Tarihi Şahsiyetler

Fatih Sultan Mehmet Kimdir, Hayatı, Padişahlık Dönemi, İstanbul’un Fethi

Mehmed II (ö. 886/1481) Osmanlı padişahı  (1444-1446,  1451-1481).

27 Receb 835 (30 Mart 1432) tarihinde Edirne’de doğdu. II. Murad’ın dördüncü oğludur. Altı yaşında iken Amasya’ya vali tayin edildiği iddiası şüphelidir; 1443 ba­harında iki lalası Kassabzâde Mahmud ve Nişancı İbrahim b. Abdullah Bey ile Edir­ne’den Manisa’ya vali gönderildiği bilin­mektedir. Aynı yılın sonlarında ağabeyi Amasya valisi şehzade Alâeddin Ali Çelebi’nin vefatı üzerine tahtın tek vârisi du­rumuna geldi. Tahttan çekilmeyi düşünen II. Murad 847 (1444) baharına doğru onu Manisa’dan yanına getirtmiştir. 24 Safer 848’de (12 Haziran 1444) Edirne’de Ma­car kralı, Sırp despotu ve Hunyadi Yanoş’un (Yanko) elçileriyle barış antlaşma­sı imzalanırken Mehmed de hazır bulun­du. Ardından II. Murad oğlu Mehmed’i tahtına geçirip “kaymakam ederek” Ana­dolu’ya geçti ve temmuzda Yenişehir’de Karamanoğlu ile kendi adına ve “Meh­med Bey” adına bir ahidnâme (sevgendnâme) imzaladı. Oradan dönüp ağustosta Mihalıç ovasında kapıkulu ve paşalar önünde tahtı resmen oğlu Mehmed’e bı­raktığını ilân etti. Kendisi Bursa civarında zâhidlerle inziva hayatına çekildi. Devle­tin henüz on iki yaşında olan tecrübesiz bir gencin eline bırakılması içeride ve dı­şarıda büyük buhranlara yol açtı. Balkanlar’da ve Anadolu’da II. Murad zamanın­da alınan yerler terkedildi. Nitekim 1440′-ta tamamıyla fethedilen Sırp despotluğu eski sahibi Georg Brankovic’e iade edile­rek canlandırılmış, Eflak beyinin tâbiiyet bağları Macar aracılığı sonucunda gevşe­tilerek şahsen padişaha kulluğunu sunmaya gelmesi şartı kaldırılmış, böylece Osmanlı ülkesi etrafında bu iki beyliğin üzerinde Macar etkisi kuvvetlenmişti. Anadolu’da ise Karam anoğlu’na Beyşeh-ri, Akşehir, Seydişehir ve Oklukhisan ter­kedilmişti. Güney Arnavutlukta Gin Ze-nebissi ayaklanmasını kuzeyde eski Akçahisar subaşısı İskender Bey’in isyanı izle­di. Güneyde Mora Despotu Konstantin, Korint berzahını aşarak Osmanlı nüfuz bölgesine girdi. 846 (1443) kışında düş­manla birleşerek Sofya’da bir vladikayi başlarına getiren Bulgarlar bile bir tehli­ke unsuru olarak görünmekteydi. Edir­ne’de kararlaştırılan barışa karşı Macaristan’da savaşçı bir cereyan uyanmış ve bir Haçlı seferi için hazırlıklara başlanmıştı. Batı hıristiyanları Bizans’ın aracılığı ile Karamanoğlu’nu da ortak bir saldırıda aralarına almaya çalışıyorlardı.

Sultan Mehmed aynı zamanda büyük bir iç bunalımla da karşı karşıya kaldı. O yaz payitahtta paşalar arasındaki rekabet ve çekişme, Edirne’de korku içindeki hal­kın Anadolu’ya kaçışı, gösteriler ve niha­yet kanlı Hurûfî ayaklanması.[8 Cemâziyelâhir 848/22 Eylül 1444] şehri harap eden büyük yangın bu buhranın başlıca görüntüleridir. Küçük yaştaki padişah duruma hâkim olamıyordu. II. Murad dev­leti daha ziyade ulu veziri Çandarlı Halil Paşa’nın yetkili ellerine bırakmıştı. Fakat diğer devlet büyükleri, bilhassa Çandar-lı’nın eski rakibi Rumeli beylerbeyi vezir Şehâbeddin Şahin ile şehzade lalası Ni­şancı İbrahim ve Zağanos paşalar (hepsi kul aslından) Çandarlı’ya karşı II. Meh-med’in etrafında toplanmışlar, iktidarı onun adına Çandarli’nın elinden almaya çalışıyorlardı. O yaz Bizans’ın elindeki Os­manlı şehzadesi Orhan Çelebi tahtı Mehmed’in elinden almak ümidiyle İstanbul’­dan harekete geçmiş, İnceğiz’e gelmiş, taraftar bulamayınca Dobruca’ya kaçmış, nihayet Şehâbeddin Paşa’nın sıkı kovala­ması sonucunda bir şey yapamadan tek­rar İstanbul’a sığınmıştı.