Eyyubi Ebu Bekir Ağa Kimdir, Hayatı, Sanatı, Hakkında Bilgi
Ebu Bekir Ağa (ö. 1172/1759) Lâle Devri’nin ünlü hanende ve bestekârı.
Eyüp Sultan semtinde doğduğu için Eyyübî lakabı ile tanınan bestekâr hayatını İstanbul’da geçirmiştir. Kaynaklarda doğum tarihi ve çocukluğu ile ilgili bir kayıt yoksa da genç yaşta Enderun’a alındığı bilinmektedir.
Güzel sesi ve mûsikiye olan kabiliyetiyle kısa zamanda meşkhânede mûsiki öğrenmeye başlayarak temel bilgileri edindi. Kiler ağaları arasına girip çavuş unvanını aldıktan sonra da mûsiki sahasında çalışmalarını sürdürüp kendini iyice yetiştirdi. Saray fasıl heyeti reisi olarak serhânendelik ve Enderun’da mûsiki hocalığı görevlerinde bulundu. Hacca gidip geldikten sonra vefat etti ve Çar-şıkapı’daki Sinan Paşa Medresesi hazî-resine defnedildi.
Mezar kitabesinde seyyid olduğu belirtilen Ebûbekir Ağa’nın şöhretinin parlak zamanlan III. Ahmed (1703-1730) ve I. Mahmud (1730-1754) devirleri olmuş ve sarayda bu iki padişahla devrin ileri gelenlerinden yakın ilgi görmüştür. Hanendeliğinin yanı sıra yaptığı bestelerle de Lâle Devrinin önemli musikişinasları arasında haklı bir ün kazanmıştır. Ebû İshakzâde Esad Efendi Atmbü’1-ûsâr’-da, onun bir nazariyat kitabı olan Edvâr’ından ve 150 civarında bestesinden bahsetmekteyse de bugüne kadar adı geçen eserin herhangi bir nüshasına rastlanmamıştır. Ancak kendi tertiplediği ve içerisinde yapmış olduğu bestelerin güftelerine de yer verdiği mecmuasının müellif nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (TY, nr. 5658). Gerek bu mecmuada gerekse başka yazma güfte mecmualarında “Bekir Çavuş”, “Eyyûbî Bekir Ağa” gibi başlıklar altında birçok eserine rastlanan bestekârın bazı şiirler de kaleme aldığı söylenmektedir. Peşrev, saz semaisi, kâr. beste, semai ve şarkı formundaki bu bestelerinden ancak kırk dokuzunun notası günümüze ulaşabilmiştir. Kaybolan eserleri arasında Kara İsmail Ağa, İbrahim Çavuş, Ahmed Çavuş, Hekimoğlu Ali Paşa ve Tab’î Mustafa Efendi ile beraberce besteledikleri altmış beş mısralık buselik-aşiran makamındaki kârı önemli eserlerindendir. Coşkulu bir üslûbun hâkim olduğu bestelerinde, bol ve orijinal melodilerle süslenmiş sağlam bir ses örgüsü dikkati çekmektedir. “Bir âfet-i meh-peyker ile nüktelerim var” mısraı ile başlayan darbeyn usulündeki mahur bestesi onun şaheseri olarak kabul edilmektedir.
Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi