Felsefe Yazıları

Etnik Grup ve Gruplar Nedir? Tanımı, Tarihi (Sosyoloji)

felsefe/etnikgruplar ETNİK GRUP

Etnik grup, daha büyük bir kültürel ve sosyal sistem içerisinde, sergiledikleri ya da sergilediklerine inandıkları bir özellikler kompleksine (etnik Özelliklere) dayanarak özel bir statüye tabi olan ya da özel bir statü isteyen sosyal bir grubu anlatmak amacıyla kullanılır. Et­nik gruplar şu özelliklere sahiptirler:

a) Ortak bir soy (bu soyun gerçek ya da farazi olması farketmez);

b) Sosyal olarak ilişkilendirilmiş fiziksel ya da kültürel bir karakteristik;

c) Ve bir tutum ve davranışlar kümesi.

Bu tanımdan yola çıkarak insanların genellikle etnik statülerini özel bir eylemle ele geçirmekten çok, etnik bir grup içinde doğdukları söylenebilir, Etnik grubun üyeleri fiili olarak birbirlerine kan bağlarıyla bağlanmış durumda olup etnik bir grup bir tür fazla gelişmiş aile sayılabilir.

Etnik gruplar arasındaki farklılaşmanın ana temelleri küllüreldil, milliyet ya da din gibî -ya da fiziksel olabileceği gibi- deri rengi ve vücut şekli gibi- her ikisi de olabilir. Bu ayırd edici özellik, toplumda önemli kabul edilir ve kendilerini başkalarından farklı kılmakta kullanılır.

Etnik bir grubun üyeleri bazı duygu, düşünce ve davranışları ortak olarak paylaşırlar. Sıradan bir etnik insan topluluğu değil, gerçek bir etnik grup oluşturmak için insanlar en azından bir dereceye kadar, kendilerini farklı bir emik grup (“biz” ve “onlar”); orıak bir kader duygusu, dışındakilerde olduğundan çok kendi kendileriyle daha sık temas ve benzer biçimde düşünüp hareket etme olarak kavramalıdır.

Etniklik bu verilen ölçütlerden herhangi birisinin ortadan kalkması durumunda yaşamaya devam edemez. Ortak bir soy fikrinden mah­rum bulunan kadınlar, sakatlar ya da inanmayan kişiler, her ne kadar açık kültürel ya da biyolojik özellikleriyle ve hatta bazı tutum ve davranışlarıyla diğerlerinden ayırd edilse de, etnik grup olarak düşünülmemektedirler.

Etnikliğin belirgin bir özelliği, insanlar kendilerini diğerlerinden ayırd edecek bir işaret bulmak istediklerinde ya da kendi dışındakiler tarafından bir kimlik empoze edilmek istendiğinde belirir, örneğin Hindistan’da birbirinden farklı diller konuşan gruplar yüzyıllardır beraberce yaşamış ve birbirine kaynaşmışlardır. Orada dile dayalı etnik gruplar ancak İngiliz resmi idari taksimlerinden sonra ortaya çıkmıştır. 1948’de Hindistan, dillere göre bölünmüş özel eyaletlere dönüştürüldü ve böylece dilsel çoğunlukça ve azınlık gruplar yaratılmış oldu. Başka bir örnek olarak, Nazi Almanyası’nda Yahudiler’in ırki bir grup statüsüne girmeye zorlanmaları verilebilir.

Etnik gruplar sosyal sınıflardan ayırd edilmelidir. Bir sosyal sınıf eğilim, gelir, prestij ve güçya da (örneğin mavi-yakalı işler gibi) aynı meslek kategorisindeki iş gibi aynı kaynak seviyesini paylaşan bir insan grubudur. Başka bîr görüşe göre sosyal bir sınıf, üretim sürecinde benzer mevkilere sahip olan (işçiler, emekçiler) kişiler tarafından oluşturulmuştur. Sosyal sınıflar eşit olmayan statülerdeki, etnik gruplar ise ortak bir soydan gelen gruplar olduğundan aynı temeli paylaşmazlar. Sosyal bir sınıf farklı etnik grupların üyelerini içinde barındırabileceği gibi, etnik bir grup ta farklı sosyal sınıflara mensup kimilere içerebilir.

Etniklik, ancak farklı geçmişleri olan halkların temasa geçmeye ya da aynı kurumları veya siyasal sistemi paylaşmaya başladıkları durumlarda billurlaşır. Tecrit edilmiş bölgelerdeki köylüler ya da kabile mensupları yahut Portekiz gibi mütecanis devletlerdeki vatandaşlar etnik grup üyesi sayılmazlar.

