Tarihi Şahsiyetler

Gedik Ahmet Paşa Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

Gedik Ahmed Paşa (ö. 887/1482) Osmanlı veziriazamı.

Angiolello’ya göre Sırbistan’da doğdu. İvranye’ye (Vranye) bağlı Punusevce (Pol-nosevce) köyünün diğer adının 1570 ta­rihli TahriT De/teri’nde Gedik Ahmed Paşa olarak belirtilmesi doğum yerinin bu köy olduğunu düşündürmektedir. Ay­rıca İvranye’de bir cami yaptırması ve vakıf tahsis etmesi de bu tahmini pekiş­tirmektedir. Tanınmış olduğu “Gedik” lakabı ise Aşıkpaşazâde’ye göre kale aç­mak, kale tamir veya inşa etmek ma­haretine dayanmaktadır. Ayrıca bunun Gedikliler zümresinden yetişmiş olma­sından kaynaklanabileceği de belirtilir (IA, 1, 198). Hammer’in, bir dişinin eksik­liği dolayısıyla bu lakapla anıldığına dair verdiği bilgi İse inandırıcı değildir.

II. Murad döneminde iç oğlanı olarak saraya giren ve II. Mehmed zamanında askerî rütbeyle çıkıp kısa bir süre Rum beylerbeyiliği yapan Gedik Ahmed Paşa, 1462’den sonra İshak Paşa’nın yerine Anadolu beylerbeyiliğine getirildi. Fahri Hatun İbneti Abdullah adlı hanımı bu yıllarda Kütahya’da vefat etti. Dolayısıyla onun İshak Paşa’nın damadı olması Fah­ri Hatun’un ölümünden sonraki yıllarda gerçekleşmiş olmalıdır. İlk büyük askerî başarısını 1461’de Koyulhisar’ı fethede­rek sağladığı anlaşılan Ahmed Paşa, Oruç Bey’e göre 1469 yılında {Oruç’un Manisa nüshasında İshak Paşa ile beraber) Kara­man (bugün Konya) Ereğlisi ve Aksaray’ı fethedip 11. Mehmed’in oğlu Şehzade Mustafa’yı Karaman valisi olarak Kon­ya’ya yerleştirdi. Ertesi yıl Eğriboz’un fethiyle sonuçlanan sefere katıldı. Aynı yıl Anadolu beylerbeyliğinden ayrıldı ve vezirlik rütbesini aldı. 1471’de Alâiye’yi (Alanya), ertesi yıl İçel ve Karaman’da Si­lifke, Mokan, Gorigos (Kızkalesi). Gülek ve Lülye’yl (Lülüe) ele geçirdi; Akkoyun-lular’ın yoğun askerî yardımıyla vatan­larını geri almaya kalkışan Karamanoğ-lu Pîr Ahmed ve kardeşi Kasım Bey’i ye­nilgiye uğrattı. Osmanlılar ile Akkoyun-lular arasında 1473 yılında meydana ge­len Otlukbeli Meydan Şavaşı’nın Osman-lılar’ın zaferiyle sonuçlanmasında önem­li rol oynadı. Şehzade Bayezid ile ara­larındaki tartışma da Hanivaldanus ve Neşrf nin rivayet ettiği gibi bu savaş sı­rasında olmuş, hatta Hammer, Ahmed Paşa’nın sonradan idam edilmesinin se­bebinin bu tartışmaya dayandığını be­lirtmiştir.

Gedik Ahmed Paşa, 1474’te idam edi­len Mahmud Paşa’nın yerine veziriazam oldu; Karaman ve İçel’deki askerî faali­yetlerini Ermenek, Manyan ve Silifke hi­sarlarını tekrar alarak sürdürdü. 1475′-te II. Mehmed onu donanmayla Kırım’­daki Ceneviz sömürgelerinin fethine gön­derdi. Gedik Ahmed Paşa Haziran 1475′-te Kefe, ardından Sudak ve Azak’ı zap­tedip Menkup’u kuşattı. Kefe’de Cene­vizliler tarafından hapse atılmış olan Kı­rım Hanı Mengli Giray’ı zindandan çıkar­dı ve onunla bir anlaşma yapü. Buna gö­re Mengli Giray Kırım hanı olarak Os­manlı himayesini tanıyordu. Kazandığı başanlann da rolüyle kendisini üstün görmeye başlayan Ahmed Paşa, bu ta­vırları yüzünden zafer dönüşü padişa­hın güvenini kaybetti. Onun bu tavrı bir anlamda, Afyon’da 1470 yıllarında inşa ettirdiği külliyenin sultanlara yaraşır bo­yutları ve görünüşüyle de gözler önüne serilmektedir.

