Tarihi Şahsiyetler

Ferhat Paşa Kimdir, Hayatı, Dönemi, İdamı, Hakkında Bilgi

Ferhad Paşa (ö. 1004/1595) Osmanlı veziriazamı.

Arnavut asıllıdır. Devşirildikten sonra Enderun’da yetiştirildi ve kapıcıbaşılık göreviyle saraydan çıktı. Kanunî Sultan Süleyman’ın saltanatının sonlarına doğ­ru hükümdarın takdirini kazanarak ya­kın adamları arasına girdi. Padişahın Sigetvar’da ölümü üzerine de naaşı onun nezâretinde İstanbul’a getirildi. Daha sonra mîrâhurluk görevinde bulundu ve 1 Safer 990’da(25 Şubat 1582) yeniçeri ağası oldu. Şehzade Mehmed’in (Ilı. Meh­med) sünnet düğünü şenlikleri sırasında celep sipahilerle yeniçeriler arasında çı­kan kavga dolayısıyla Sadrazam Sinan Paşa’nın tesiriyle görevinden alındı. Bir müddet sonra Sinan Paşa’nın sadâret­ten azli ve Rumeli Beylerbeyi İbrahim Paşa’nın kubbe veziri olması üzerine Ru­meli beylerbeyi I iğine getirildi, ardından da Sadrazam Siyavuş Paşa’nın teklifiyle dördüncü vezir olarak fran seferine ser­dar tayin edildi(3 Zilhicce 990/29 Aralık 1582). Ferhad Paşa’nın İran seferi başa­rılı geçmiş, İstanbul’a döndükten sonra serdarlık Özdemiroğlu Osman Paşa’ya verilmiş, bir süre sonra onun ölümü üze­rine Ferhad Paşa ikinci defa serdar ol­muştur(Ocak 1586). Bu ikinci serdarlığı sırasında yine başarılı faaliyetlerde bu­lundu, Tebriz’i merkez yaparak Gence’yi aldı. Daha sonra Şah I. Abbas ile banş görüşmelerinde bulundu ve Safevî elçi­lik heyetiyle İstanbul’a dönerek 1590 Os­manlı-Safevî anlaşmasının yapılmasın­da rol oynadı. Bunun üzerine 10 Şevval 999’da(1 Ağustos 1591) Sinan Paşa’nın yerine vezîriâzam oldu. Ancak başta Si­nan Paşa olmak üzere kendisini çeke­meyenlerin devamlı şekilde aleyhinde faaliyetlerde bulunmaları sonucu, Erzu­rum’daki olayları bahane edip saraya yürüyen yeniçerilerin çıkardığı karışıklık­lar sırasında görevden azledilerek(21 Cemâziyelâhir 1000/4 Nisan 1592) tek­rar ikinci vezirliğe indirildi. Ayrıca ser­darlığı dönemine ait hesapları teftiş edil­mek üzere bir heyet teşkil edildiyse de sadrazamların teftişi geleneğe aykırı bu­lunarak bundan vazgeçildi.

