Fetavayı Ebussuud Efendi Kitabı, Konuları, Özellikleri, Hakkında Bilgi
Fetavayı Ebüssuûd Efendi. Şeyhülislâm Ebüssuûd Efendi’nin (ö. 982/1574) fetvalarını bir araya getiren eser.
Kanunî Sultan Süleyman ve II. Selim devirlerinde aralıksız otuz yıl şeyhülislâmlık yapan Ebüssuûd Efendi’nin fetvalarını, biri ülkedeki bütün kadıları bağlayan fetvalar, diğeri onun bir müftü olarak dinî konularda sorulan sorulara verdiği cevaplar olmak üzere iki gruba ayırmak mümkündür. Birinci gruba girenler “fetvâyı şerife” adıyla padişaha sunulup tasdik edildikten sonra, devlet başkanının içtihadı meselelerden birini tercih etmesi durumunda onunla işlem yapılacağı prensibi gereği imparatorluktaki bütün kadıları bağlayıcıdır. Ma’rûzdr’ta yer alan Ebüssuüd’a ait fetvalarla kânûn-ı cedîdin nüvesini teşkil eden fetvalar, Budin Kanun-nâmesi’nin mukaddimesi olarak kaydedilen ve mîrî arazinin esasını tanzim eden fetvalar, gedik, icâreteyn, istibdâl gibi konulara ait fetvalar bu gruba girmektedir. Bu tür fetvalar kanunnâmeler gibi hukukî mevzuat arasında yer almış ve günümüzdeki içtihadı birleştirme kararlarının fonksiyonlarını ifa etmiştir. Ebüssuûd Efendi’nin bu fetvaları, Osmanlı Devleti’nin son zamanlarına kadar yapılan bütün hukukî düzenlemelere temel teşkil etmiştir. Meselâ vakıf müessesesinin zirveye ulaştığı bir dönemde Ebüssuûd Efendi vakıflarda gedik meselesini araştırarak çalışmasını bir risale içerisinde Kanûnî’ye fetvâyı şerife şeklinde arzetmiş ve Osmanlı Devleti’nde asırlarca uygulanan, bazan faydalı, bazan da zararlı sonuçlar doğuran gedik hakkının temeli Ebüssuüd’un bu fetvası ile atılmıştır.
Yine mîrî arazi rejimi, Ebüssuûd Efendi’nin bütün kânûn-ı cedîd nüshalarının baş tarafında zikredilen fetvalarında her yönüyle açıklanmıştır. Hatta Budin Kanunnâmesi’nin mukaddimesinde mîrî arazi meselesi fetva şeklinde açıklandığı gibi II. Selim devrinde hazırlanan Üsküp Kanunnâmesinin mukaddimesinde de konu çok açık biçimde ve fetva tarzında beyan edilmiştir. Ayrıca sûfller, kızılbaşlar ve Şiîler’le ilgili fetvaları ile malikâne-divanî sistemi ve Osmanlı vergi hukukunu yakından ilgilendiren öşür ve aksamı hakkındaki fetvaları Osmanlı hukukunda derin izler bırakmıştır.
Ebüssuûd’un birinci gruba giren fetvalarını diğer fetvalarından ayıran en Önemli özellik, bunların cevaplarının kısaca “caizdir” veya “caiz değildir” şeklinde olmayıp bazan müstakil bir risale teşkil edecek tarzda gerekçeleri ve delilleriyle birlikte geniş olarak verilmesidir. Meselâ onun nakit para vakfının meşru olduğunu ileri süren ve Çivizâde Muhyid-din Mehmed Efendi’nin aksi yöndeki görüşlerini tenkit eden fetvası nakit para vakfı hakkında müstakil bir monografi gibidir. İmam Birgivî’ye karşı yine aynı konuda kaleme aldığı fetva da müstakil bir risale olarak basılmıştır. Sorulan soru ile İlgili fıkıh kitaplarında farklı görüşler ortaya atılmış ve Ebüssuûd da bunlardan birini tercih etmişse bunun delillerini etraflı şekilde fetvalarında aksettirmiştir. Bu hususta Ebüssuûd Efendi’nin İslâm hukukuna ve Osmanlı uygulamasına katkısı çok önemlidir.