1477’de Arnavutluk’ta İşkodra’ya kar­şı girişilecek bir sefere memur edilen Gedik Ahmed Paşa, orduda hâkim  menfi havaya uyarak bu görevi üstlen­mekten kaçındı. Bunun üzerine göre­vinden alınarak Rumelihisan’nda hapsedildi. Ertesi yıl, o sıralarda genç yaşta bulunan ve Arnavutluk seferine mîra-lem olarak katılan Hersekzâde Ahmed’in ara buluculuğuyla serbest bırakılıp kap-tan-ı deryalığa ve aynı zamanda Avlon-ya sancak beyliğine getirildi. Bu görev­de iken 1479’da Ege’de Kefalonya, Zan-ta ve Ayamavra’yı zaptetti. Bunun üze­rine bu adaların prensi III. Leonardo Toc-co ile Napoli hanedanına mensup olan yeni hanımı bölgeyi terkedip Napoli’ye döndüler. İtalya fütuhatına ilk adım ola­rak görülen bu seferden sonra İl. Meh­med 1480 yılında Gedik Ahmed Paşayı Otranto’ya gönderdi. Ön yargılı çağdaş bir İtalyan kroniği bu sırada Ahmed Pa-şa’yı “cılız, esmer tenli, büyük burunlu, seyrek sakallı, orta boylu, çirkin, son de­rece merhametsiz, çok cimri” olarak tas­vir eder. Otranto’yu Ağustos 1480’de fetheden Gedik Ahmed Paşa, İtalya’da girişeceği yeni fütuhat için ertesi ilk­baharda Avlonya bölgesinde asker top­layıp donanmanın gelmesini beklerken Fâtih Sultan Mehmed’in ölüm haberini aldı. Yeni padişah olan II. Bayezid’den ve ayrıca divandan donanma gönderil­mesi ve Otranto Kalesi’ni savunan Osmanlı askerlerine yardım sevkedilmesi ricasında bulunmasına rağmen istekleri kabul edilmediği gibi kendisi de asker­leriyle geri çağrıldı.

