Felsefe Yazıları

Felsefi Antropoloji Nedir, Tanımı, Hakkında Bilgi

Felsefi antropoloji, bazen antropolojik felsefe olarak adlandırılır, metafizik ve insanoğlunun fenomenolojisi ile kişilerarası ilişkilerin sorularını ele alan bir disiplindir.

İnsanin özü ve bunun belirli somut yaşam içinde gerçekleştirilmek üzere kuruluşu ya da oluşturulması üzerine felsefi ve kuramsal etkinlikler ve öğretiler bu alana girer. İlk biçimleri Kant’a ve Herder’e kadar uzanmaktadır. 19. yüzyıl felsefesi içinde de etkisi görülür. 20. yüzyıl felsefesinde ise Max Scheler, William James, John Dewey felsefi antropolijinin önemli isimleridir. Bu felsefe tutumu, bir yandan bilimlerin geliştirdiği bilgilerden yararlanarak belirgin bir insan fikrini şekillendirmeye çalışırken, bir yandan da doğa bilimleri ile insan bilimleri ya da tin bilimlerinin sonuçlarını bağlantılandırmaya çaba gösterir. Bütün bunlar insan varlığının temel niteliğini ya da özünü kavramaya ve daha da ötesi bu varlığın anlamını metafizik yönden değerlendirmeye yönelik bir ilginin ögelerini meydana getirir. Bu felsefe tutumu, genel anlamda insan varlığının bir felsefesi olmak iddiasıyla ortaya çıkar.

Bağımsız disiplin olarak felsefi antropoloji

1920’lerde gelişmesinden bu yana, Almanya Weimar kültürü çevresinde, felsefi antropoloji, epistemoloji, etik, metafizik ve estetiğin diğer geleneksel alt disiplinleriyle rekabet ederek felsefi bir disiplin haline getirildi. İnsanoğlunun davranışlarını, hem kendi sosyal çevrelerindeki yaratıklar hem de yaratıcıları kendi değerleri açısından farklı yollarla birleştirmeye yönelik girişimdir. Felsefe tarihi boyunca felsefecilerin çoğunluğunun düşüncelerini temel alan kendine özgü bir “antropoloji” olduğu söylenebilir; felsefe antropolojisinin kendisi, felsefede belirli bir disiplin olarak, felsefede gelişen yöntemlerden bir gelişme olarak daha sonraki çağda ortaya çıkmış olsa da , fenomenoloji ve varoluşçuluk gibi. Enerjisini, insan deneyimine (ilk kişi perspektifi), filozofun kendi kişisel deneyimlerinden yola çıkarak metodolojik yansıtmadan alan, doğal olarak, insan doğası ve insan koşulunun felsefi araştırmalarının ortaya çıkışını kolaylaştırdı.