Etnik ayrımlar tarih boyunca hep yapılmıştır, fakat son çağlarda teknolojik ilerlemelerin grup-içi temasları artırması ve o güne kadar ayrı olarak yaşayan İnsanları biraraya getirmesi nedeniyle daha da yaygın bir hal almıştır. Dünya etnik mozayiğinı biçimlendiren büyük tarihsel etkenler arasında sömürgecilik, emperyalizm, toprak İlhakı, zorunlu göçler, gönüllü tehcir ve milliyetçilik sayılabilir. Avrupalıların deniz aşırı kolonileri İşgali, beyaz işgalciler ile yerli halk arasında bir ayrımın oluşma­sına yol açmış ve bazı durumlarda da Güney Afrika’da ve Latin Amerika’nın tamamında olduğu gibi renkli, melez grupları vücuda gelirmiştir. Asya ve Afrika’daki bir çok sömürge öncesi devletlerin sınırlarının sömürgeci politikalar doğrultusunda yapay olarak çizilmesinden ötürü bu sınırlar “etnik sınırlar” olarak kabul edilemez. Etnik bir grup (örneğin Kürtler) çeşitli devletlerarasında parçalanmış olabilir veya o güne dek birbirinden ayrı yaşayan toplumlar tek bir derinliğine bölünmüş devlet içinde (Sudan gibi) bir anıya gelebilir. Avrupa kıtasında fetih ve toprak ilhakı 1950’lere kadar devam etmiştir.

Yeni etnik ayrımlar zorunlu nüfus hareketlerinin sonucu olarak ortaya çıkmıştır: Bu hareketler arasında kitlesel sınırdışı etme (Bulgaristan’da Türklere yapıldığı gibi), mülteci akışı, sözleşmeli işçi göçü ve büyük Ölçekli köleleştirme sayılabilir. Türkiye dışındaki Ermeniler, Hindistan’daki Bengalliler. Doğu ve Güney Afrika’daki yerliler ile Birleşik Devletler’deki zenciler çeşitli örneklerden sadece bir kaçıdır. Gönüllü tehcir de etnik olarak bölünmüş toplumların oluşmasında çok önemli bir rol oynamıştır. Amerikalı ve Avustralyalılar büyük ölçüde Avrupa’dan gelen yoksul göçmenler tarafından oluşturulmuşlardır. Onlar daha iyi ekonomik şartlar ve başka fırsatlar istemekle ve yeni etnik kimliklerini kabul ettirmeye çalışmaktadırlar.

11. Dünya Savaşı sonrası dönemdeki beklenmedik bir gelişme, gelişmekte olan ülkelerdeki işsiz, güçsüz ya da nisbeten kararsız (mobile) insanların Batı dünyasına çalışmak için göç etmelerine yol açtı. Yasal ya da yasa dışı “misafir işçilerin” Birleşik Devletler (çoğunluğu Meksika’dan olmak üzere), İsrail {işgal altındaki bölgelerden) ve Orta ve Batı Avrupa (Çoğunlukla Akdeniz ülkelerinden) gibi devletlere akışı yeni etnik gruplara ve yeni problemler gelirdi.

Milliyetçiliğin doğuşu dünyanın pek çok bölgesinde etnikliğin billurlaşmasını kışkırtmıştır. Milliyetçilik, etnik grupların kendi kaderlerini tayin etme isteğidir. Etnik bir grup belirli bir devlette egemenliği eline geçirdiğinde kendisi bîr millet haline gelirve ardından diğer etnik gruplar zor kullanmaya ve onları dışlamaya başlar. Dışlanan etnik gruplar da organize olmak ve ulusal bir azınlık statüsü ve etnik özerklik istemek durumunda kalırlar.

Etnik gruplarla ırki gruplar arasında önemli bir fark vardır. Irki bir grup aynı biyolojik yapıyı paylaştığına İnanılan insanlardan müşetekkil iken, ırki olmayan etnik bir grup kültürel bir marka (işaret) ile tanımlanır. Irki farklılaşma daha görülür, hiyerarşik ve karşılıklı olarak birbirini dışlayıcı olma eğiliminde olup ırki olmayan farklılaşmadan, daha az birbiriyle ilişkili ve daha az hareketlidir. Bu nedenle ABD’deki Zenciler gibi egemenlik altındaki ırk grupları kendi ırki statülerini etnik (kültürel) terimlerle yeniden tanımlama eğilimine girmişlerdir. Aynı zamanda Güney Afrika hükümetinin son zamanlarda ırkçı politikasını açıklarken ırki terminolojiden etnik terminolojiye geçmesinin nedeni de budur.

Egemenlik etnik grupları tasnif etmenin en iyi ölçülünü sunmaktadır. Etnik grupların görece statü ve güç sahibi olarak aşağı yukarı egemen toplumla eşit oldukları bazı toplumlar vardır. Belçika’daki Flamanlar ve Valonlar, isviçre’deki Almanlar, Fransızlar ve İtalyanlar bu tipe dahildir. Ancak çoğu etnik grup ya egemen, ya da tâbi (teb’a) konumundadır. Bu tür Örneklerde etnik köken, etnik bir hiyerarşi yaratarak toplumun sınıf ve güç yapısı içine gömülmüş durumdadır. Bu tipin aşırı örnekleri klasik Hint kast sistemi ve Güney Afrika’daki modern bir ırk piramididir. Eşitliğin bütün dünyada kabul edilen bir kural olduğu bir çağda tahakküme tahammül etmek güçtür ve bu nedenle de tâbi etnik gruplar teb’a konumlarını reddetme ve içinde bulundukları durumu değiştirme mücadelesine girişmektedirler.