Fâtih’in son yıllarında Şehzade Baye­zid İle Cem arasında taht için cereyan eden gizli mücadelede idareci, ulemâ ve askerî üst zümreler arasında kutuplaş­malar ortaya çıkmış. Gedik Ahmed Pa­şa İse kayınpederi İshak Paşa’nın Baye­zid taraftan olmasına rağmen ne Cem’in ne de Bayezid’in tarafını açık bir şekil­de tutmuştu. Haziran 1481’de Bayezid ile Cem arasında Yenişehir’de yapılan savaşa son anda yetişen Gedik Ahmed Paşa, Hanivaldanus’a göre Bayezid’in sa­vaşı kazanmasında büyük katkıda bu­lundu. Ancak Cem’i Ereğli’ye kadar ta­kip etmesine rağmen onu yakalayama­dı, hatta bu yüzden Cem taraftan oldu­ğuna dair rivayetler ortaya atıldı. Bir müddet sonra yeniden vezirlik rütbesi­ni alan Ahmed Paşa’nın da Cem’e karşı açık bir tavır almadığı anlaşılmaktadır. Bunun hemen ardından II. Bayezid, bazı anlaşmazlıklann tesiriyle ve özellikle de onun gizlice Cem taraftan olmasından şüphelenmesi dolayısıyla itaatsizliğini ba­hane ederek Ahmed Paşa’yı hapse attırdi. Onu iktidardan uzaklaştırmayı amaç­layan bu girişimde padişahın damadı olan ve nüfuzlu bir ailenin temsilcisi sa­yılan Hamza Bey oğlu Mustafa Paşa önemli rol oynadı. Gedik Ahmed Paşa’-nın hapsedilmesi kapıkullannın ayaklan­masına yol açtı. Bunun üzerine serbest bırakıldı ve vezirliği de iade edildi. Onun hapisten çıkarılmasında ayrıca kayınpe­deri İshak Paşa, Mesih Paşa ve Hersek-zâde Ahmed Paşa’nın da katkıları var­dır. Bu arada Karamanoğlu Kasım Beyin liderliğinde Karaman’da bir isyan başla­dığından Gedik Ahmed Paşa Konya’da bulunan Şehzade Abdullah’a yardım et­mek için Karaman’a gönderildi. Yola çık­madan önce düşmanı Hamza Bey oğlu Mustafa Paşa’yı hapsettirmeyi başardı. Ancak kendisi de rehin olarak oğlunu sarayda bıraktı. İsyanın bastırılmasında ümit edilen başarıyı sağlayamadı. Çün­kü Kasım Bey kış başlamadan önce Su­riye tarafına kaçmıştı. Bunun üzerine Ahmed Paşa Lârende’de (Karaman) kış­ladı. Neşrî’ye göre Kasım Bey, bu sırada Mısır’da bulunan Cem Sultan’ı Gedik Ah­med Paşa ve bazı devlet adamlan namı­na yazdığı birkaç sahte mektupla Ana­dolu’ya geri dönmeye davet etmişti. Ge­rek bu olay, gerekse 1482 ilkbaharında Ahmed Paşa’nın yanında bulunan An­kara sancak beyi Mehmed’in Lârende’-den kaçıp Cem’in tarafına geçmesi II. Bayezid’in şüphelerini büsbütün arttırdı. Gedik Ahmed Paşa. II. Bayezid’in tered­düdünden faydalanarak düşmanı Ham­za Bey oğlu Mustafa’yı bertaraf ettirdi. II. Bayezid. en kabiliyetli kumandanı Ah­med Paşa’nın Cem’in tarafına geçeceği korkusuyla Cem ile yaptığı savaşa onu fazla karıştırmadı ve pasif halde bırak­maya çalıştı. Cem’in tekrar yenilip Ro­dos şövalyelerine kaçmasından sonra uzun süredir hareketlerinden endişe et­tiği Gedik Ahmed Paşa’nın ortadan kal­dırılması için padişahın önünde herhan­gi bir engel kalmadı. Sonunda 6 Şevval 887’de(18 Kasım 1482), vezirler ve bü­tün devlet erkânına Edirne’deki Yeni Sa­ray’da verilen ziyafetin ardından Gedik Ahmed Paşa boğdurularak öldürüldü. II. Bayezid bu olaya ait bir hatt-ı hümâyu­nunda Bostancıbaşı İskender’e, Gedik’in ölümünden bahisle artık Cem’in küçük oğlu Oğuzhan’ın da Öldürülmesini em­rettiği görülmektedir. II. Bayezid’in oğlu Şehzade Korkut’un İshak Paşa’nın evin­de yaşamış olması gibi Cem’in oğlunun da son iki yıi Gedik Ahmed’in ailesi ya­nında kalmış olması muhtemeldir.

Naaşı Edirne’de defnedilen Gedik Ah­med Paşa’nın oğullarından Mehmed’in 1486’dan sonra II. Bayezid’in kızı Selçuk Sultan’la evlendiği bilinmektedir. Bu za­tın 898’de (1492-93) Siroz’da (Serez, Ser-res) yaptırdığı büyük caminin kitabesin­de Ahmed Paşa’dan “sultânü’l-guzât, âsafü’l-İslâm, nasrü’l-âbidîn” şeklinde söz edilir. Gedik Ahmed Paşa Afyon’da­ki büyük külliyesinden başka Lâdik’te bir mescid ve bir köprü, Kütahya’da bir mektep ve bir arasta, Beküs köyünde bir mektep yaptırmış ve Konya’daki Mev-levî tekkesini de tamir ettirmiştir. İs­tanbul’daki eserlerinden, sadece bir ma­halleye ve semte adını veren hamamı günümüze kadar ulaşmıştır. İvranye’de-ki camii, muhtemelen Sırplar’ın 1878′-deki işgallerinden sonra yıkılan “Krsta-ta dzamija” (- Alaca Camii [?]) idi.

TDV İslâm Ansiklopedisi