niteliğiyle karşı­laştırmakta kullanmıştır. Benzer şekilde, Tönnies büyük ölçüde kö­tümser görünür; o, sanayileşmenin bir anlamda topluluk- lar/cemaatleri ve böylece uygarlığın asıl temelini yıktığını iddia eder görünür. Ancak o, ayrıca, bu terim çiftini organizasyonlar, kültür ve insan ‘irade’si üzerine sosyolojik bir analizin bir parçası olarak da kullanmıştır: bu analizle Tönnies, ilkel tarımcı komünizmden sanayi toplumuna ve ardından gemeinschaft1 m yeniden ortaya çıkacağı gelecekteki düzene kadar, insanın toplumsal evrimini analiz edecek bir temel oluşturmayı amaçlıyordu. Burada Tönnies alışılagelmiş davranış biçimleri kadar içgüdüsel veya geleneksel davranış biçimle­rini de içeren ‘doğal irade’ (wesenwille) ve rasyonel irade (kurville) ayrımı yapar. O da, Durkheim ve Weber gibi, modern kentsel toplu­mu temel toplumsal yapılar ve hayat tarzlarının bir yansıması olarak görür. Tönnies geçmişin kaybolmasının, geleneksel insan ilişkileri ve diğer insanlarla ilişkilerin ortadan kalkmasının yasını tutmaya yar­dımcı olmaz, hoşlanmasa bile değişmenin kaçınılmazlığım kabul eder.

Fakat Tönnies bu büyük şemayı asla tamamlamadı. Aynı şekilde o, bu iki terimi asla belirli bir yere yerleştirmeyi denemedi. Hatta kuvvetle ima etse bile, asla kırsal toplumların bir topluluk/cemaat duygusu yaratırken kentsel toplumların bu duyguyu yıktığını söyle­medi; daha ziyade gemeinschaft ve gesellschaff m iki saf veya ideal tip olduğunu öne sürdü. Gerçekte, ikisinin bir karışımı söz konusu ola­caktır -kentte bir ölçüde gemeinschaft, köyde bir ölçüde gesellschaft. Ne de o, sanayileşmenin topluluk hayatının çöküşüne yol açtığını söyledi, daha ziyade gemeinschaft1 ın zayıflamasının sınaî kapitalizmin büyüyüp gelişmesi için gereken koşulları, rasyonalizm, hesapçı alış­kanlıklar ve sözleşmeye dayalı ilişkileri yarattığını öne sürdü. Hatta o, gemeinschaft gücünü yitirirken suç ve intiharın arttığını söyleyerek, bu kavramları sapkınlığı analiz etmekte kullandı.

Tönnies sonraki çalışmalarında tipik kırsal ve kentsel suçlar ayrımı yapar: bir yanda köy topluluklarının ‘suçlulaTı (yani, kundakçılar ve haydutlar), öte yanda kasabalar ve kentlerde karşılaşılan ‘dolandırıcı­lar’, kentsel ortamların hırsızları, soyguncuları ve dolandırıcıları; ken­diliğinden ve fevri suçlara karşı kentsel toplumun daha hesaplı, ön­ceden tasarlanmış ve acımasız suçluluğu.

Tönnies gesellchaft içinde ve modern toplumlarda sınıf bilincinin ve sınıf çatışmalarının gelişeceğini öngördü. Gemeinschaffın fikirleri ve ideallerini canlandırabilecek yeni bir kültürün, yeni bir hayat tarzı­nın desteklenmesi ve geliştirilmesine gerek vardı. Bu yüzden o, sos­yalizmi ve sosyal reformları destekledi ve nasyonal sosyalizme ve kendi düşüncelerinin Nazi versiyonu olan ‘Volksgemeinschaft’ düşün­cesine şiddetle karşı çıktı.

