Edebi Şahsiyetler

Fanizade Ali İlmi Kimdir, Hayatı, Edebi Kişiliği, Hakkında Bilgi

Fânîzâde Ali İlmî (1877-1964) Son devir gazeteci, şair ve edebiyatçılarından.

13 Kasım 1877’de Adana’ya bağlı Kars Zülkadriye (Kadirli) kasabasında doğdu. Babası şair. hattat ve âlim olarak tanınan Süleymaniyeli Şeyh Mehmed Abdülbâki Fânî, annesi Ayşe Sıdıka Hanım’dır. Ali İl­mî, ilk öğreniminden sonra 1893’te Mer­sin Rüşdiyesi’ni ve 1896’da Adana İdâdîsi’ni bitirdi. Bir müddet medreseye devam ederek mantık. Adana ulemâsından Kayserili Mustafa Efendi’den meânî ve Adanalı Hoca Hayret Efendi’nin kardeşi Halil Âsim Efendi’den kelâm okudu. Fars­ça’yı babasından, Fransızca’yı da özel ho­calardan öğrendi.

Adana Vilâyeti Mektûbî Kalemi’nde mülâzemetle memuriyete başlayan Ali İlmî (13 Nisan 1897), vilâyetin resmîgazetesi Seyhan’ın yazarları arasına katıldığın­da henüz yirmi bir yaşındaydı (15 Kasım 1898). Cebelibereket sancağı maarif tef­tiş memurluğundan (1902) sonra mülki­yeden adliyeye geçen Ali İlmî, önce Adana Bidayet Ceza Mahkemesi âza mülâzımlı-ğında(1903) ve aynı mahkemenin hukuk dairesi zabıt kâtipliğinde (1903-1905) bu­lundu. Vilâyet Matbaası’nm müdürlüğü ile Seyhan’ın başyazarlığına tayininden kısa bir süre sonra görevi Cebelibereket sancağı tahrirat kâtipliğine nakledildi (6 Eylül 1906) II. Meşrutiyetin ilânında bu memuriyette bulunuyordu. Ali İlmî ayrı­ca Adana Maarif muhasebe memurluğu, Adana İdadisi kâtipliği ve mubayaa me­murluğu, idâdî Türkçe muallimliği, Adana’daki Cizvit, Katolik ve Ermeni mektep­lerinin Türkçe hocalıkları, idâdî ma’lû-mât-ı zirâiyye ve hıfzıssihha hocalığı gö­revlerinde de bulunmuştur.

Ali İlmî, II. Meşrutiyetin İlânından son­ra 1908 sonbaharındaki seçimlerde Ada­na’da Ermeniler’den mebus seçilmesi için çalışırken, hakkındaki yolsuzluk iddiala­rından dolayı Önce Cebelibereket muta­sarrıfı Mahmud Nedim, daha sonra onun yerine gelen Mehmed Âsaf beyler kendi­sine işten el çektirmek için uğraşıyorlar­dı. Bu arada Adana’ya giderek Rehber-i î’tidûl adıyla haftalık bir gazete çıkarma­ya başladı [düzensiz şekilde çıkan bu ga­zete 20Teşrînisâni, 11 ve 20 Şubat] 324,[3 Aralık 1908, 24 Şubat ve 5 Mart 19091, 3 Mart 1325 116 mart 1909) tarihlerinde sa­dece dört sayı yayımlanabilmiştir] Öte yandan Derviş Sükûtî takma adıyla Vol­kan gazetesine siyasî yazılar gönderi­yordu. Böylece tahrirat memurluğundan ayrılan Ali İlmî, Otuzbir Mart Vak’ası’ndan birgün sonra (14 Nisan 1909) Ermeniler’in hazırladığı Adana Vak’ası’nda san­cak merkezi Osmaniye’de kötü roller oy­nadı ve kaynakların ifadesine göre Erme­ni taraftan olarak tanındı. Ardından Ada­na Vilâyeti Tahrirat Kalemi mümeyyizliği­ne getirildi. 1912 seçimlerinde İttihat ve Terakkî’ye rağmen Kozan mebusu seçil­di. 18 Nisan/5 Ağustos 1912 devresin­de çalışmalarına fiilen katıldığı mecli­sin feshinden sonra bilinen son memu­riyeti Bolu’da tahrirat kâtipliğidir (1914-1915). 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasıyla yeniden mat­buat hayatına dönen Ali İlmî bu sırada Ferda gazetesini (1918-1921) yayımlama­ya başladı. Ancak bu defa da yüksek mevki karşılığında Fransız işgal kuvvetlerine destek olmakla suçlanmasına yol açacak neşriyatta bulundu. Adana’nın kurtulu­şundan sonra İstiklâl Savaşı’na taraftar görünmüşse de Cumhuriyefin kuruluşu­nun ardından hazırlanan 150’likJer liste­sinde kendisiyle beraber kardeşleri Zeynelâbidîn İrfânî ile Mesud Fânî de yer al­mıştır.

İlgili Makaleler