Eşref Edip Fergan Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi
Eşref Edip Fergan (1882-1971) II. Meşrutiyetle Cumhuriyet döneminin tanınmış dergilerinden Sebiîürreşâd’ı yayımlayan gazeteci ve yazar.
Türkistan muhacirlerinden bir ailenin çocuğu olarak Serez’de dünyaya geldi. Babası İslâm Ağa, annesi Nefîse Hanım-dır. Sıbyan mektebini ve rüsdiyeyi Serez’de okudu. Bu arada hafızlığını tamamladı. Serez Müftüsü İmâdüddin Efendi’den din bilgisi ve Arapça dersleri aldı. Bîr yıl Mahkeme-i Şer’iyye kâtibi olarak çalıştıktan sonra İstanbul’a gitti ve Mekteb-i Hukuk’a kaydoldu. Aynı zamanda Çemberlitaş’taki Atik Ali Paşa Camii’nde medrese derslerine devam etti. Dönemin meşhur vaizlerinin vaazlarıyla Mekteb-i Hukuk hocalarının ders takrirlerinden derlediği risaleleri bastırmak suretiyle yayın hayatına girdi. Bu yıllarda Serezli Hafız Eşref Edip adıyla tanındı.
II. Abdülhamid’in saltanatının son yıllarında artan yenilikçi fikirlere karşı çıkmak ve İslâm birliği ideolojisini yaymak amacıyla dergi yayımcılığına ilgi duydu. Ebül’ulâ (Mardin), Mehmed Akif (Ersoy), Mûsâ Kâzım ve Mahmud Esad gibi İslamcı düşüncenin önde gelen bazı şahsiyetlerinin desteğiyle Sırât-i Müstakim adıyla haftalık bir dergi çıkarmaya Karar verdi. 11 Temmuz 1324’te kurulan dergi 14 Ağustos 1324′-te(27 Ağustos 1908) yayın hayatına girdi. 182. sayıdan sonra Ebül’ulâ’nın darülfünuna hoca olması üzerine tek imtiyaz sahibi kalan Eşref Edip derginin adını Sebîlürreşâd olarak değiştirdi. Bu arada Mekteb-i Hukuk’u bitirdi.
Derginin VIII. cildinin yayımına başladığı sıralarda ülkede meşrutiyet ve meşveret kavgaları devam ediyordu. Bu yıllarda Eşref Edip’in, dergisinde Türkçü ve İslamcı kesimin görüşlerine geniş ölçüde yer verdiği görülmektedir. I. Dünya Savaşı’na girildikten sonra takip ettiği politikaya muhalif olduğu İttihat ve Terakki yönetimiyle fikrî bir mücadeleye girdi. Bu sebeple 1916’dan 1918 yılı ortalarına kadar bir buçuk yıl süreyle Sebîlürreşâd’m yayımına ara vermek zorunda kaldı.
İttihat ve Terakki yönetiminin I. Dünya Savaşı sırasındaki baskısının matbuata da yansımasına rağmen Eşref Edip Batıcılar’a karşı İslâm birliği ideolojisini çekinmeden savundu. Savaşın sona ermesiyle gelen parçalanma ve dağılma döneminde işgal altındaki İstanbul’da yeniden yayımladığı Sebîlürreşâd’üa başta Abdullah Cevdet olmak üzere “asrîlik” ve “Garpçılık” taraftarları ile mücadeleye devam etti. Mütareke döneminde ve İstiklâl Savaşı yıllarında ülkenin kurtuluşu için Mehmed Akif’le beraber yayın yoluyla olduğu kadar fikrî çalışmaları ile de Millî Mücadele’ye katıldı.
Eşref Edip. işgal kuvvetlerinin ve azınlıkların baskısı İstanbul’da yayın yapma imkânını ortadan kaldırınca Anadolu’ya geçti; Sebîlürreşâd’] Kasım 1920’de bir süre kaldığı Kastamonu’da çıkardı. Mehmed Akif’in Anadolu’da yaptığı vaazları yayımlayarak millî şuurun uyanmasına ve yayılmasına yardımcı oldu. Dergide. “Bugün İcmâ-ı Ümmet Anadolu’dadır” başlığını atarak Kuvâ-yı Milliye’yi doğrudan doğruya destekledi ve 3 Şubat 1921′-den itibaren Sebîlürreşâd’] Ankara’da çıkarmaya başladı. Derginin Anadolu’nun en ücra yerlerine ve askerî birliklere ulaşmasını sağladı. Mehmed Akif’le beraber Ankara’da Tâceddin Dergâhı’nda yayın faaliyetini sürdürürken I. ve II. İnönü muharebelerinden sonra meydana gelen Eskişehir ve Kütahya bozgunları üzerine derginin bir sayısını da Kayseri’de çıkardı. Ankara’da bulunduğu sırada Mehmed Akif, Said Nursi ve Şeyh Ahmed es-Se-nûsî ile birlikte Sivas’ta bir İslâm şûrasının toplanması çalışmalarına katılan Eşref Edip. MilİÎ Mücadele’nin kazanılmasından sonra tekrar İstanbul’a dönerek yayın faaliyetine burada devam etti.