Ferdinand Tönnies  KAVRAMSAL GELİŞİM

Gemeinschaft ve gesellschaft kavram çifti Tönnies’in sosyoloji tarihi kitaplarına küçük topluluk araştırmalarının ve kent sosyolojisinin kurucu babası olarak geçmesini sağladı. Onun kitabı 1930’lara kadar yaygın olarak okunmasa da, her toplum tipini, topluluk/cemaat haya­tının her yönünü araştıran pek çok araştırmaya (örneğin, Durkheim ve Simmel’in çalışmaları) ilham kaynağı oldu ve 1900’ler Ameri­ka’sında ünlü Chicago Okulu’nun kent araştırmalarını önemli ölçüde etkiledi. Robert Redfield (1930) ve Louis VVirth gibi sosyal bilimciler kırsal-kentsel süreklilik teorisi geliştirdiler: söz konusu çalışmalarda, ‘tüm insan yerleşimlerinin birbirlerini yıkma eğiliminden söz edile­rek”, özellikle kırsal ve kentsel hayat tarzları ‘iki kutup’ olarak birbiri­nin karşısına kondu. Başka deyişle, nasıl yaşadığınızı yaşadığınız yer belirler. Ancak, böyle bir ‘topluluk’ araştırması akademisyenlerle sınırlı değildir. O, 60’ların ‘hippi’ komünlerine, -kasaba plânlamacıla­rın ve kentsel orta sınıfın kentte çalışıp banliyölerde oturan kesimle­rinin (commuters) gözdesi olan- yeni kasabalar ve bahçe-kentler gibi farklı hareketlere ilham kaynağı olmuştur.

Önceden açıklandığı üzere, Tönnies’in topluluk/cemaat analizi yukarıdakinden daha incelikli ve daha komplekstir. Topluluk/cemaat araştırmaları geleneği, onu özel bir yerle sınırlandırarak, gemein- schaft/ gesellschaft’ın dar, hatta çarpıtılmış bir türünü üretti ve (Yo- ung ve VVilmot’un Bethnal Green araştırmasında olduğu gibi, 1982) kent içindeki birbirine sıkıca bağlı toplulukların varlığını veya (Ray Pahl’ın banliyö-köyler araştırmasında olduğu gibi, 1965) kırsal ‘sınıf çatışması’nın varlığını göstermek amacıyla araştırmalar başlatıldığın­da, kırsal-kentsel süreklilik teorisi hızlı bir gelişme kaydetti. Raymond VVilliams’ın (1973) geleneksel topluluğu sadece ‘bastırılanın karşılıklı­lığı’ olarak, Ortaçağ köylülerinin acımasız hayat koşullarına tepkileri ve orta sınıfın zulüm ve baskısı olarak analizi bu miti daha da bozgu­na uğratmıştır. Son olarak, Tönnies’in gemeinschaft/ gesellschaft yo­rumunda bile 1960’larda Amerika’da patlak veren ırksal ayaklanmala­rı açıklayabilecek hiçbir şey yoktu; ve daha genç, daha radikal kent sosyologları modern kentin biçiminin ve onun sakinlerinin davranış­larının belirlenmesinde güç ve sınıf çatışmasının etkisini aydınlata­bilmek için Marx ve VVeber’in teorilerine döndüler.

Bugün Tönnies, -Durkheim, Marx ve VVeber’in aksine- modern sosyolojiye ilham kaynağı olmaktan çok sosyoloji tarihi kitaplarında yer alan biridir. Ancak, ‘topluluk araştırmaları’ insanlara ilham kayna­ğı olmaya devam ettiği sürece gemeinschaft-gesellschaft kavramları bu çalışmalarda hayat bulmaya devam edecektir.

AYRICA BAKINIZ

  • İNSAN EKOLOJİSİ ve KENTLEŞME OKUMA ÖNERİSİ

SLATTERY, M. (1985), Urban Socioiogy, Causevvay Press

İLERİ OKUMA ÖNERİLERİ

FALK, J. (2000), ‘Ferdinand Tönnies’, Andersen, H. and Kaspersen, B.K. (eds.), Classical and Modern Soda! Theory, Blackvvell, Oxford PAHL, R. (1965), Urbs in Rure, VVeidenfield & Nicholson REDFIELD, R. (1930), Tepotzlan: A Mexican Village, A Study of Folk Life, Univer- sity of Chicago Press

TÖNNİES, F. (1951), Community and Sodety, Harper Row [1887]

WILLAMS, Raymond. (1973), The Country and the City, Chatto& Windus, 1973 W1RTFI, L.N (1938), ‘Urbanism as a Way of Life’, American Journal ofSociology, vol. 44, p. 1 -24

YOUNG, M. AND VVILMOTT, P. (1962), Family and Kinship in East London, Pen- guin, Harmondsvvorth

Önceki sayfa 1 2

İlgili Makaleler