Sosyoloji

Felsefe ve Dil, Ludwig Wittgenstein Üzerine Bir Araştırma

Ömer Naci Soykan – Felsefe ve Dil – Wittgenstein Üzerine Bir Araştırma

“Söyleyin onlara, şahane bir hayatım oldu”

Felsefesi – 1. Dönem: Tractatus
2. Dönem: Felsefi Soruştumalar

1. Dönem
Ağırlıklı olarak; Mantık
Araştırma konusu; Dünya

2. Dönem
Ağırlıklı olarak; Dilbilgisi
Araştırma konusu; Dünya

Her iki dönemdeki “çaba” da başarısızlıkla sonuşlanmıştır.

Metafizik atomculuk -> Nesne, dünyanın yapı taşı, özüdür.
Bunun dildeki karşılığı addır.

“Dile getirilemeyen vardır yine de bu kendisini gösterir. Gizemli olandır o”

İdeal Dil – ?
Günlük dil – Temelde olandır, bu nedenle temellenemez. Gündelik dilde dil oyunu ve dilbilgisi kavramları öne çıkar.
Gündelik dilin kendiliğinden temellenmiş olması ona yönelik idealleştirme çabalarını yersiz addeder. Ancak gündelik dilin dilbilgisini öğrenmek dilin kullanımını aydınlatmak için kaçınılmaz.

Dünyayı anlamak/betimlemek için özel bir dile ihtiyaç yok (öyleyse niçin anlaşılamıyor/anlamak üzere işlenen veriler neden yeterli olmuyor), sembolik bir dile gerek yok. Dil gerçeklik karşısında, bu durumda tam bir özerkliğe sahiptir. Bu durumda TLP metafizikten başka bir şey değildir.

Dilbilgisi – Dilin özgürlüğüdür.

İdeal dil problemi
Dil – Dünya uygunsuzluğu – Bu durum metafizik olarak nitelenir.

“Yaşam sorununun çözümü bu sorunun yok olmasında görülür”

Bir ahlak biliminin olamayacağında ısrar ediyor.

Metafizik – konuşulamayan dilin sınırları

“insan hangi noktaya erişmişse, ancak o düzeyde yazabilir”

Dünya, olguların bütünüdür.

Dünyanın anlamı, dünyanın dışında olmalıdır.

Ahlak, dile gelemez, aşkındır.
Ahlak ile estetik bir ve aynıdır.

Ahlak doğrudan doğruya istemeyle ilgilidir.
İsteme olmasaydı, “ben” diye adlandırdığımız ve ahlakın taşıyıcısı olan dünyanın merkezi olan şeyde var olamazdı.

Yaşamın sorunsal olması, yaşamının biçimine uymaması demektir.

İstemenin olduğu yerde ahlak var.
Ahlak olmaksızın bu anlamda dünya da olamaz.

İsteme öznenin dünyaya bir tavır alışıdır.
Özne, isteyendir. İsteme edimi eylemin nedeni değil aksine eylemin kendisidir.

“Düşünür, bütün ayrıntıları çizmeye çalışan ressama çok benzer”

İyi ve kötü esasında yalnızca “ben”dir, dünya değil.

Matematik; her yerde aynı olandır; aritmetik, sayıların dilbilgisidir.

Güçlük; temelsiz olanı kavramaktır(temelsiz olanın kavramaya çalışması/koyunların çobanı anlamay çalışmasıda böyle olmalı)

“Aslında kalemimle düşünüyorum ben, çünkü kafam, elimin ne yazacağını çoüunlukla hiç bilmiyor.”

Bildiğim, inandığım şeydir
inandığım bildiğimdir (ya aldatmak/aldatılmak)

“sözcüklerin tamamıyla ancak yaşam ırmağında anlamı vardır”

“Kim düş görürken “düş görüyorum” derse, meğer ki o bu sırada işitilebilir bir biçimde konuştuysa da, gerçekten yağmur yağdığı sırada düşünde yağmur yağıyor dediğindeki kadar az haklıdır. Meğer ki onun düşü yağmurun sesiyle bağlantılı olsa da”
27.04.1951 (son satırları)


29 Nisan 1951’de öldü

“üzerinde konuşulamayan karşısında susmak gerekir” ya da “Nereden söz edilemiyorsa o konuda susmalı”

Kabalcı Yayınları
1995

İlgili Makaleler