Edebiyat

Falih Rıfkı Atay Kimdir, Hayatı, Eserleri, Edebi Kişiliği

Falih Rıfkı Atay. Türk gazeteci, yazar, milletvekili (D. 1894 İstanbul – Ö. 20 Mart 1971 İstanbul).

Yaşamı

Mercan Lisesini bitirdikten sonra Dârülfünûn Edebiyat Fakültesine gitti. Burayı bitirince Tanin Gazetesi’nde yazarlığa başladı. Bir ara Bâbıâli ve Dâhiliye Nezâreti kalemlerinde çalıştı. I. Dünya Savaşında yedek subay olarak Suriye’ye gitti. Orada 4. Ordu Kumandanı Cemal Paşa’nın özel kâtibi oldu. Cemal Paşa İstanbul’a dönüp Bahriye Nâzırlığına geçince, Falih Rıfkı Bahriye Nezâreti Kalem-i Mahsûs müdür muavinliğine getirildi.

1918’de Kazım Şinasi Dersan, Necmettin Sadık Sadak, Ali Naci Karacan ile birlikte kurduğu Akşam Gazetesi’nde Millî Mücadele’yi destekleyen yazılar yazdı. Bu yazıları dolayısıyla idam istenerek Kürt Mustafa Divanı Harbi’ne verildi. Fakat İnönü Zaferinin kazanılması üzerine Divanı Harp tutumunu değiştirdiği için idamdan kurtuldu. Anadolu halkının fedakârlığını ve bu fedakârlığın canlı bir âbidesi olan Mehmetçiği anlatmasıyla tanındı.

İstiklâl Harbi zamanında Anadolu’ya geçti. Atatürk’ün isteği üzerine II.TBMM’ye Bolu’dan milletvekili seçildi ve 1922’de başlayan M.vekilliği 1950’ye dek sürdü. Bu süre boyunca Hakimiyet-i Milliye ve Ulus gazetelerinde başyazarlık yaptı. Yeni Türk Alfabesinin hazırlanması ve uygulanması sırasında Dil Encümeninde görev aldı. Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın tutumuna şiddetle karşı çıktı. Demokrat Parti’nin 1950’de iktidara geçmesinden sonra Dünya Gazetesi’ni kurarak (1952) muhalefete geçti; yeni iktidara karşı Atatürk devrimlerini savundu. 1952’de kurduğu Dünya Gazetesi’nin başyazarıyken, 20 Mart 1971’de İstanbul’da öldü.

Siyasi ve Edebi Kişiliği

Falih Rıfkı sentezlere ulaşmış bir fikir adamı değildir. Gazetelerde yazdığı görüşlerin büyük bir kısmı siyâsîdir ve zamana göre değişmiştir. “Kimin arabasına binerse onun türküsünü söyler” sözleri sanki onun için söylenmiştir. Meşrûtiyette Ziya Gökalp Türkçülüğünü ve İttihatçılık fikrini benimserken, Millî Mücadele yıllarında, Anadolu hareketi fikrini benimsemiştir. Siyâsetçi olması büyük fikir adamı ve edebiyatçı olmasına mâni olmuştur.

Kurtuluştan sonra ise geçmişimize iyi gözle bakmayan, Osmanlı Devletine ve mânevî değerlerimize haksız ve insafsızca saldıran ve devrin ileri gelen siyâsîlerine övgüler sunan fikirleri benimsemiştir. Bosna’ya yaptığı bir gezi sırasında, kendisini ve berâberindekileri karşılamak üzere gelen başörtülü hanımlar ve fesli, sarıklı, cepkenli Müslüman Bosnalılar, Kelime-i tevhidli bayrağı çekip, kürsüden; âyetli, duâlı bir hoşgeldin konuşması yaptılar. Bu konuşmaya kızan Falih Rıfkı Atay, Sırp vâlinin ve memurlarının önünde onlara şu konuşmayı yaptı: “Siz ne zaman medenî adam olacaksınız. Nedir bu başörtüler, çarşaflar, fesler! Avrupa’nın göbeğinde bu kıyafetlerden utanmıyor musunuz? Şu kürsüden Arapça bir şeyler de söylediniz… İyi bilin ki medenî Ankara’da inkılab yapıldı. Bu ilkel duâlar, selamlar, kılık kıyâfetlerden ve Osmanlı’nın bütün geriliklerinden kurtulduk. Siz de vazgeçin artık (Ahmed Kabaklı Türkiye Gazetesi 5 Mart 1993).

Falih Rıfkı, hâtıra, seyahat, fıkra ve makâle türlerinde eserler verdi. Makâleleri ve hâtıra yazıları üslûp diriliği ve teknik yeniliğiyle dikkati çekti. Görgü ve kültür çeşitliğine ek olarak târih merakı, bunlara çekicilik vermektedir. Seyâhat yazılarında ise daha bir rahatlık içinde olduğu görülür. Gezilen yerlerin ilgi çekici yanlarını, renkli yorumlar aydınlığında görüp, yurdumuzla kıyaslayarak anlatan bu eserler, onun en kalıcı yazılarıdır.

Falih Rıfkı’nın gücü daha çok yazı ve kitap Türkçesinde görülür. Söyleşmeleri yazıya geçirirken aynı ustalığı göstermez. Yâni hikâye veya tiyatro diliyle değil, fikir Türkçesiyle yazmaktadır. Türkçeciliğin öncülerinden olan Falih Rıfkı son yıllarında bâzı çevrelerin aşırı “ayıklamacı ve uydurucu” tutumunu “dil ırkçılığı” diye yermek zorunda kalmıştır.

Eserleri

Anı
• Ateş ve Güneş (Suriye ve Filistin savaş anılan, 1918), • Zeytindağı (1932), • Atatürk’ün Bana Anlattıkları (1955), • Mustafa Kemal’in Mütareke Defteri (1955), • Çankaya (1961), • Batış Yılları (1963), • Atatürk’ün Hatıraları (1914-1919) • Atatürk Ne İdi? (1968)
Gezi
• Faşist Roma, Kemalist Tiran, • Kaybolmuş Makedonya (1930), • Deniz Aşırı (1931), • Yeni Rusya (1931), • Moskova-Roma (1932), • Bizim Akdeniz (1934), • Taymis Kıyılan (1934), • Tuna Kıyıları (1938), • Hind (1944), • Yolcu Defteri , (1946), • Gezerek Gördüklerim (1970).
Fıkra
• Eski Saat (1933), • Niçin Kurtulmamak» (1953), • Çile (1955), • İnanç (1965), • Kurtuluş (1966), • Pazar Konuşmaları (1966), •
İnceleme
• Başveren İnkılapçı (Ali Suavi Üzerine, 1954), • Atatürkçülük Nedir (1966), • Londra Konferansı Mektupları (1933), • Türk Kanadı (1941), • Kanat Vuruşu (1945)
Monografi
• Babamız Atatürk (çocuklar için, 1955)