Ebüssuûd Efendi’nin ikinci gruba giren, onun bir müftü olarak İslâm hukukunun hemen her dalına ait verdiği fetvalar ise çeşitli kişiler tarafından klasik fıkıh kitaplarının sistematiğine uygun şekilde bir araya getirilmiştir. Ebüssuûd müftülüğü süresince verdiği fetvaları bizzat kendisi tedvin etme imkânı bulamamış, ancak daha hayatta iken kâtipleri ve talebeleri onun fetvalarını derleyip düzenlemişlerdir. Bunlardan bazıları şu şekiide sıralanabilir:
1- Bozanzâde Mahmûd b. Kâdî Bozan’ın Mecmuası. Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan nüshaya göre Bozanzâde Mahmûd b. Kâdî Bozan veya diğer bazı kaynakların tesbitine göre Bozanzâde Muhammed b. Ahmed tarafından düzenlenen mecmuadır. Klasik fıkıh kitaplarının “kitab” ve “bab” sistematiği içinde hazırlanan mecmua kırk yedi bölümden oluşmaktadır. Ebüssuûd’dan yaklaşık bir yıl sonra vefat eden Bozanzâde Ebüssuûd’un yanında fetva kâtibi ve müsevvidi olarak çalışmıştır. Onun vefatından sonra Rodos ve Manisa müftülüklerine tayin edilen Bozanzâde Ebüssuûd’un verdiği bütün fetvaları toplamış, ancak mecmuayı temize çekememiş ve dîbâcesini yazamamıştır. Bu mecmuaya 996 (1588) tarihinde Âlî adlı bir kişi tarafından son şekli verilmiştir. Mecmuanın diğerlerinden farkı, içinde başka şeyhülislâmlara ait herhangi bir fetvanın bulunmayışı ve fetvaların Ebüssuüd’a aidiyetinin kesin oluşudur.
2- Velî Yegân’ın (VelT b. Yûsuf) Mecmuası. Ebüssuûd’un talebesi ve fetva kâtibi olan Velî Yegân (o. 998, 1589-90) Ebüssuûd, Kemalpaşazâde. Çivizâde Muhyiddin Mehmed Efendi, Sadî Çelebi ve Zenbilli Ali Efendi gibi meşhur Osmanlı şeyhülislâmlarının fetvalarını klasik fıkıh kitapları sistematiğine uygun şekilde bir araya getirmiştir. İçindeki fetvaların çoğu Ebüssuûd Efendi’ye ait olan bu mecmuanın İstanbul kütüphanelerinde çok sayıda nüshası mevcuttur.
3- Kâkülüperîşan Şeyhî Efendi Mecmuası. Yine Ebüssuûd’un talebesi ve fetva kâtiplerinden olan Şeyhî Efendi’nin ona ait mektup, mürâsele vb. münşeatları derlediği gibi fetvalarını da bir mecmuada topladığı kaynaklarda zikredilmektedir.
4- Bazı kaynaklar. 983 (1575) yılında bir grup ilim adamının Ebüssuüd’a ait fetvaları ve çeşitli mecmuaları tarayarak III. Murad adına yeni bir mecmua meydana getirdiklerini belirtmektedir.
Bunların dışında “Ebüssuûd Efendi Fetâvâsı” adı altında muhtelif kütüphanelerde ve Özellikle de İstanbul’da birçok fetva mecmuası bulunmaktadır ime selâ bk Süleymaniye Ktp , Esad Efendi nr 3727, Ayasofya, nr. 0.1543, Fâtih, nr 679, 2349, 2350, Hacı Mahmûd Efendi, nr 1217, 1219, 1225, 1228, 1236, 1238,4198, Hamidiye, nr. 590, İzmir, nr. 253, 254, Lala İsmail, nr. 706, 108 M, I. Ahmed, nr. 95, Kılıç Ali Paşa, nr. 491, Hasan Hüsnü Paşa, nr. 423 m, 423, 518, Hacı Beşir Ağa, nr. 304, 656, Lâleli, nr. 3738, Yenicami, 624, 626, TSMK, III. Ahmed, nr. 786; Millet Ktp., Şer’jyye, nr. 80.
Ebüssuûd Efendi’nin fetvaları tarih boyunca birçok fakihin ve çağımızda bazı araştırmacıların dikkatini çekmiştir. M. Ertuğrul Düzdağ, Şeyhülislâm Ebüssuûd Efendi Fetvaları İşığında 16. Asır Türk Hayatı[288] adlı eserinde Ebüssuüd’a ait 1001 fetvayı Latin harflerine çevirerek neşretmiştir. Fransız araştırmacısı Mario Grignaschi, “La Valeur du temoignage des sujets non-musulmans (dhimmi) dans l’empire ottoman” başlıklı araştırmasında[289] genellikle Ebüssuûd’un fetvalarına dayanmıştır. Friedrich Selle’in hazırladığı Prozessrecht des XVI. Jahrhunderts im Osmanischen Reich adlı doktora tezi de tamamıyla Ebüssuûd Efendi’nin fetvalarına dayanmaktadf.
Ahmet Akgündüz. Osman Kaşıkçı ve Vahdet Yılmaz’dan oluşan bir heyet Velî Yegân’ın mecmuasını esas alıp diğer mecmuaları da tarayarak Ebüssuûd Efendi fetvalarını neşre hazırlamaktadır.
TDV İslâm Ansiklopedisi