1595’te III. Mehmed’in tahta çıkması ve Vezîriâzam Sinan Paşa’nın Avusturya cephesindeki serdarlığı sırasında sadâ­ret kaymakamı olarak İstanbul’da bulu­nan Ferhad Paşa(Ağustos 1593) bu gö­revinde önemli hizmetlerde bulundu. Si­nan Paşa’nın cephedeki başarısızlıkları sebebiyle azli üzerine de ikinci defa sad­razamlığa ve serdarlığa getirildi( 6 Ce­mâziyelâhir 1003/ 16 Şubat 1595). Fakat Malkara’da çiftliğinde oturmaya mec­bur edilen Sinan Paşa bu azli bir türlü hazmedemeyerek rakibi Ferhad Paşa aleyhine yoğun bir yıpratma faaliyetine girişti. Bir kısmı kendi adamı olan bazı kuloğulları ve sipahilerin İstanbul’da Fer­had Paşa aleyhine huzursuzluk çıkarmalarını sağlayıp onu gözden düşürme­ye çalıştı. Ancak bu sırada Eflak serhad-dine hareket etmek üzere olan Ferhad Paşa. bütün bunların Sinan Paşa’nın tah­rikiyle olduğuna III. Mehmed’i ikna etti­ği gibi onun gözlerine mil çekilerek ce­zalandırılması konusunda bir hüküm de aldı. Fakat adamları büyük bir fitneye sebep olacağı gerekçesiyle vezîriâzamı bundan vazgeçirdiler. Ferhad Paşa Ef­lak seferine çıkıp sınır boylarında faali­yette bulunurken İstanbul yakınındaki Sinan Paşanın kışkırtmalarıyla dört ay on dokuz gün süren ikinci sadâretinden azledildi(7 Temmuz 1595). Mührü teslim almak ve aynı zamanda idam kararını yerine getirmekle görevli kapıcılar ket­hüdasının gelişinden iki gün önce azledildiğini haber alınca Ferhad Paşa mühr-i hümâyunu Satırcı Mehmed Paşa’ya tes­lim ederek süratle İstanbul’a gidip Metris’teki çiftliğinde saklandı; bu arada gönderdiği değerli hediyelerle Valide Safiye Sultan’ın desteğini kazanarak ölüm­den kurtuldu. Bundan hoşlanmayan Si­nan Paşa, çeşitli entrikalarla idamı ger­çekleştirmek için Bostanzâde Mehmed Efendi’den aldığı bir fetva ile ferman çı­karttı. Bunun üzerine Ferhad Paşa çiftliğinden alınıp Yedikule’ye hapsedildi ve azlinden üç ay sonra 4 Safer 1004 akşamı(9 Ekim 1595) boğdu­ruldu. Naaşı Eyüp’te yaptırdığı henüz ta­mamlanmamış türbesine defnedildi. Selânikî, bu türbenin altı ay sonra Sinan Paşa vefat eder etmez açılıp inşaatın bi­tirildiğini yazar. Malı­nın tamamı müsadere edilmişse de da­ha sonra Sadrazam Derviş Paşa’nın I. Ahmed’e müracaatı neticesinde çiftliği­nin çocuklarına kalmasına izin verilmiş­tir.

Avusturya elçilik heyetinde bulunan Baron W. Wratislaw’ın uzun boylu, esmer, sevimsiz bir kimse diye tasvir ettiği Ferhad Paşa Osmanlı kay­naklarında liyakat sahibi, üstlendiği gö­revi yerine getiren bir devlet adamı ola­rak zikredilmiş, özellikle İran seferlerindeki başarıları övülmüştür. III. Murad tarafından takdir edildiği halde III. Mehmed’in tecrübesizliği sebebiyle muhalif­lerinin telkinlerine aldanıp onu gözden çıkardığı da belirtilmektedir. Kendisi gibi Arnavut asıllı olan Si­nan Paşa İle aralarındaki çekişme ve dev­let merkezinde adamları ve taraftarla­rıyla âdeta iki ayrı parti gibi birbiri aleyhine yürüttükleri yoğun faaliyet, XVI. yüz­yılın son çeyreğinde Osmanlı iç siyaseti­nin ve merkezî bürokrasinin en önemli olaylarından birini oluşturur. Bu reka­bet ayrıca dış siyasette de kendini gös­termiş, askerî başarısızlıklarda rol oyna­mıştır. Her ikisinin de hizmetinde bulunup kendilerini yakından tanıyan tarihçi Selânikî, eserinin muhtelif yerlerinde bu iki vezirin şahsiyetini ve icraatını tahlil eden satırlara yer vermiş, Ferhad Paşa’­nın daha insaflı olduğunu kaydetmiş. hatta onun idamı dolayısıyla. “Umûr-ı saltanata bir mertebede vücûdu lâzım ve elzem idi ki nice yıllar mumlar yakıp arayıp bulamayalar” diyerek hissiyatını belirtmiştir. Bu rekabete, o dönemde İstanbul’da bulunmuş bazı yabancı elçilik mensupları da eserlerin­de yer vermişlerdir. Ayrıca bu durum, başta İsmail Hami Danişmend olmak üzere bazı araştırmacıların üzerinde dur­duğu gibi Osmanlı siyaset ve bürokrasi­sinde sadece bir Türk-devşirme reka­beti değil aynı zamanda devşirmeler ara­sında da bir mücadelenin varlığını gös­teren tipik örnektir.

Tâlikîzâde Mehmed Efendi Gürcistan seferiyle ilgili eserinde onun 1592’deki faaliyetlerini konu edinir. Bu eserde yer alan tek minyatür ise yeni inşa edilen Tomanis Kalesi önünde Ferhad Paşa’yı harp meclisi akdederken göstermektedir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

İlgili Makaleler