(SBA)


Etnik Gruplar

Etniklik veya Etnik grup mensuplarının birbirlerini gerçek veya farazi bir ortak geçmişe dayanarak ötekileştirdikleri insan topluluğu. Etnik gruplar her türlü kültür farklılıkları ile diğerlerinden ayrılan sosyal gruplardır. Bazı ülkelerde onlarca, bazılarında ise yüzlerce etnik grup bulunabilmektedir.

Etniklik
Etnik grubun tanımını John Milton Yinger üç içeriğe göre tanımlandırmıştır..

1. Grup, toplumdaki başkaları tarafından dilleri, dinleri, soyları ve geçmişte yaşadıkları bölge gibi bazı hasletlerin birleşimine dayanan farklılıklara göre ayırt edilir.

2. Grubun üyeleri de kendilerini farklı aidiyete tabi addederler.
3. Kendi gerçek veya mitolojik ortak kültür ve kökenleri etrafında inşa edilmiş paylaşılan aktivitelere iştirak ederler.

Bu üç kıstas gruplarda ve bireylerde değişkenlik gösterir ve ölçütleri karşıladığı oranda etniklikleri ölçülür. Ayrıca belirlenen üç kıstasın birleşimleri kişiden kişiye farklı değerlendirilir değiştiğinden nesnelliğe sahip değil özneldir.

Etnisite ya da etnik grup kavramı, sosyolojide belirsiz bir kavramdır. Nathan Glazer ve Daniel Moynihan tarafından ortaya atılmıştır. Irk terimine karşı etnisite daha geniş bir kavramdır. Bir toplumsal yapıdaki özelliği, bireylerin bir özel grupla özdeşleşmesini, grup siyasallığını, bireylerin gruba aidiyetini ifade etmek üzere ortaya atılmıştır, ancak ırk teriminin örtmecesi yapılmakla da suçlanmıştır.

Genel olarak etnik, kendinin bilincinde olan, fakat uluslararası düzeyde egemen siyasal bir bütünlük olarak tanınmayan tarihsel bir ortaklaşmaya aidiyet olarak tanımlanmaktadır. Örneğin İran’da yüze yakın, Hindistan’da yüzlerce, Fransada onlarca ve Türkiye’de ise 30 civarı etnik grup saymak mümkündür. Etnik gruplar, tarihsel ve kültürel kimlik yapısı olarak siyasallaşır. Yurttaşlık, ayrımcılık, ırkçılık, ayrılıkçılık, eşitlik, soykırım, toplulukçuluk, çokkültürlülük, çoktürcülük, öteki, kültür, ulus, uyrukluk, dil, soy, akrabalık, din, sömürgecilik, kölelik, azınlıklar gibi kavramlarla yakından ilgilidir. Sosyologlar arasında bazen asimilasyonun yerini alan etnisite giderek, çoğulculuk, asimilasyona karşı siyasal isyan, eşitsizlik ve ayrımckılığa karşı dayanışmayı anlatır olmuştur.

Sosyoloji bilimi açısından objektif bakışla ele alındığında etnik grup, diğerlerinden önemli farklılıklara sahip tolpuluğu ifade eder. Yani yaşayış ve kültür özelliklerinin büyük kısmı bakımından diğerlerinden farklı öğelere ve uygulamalara sahip grup etnik grup olarak tanımlanabilir. Örneğin; diğer gruplarda masada yemek yeme alışkanlığı ve ugulaması varken bir grup yerde yemek yeme alışkanlığına sahipse bu grup etnik olarak diğerlerinden farklıdır. Ancak bir ya da birkaç özelliği ile diğerlerinden farklı olması bir grubu “etnik grup” olarak nitelemeye yetmez. Bu farklılıkların topluluğun yaşam ve kültürle ilgili tüm alanlarında büyük bir kısmında ve önemli bir tarihsel süreç içerisinde gözlemlenmesi gerekir. Sanayileşme ve sonrasında gelişen modernleşme süreci, hemen her toplumun etnolojik alışkanlıklarının büyük bölümünü değiştirmiş, bir kısmını ortadan kaldırmış olmakla birlikte; etnik grup ayrımını tespitte çok önemli bazı kriterler geçmişte olduğu gibi günümüzde de varlıklarını sürdürmektedirler. Bunlar içersinde en önemlileri, doğum, ölüm ve evlilik törenleri, ailede bireylerin sosyal statüleri, geleneksel dokuma teknikleri, hayvancılıkla ilgili geleneksel teknikler, ev araçları olarak sayılabilir.

Vikipedi

İlgili Makaleler