Dünya Edebiyatı

Fars Edebiyatında Hiciv Türü, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Fars edebiyatında hiciv, Abbasî döneminden başlayarak şekil ve muhteva bakımından Arap edebiyatının etkisiyle gelişmiştir. Fars edebiyatının bi­linen ilk hicviyesi, Fİrdevsî’nin Gazneli Sul­tan Mahmud hakkında yazdığı rivayet edilen hicviyedir. X-XII. yüzyıllardan itiba­ren İranlı şairler eserlerinde hiciv türüne de yer vermişler, bu nitelikte uzun kasi­deler, kıtalar ve mesneviler yazmışlardır. Ancak bu türde ilk defa bir akım başla­tan şair, Mâverâünnehir bölgesinde ya­şayan Sûzenî-i Semerkandî’dir (ö. 568/ 1173). Öğrencilerinden Kaşide-i Laklak müellifi Ali Şatranc-ı Semerkandî. Cennetî-yi Nahşebî ve Lâmiî-yi Buhârî onun ay­nı bölgedeki takipçileri arasında yer alır­lar. Humhâne adlı eserinde Sûzenî’yi ağır bir şekilde hicveden Hakîm Celâl (Celâlî) ve Sultan Sencer döneminin şairlerin­den Kûşkekî-i Kâyinî dönemin hiciv yazan diğer şairlerindendir. Gazneliler devri şairlerinden Rûhî-i Velvâlicî ve Muhtârî-i Gaznevf nin de hicivleri vardır. Bu dönem­de şairlerin bir kısmı övdükleri kişilerden bekledikleri ödülü alamadıkları veya az il­tifat gördükleri zaman, bu imkânlardan faydalanan şairleri gözden düşürmek için çok ağır hicivler yazmışlardır. Nâsır-ı Hüs-rev. Senâî. Evhadüddin Enverî. Ebü’l-Alâ-i Gencevî, Zahîr-i Fâryâbî ve Cemâleddîn-i İsfahânî XI ve XII. yüzyıllarda hiciv yazan İranlı şairler arasında zikredilebilir. Ömer Hayyâm’ın da riyakâr zâhidleri yeren rubâî tarzında hicivleri vardır.

XII ve XIII. yüzyıllarda Moğol istilâsı devrinde hiciv ve hezl hem nazımda hem nesirde daha ilgi çekici bir hale gelmiş, bu dönemlerde yetişen şair ve edipler­den Sa’dî-i Şîrâzî GüJisfân’ında, Evha-düddîn-i Merâgi Câm-ı Cem’inde. Hâfız-ı Şîrâzî gazellerinde. Seyf-İ Fergânî kaside ve kıtalarında, Hâcû-yi Kirmânî bazı kıta­larında bu tür şiir örnekleri vermişlerdir. Dönemin özellikle hiciv ve hezl konusun­da şiir yazan diğer bir şairi Ubeyd-i Zâkâ-nî-i KazvînîAîıîâku’İ-eşröi, Risâle-i Dil-güşâ, Ta’rifât ve Mûş u Gürbe adlı eser­lerinde içtimaî hayatta siyasî çevrelerde görülen aksaklık ve çarpıklıkları hiciv ve hezl tarzında yermiştir. Bunların yanında, Ubeyd-i Zâkânî’nin ve Hâfız’ın etkisinde kalan Bû İshâk-ı Et’ime ve Dîvân-i Elbi­se yazarı Nizâmeddin Kârî-yi Yezdî’yi de zikretmek gerekir.

Safevîler dönemi şairleri arasında hiciv türünde en çok şiir yazan Vahşî-i Bâfki1-dir. Vahîdî-i Kumî, Hayretî-i Tûnî. Nâdim-i Lâhîcânî, Şifâî-yi İsfahânî ve Şeydâ-yi Feth-pûrfnin de bu tür bazı şiirleri vardır. Şifâî hicivde güçiü bir şair olmasına rağmen doktoru olduğu Şah Abbas hoşlanmadığı için bu tür şiir yazmayı terketmiştir. Ka­çarlar dönemi şairlerinden Şihâb-ı Türşî-zî, Kâânî-i Şîrâzî ve Yağmâ-yi Cendekî de hiciv alanındaki şiirleriyle tanınmışlardır.

Meşrutiyet öncesi ve Meşrutiyet döne­minde hiciv ve hezl yerini taşlama (tenz) türünden şiirlere bırakmıştır. Bu devirde halkı uyarmak amacıyla siyasî ve içtimaî muhtevalı manzum ve mensur eserler ya­zılmıştır. Bu tür şiir yazanların öncülü­ğünü, Nesîm-i Şimal mahlasıyla tanınan Seyyid Eşrefüddîn-i Gîlânî yapmıştır. Bu dönemde taşlama tarzı eser verenler ara­sında Edîbü’l-Memâlik Ferâhânî, Mirza Aşki. îrec Mirza, Pervîn-İ İ’tisâmî, Meli-kü’ş-şuarâ Bahar ve Ali Ekber-i Dihhudâ1-yı anmak gerekir.

XIX. yüzyılın sonlarından itibaren dergi ve gazetelerde hiciv türü şiirler görülme­ye başlanmıştır. Bu tür şiirlere geniş Ölçü­de yer veren ilk gazete 1898-1899 yılla­rında Tebriz’de yayımlanan İhtiyâç dır. 1907-1908’de yayımlanan haftalık Sûr-i İsrâİîI dergisinde de hiciv türüne geniş yer verilmiştir. Modern dönemin en başa­rılı hicivleri Dihhudâ’nın bu dergide yaz­dığı, daha sonra Çerend Perend (Tahran mohş./i95l) adı altında toplanan ese­ridir. İran’ın son büyük hiciv üstadı Zebîh Bihrûz’un Mir^âtü’s-serâ’ir adlı eseri, Ubeyd-i Zâkânî’nin geliştirdiği edebî hiciv geleneğinin izlerini taşımaktadır.

Hiciv türünün siyasî niteliğini ve etkisi­ni yitirmeye başladığı Rızâ Şah dönemin­de Tevfîk adlı bir dergi f 1921-1927) ya­yımlanmıştır. Rızâ Şah tahttan ayrılınca Baba Şâmâl dönemin en iyi hiciv örnekle­rini kaleme almıştır. Muhammed Musad-dık’ın iktidarı devrinde ve sonrasında da­ha çok sosyal içerik taşıyan hiciv örnekle­ri 1962’de tekrar çıkmaya başlayan Tevfîk dergisinde neşredilmiştir.