Eşref Edip, Cumhuriyetin ilânı ile şiddeti gittikçe artmaya başlayan “asrîleşme” ve “Garplılaşma” taraftarlarıyla sürekli kalem tartışmalarına girdi. Özellikle İslâm’a ve İslâm’ın temel kurumlarına yapılan saldırılara karşı çıktı. Bunun sonucu olarak diğer yayın organları gibi Sebîlürreşâd da zaman zaman sansüre uğradı. Şeyh Said isyanı üzerine Takrîr-İ Sükûn Kanunu vesile edilerek birçok gazete ve dergiyle birlikte Sebîlürreşâd da kapatıldı(6 Mart 1341/1925, sy. 641). Eşref Edip tevkif edilerek Şark İstiklâl Mah-kemesi’ne gönderildi. Önce Ankara’ya, daha sonra Diyarbakır’a götürülüp muhakeme edildi. Sebîlürreşâd’m yayımını durdurmak şartıyla 13 Eylül 192S’te serbest bırakıldı. Bunun üzerine Eşref Edip yayın faaliyetlerine Âsâr-ı İlmiyye Kütüphanesi adı altında eserler yayımlayarak devam etti. Bu dönemde daha çok Doğu ve Batı’nın tanınmış müelliflerinin eserlerini risaleler halinde neşretti. 1932’de Mısır’a giderek o yıllarda Hilvan’da yaşayan Mehmed Akif’le görüştü.
Tek parti döneminde Sebîlürreşâd’ın eski yazar kadrosundan hayatta kalanlarla sohbet toplantıları düzenleyen Eşref Edip, Maarif Vekâleti’nin yayımladığı İslâm Ansiklopedisi’nöeki yanlış ve eksik maddeleri tenkit ederek doğrularını göstermek maksadıyla İzmirli İsmail Hakkı. Kâmil Miras ve Ömer Rıza Doğrul’la birlikte İslâm – Türk Ansiklopedisi ve İslâm-Türk Ansiklopedisi Mecmuası’-nı çıkarmaya başladı.
Sebîlürreşâd’in eski yazı kadrosunun giderek zayıflamasına ve bir kısmının politikaya atılarak Cumhuriyet Halk Partisi içinde yer almasına rağmen Eşref Edip yirmi iki yıl sonra Mayıs 1948’de Sebîlürreşâd “in yayımına yeniden başladı. Bu yıllarda Eşref Edip dergide Ömer Rıza Doğrul, Kâzım Nami Duru, Cevat Rİ-fat Atilhan. Tâhir Olgun, Ali Fuat Başgil ve Hasan Basri Çantay’ın yazılarına yer verdi. Sebîlürreşâd’m yayımını Şubat 1966’ya kadar 362 sayı devam ettirdi. Eşref Edip bu sırada birçok yazarla kalem tartışmasına da girmiştir. Nitekim Ahmet Emin Yalman’la aralarında çıkan polemik sonucu, 1953’te Malatya’da Ahmet Emin Yalman’a düzenlenen suikast üzerine tutuklanmıştır.
Dinî, ahlâkî ve siyasî konularda sade bir üslûpla devamlı yazılar yazan Eşref Edip, özellikle Sebîlürreşâd’m İkinci devresinde derginin bütün yükünü tek başına omuzlamış ve bu dönemdeki yazılarında daha çok misyoner faaliyetleri üzerinde durmuştur. Sebîlürreşâd’m yayımını 1966’da durduran Eşref Edip ayrıca Tevhîd-i Efkâr, Yeni Sabah, Millet, Diyanet, Yeni Asya, Yeni İstiklâl, Bugün, Sabah, İttihad gibi dergi ve gazetelere de yazılar yazmıştır.
Eşref Edip Âsâr-ı İlmiyye Kütüphanesi adı altında birçok âlimin eserleri yanında bilhassa Mısır ve Hint müslüman-ları ile Batılı mühtedîlerin eserlerini yayımlamaya gayret gösterdi. Kendi hayat mücadelesi İçinde sürekli olarak İslâm birliği ideolojisi doğrultusundaki basını destekledi. Neşrettiği kitaplar arasında Tâhir Olgun, Mûsâ Kâzım, Babanzâde Ahmed Naim, Ali Himmet Berki, Mehmed Akif Ersoy ve İsmail Hami Daniş-mend’in eserleri önemli bir yer tutmaktadır.
Hayatının sonlarına doğru yayımladığı Kara Kitap adlı eserinden dolayı yargılanarak beraat eden Eşref Edip Aralık 1971’de vefat etti ve Edirnekapı Şehit-liği’ne defnedildi.