ENTELLEKTÜALİZM
ENTELLEKTÜALİZM
Entellektüalizm
felsefede, bütün varlıkların genel kavramlara indirgenerek açıklanmasına
verilen addır. Bu yönüyle de spekülatif (zihinsel) bir nitelik taşır.
Entelleklüalizmİn kendisi başlı başına bağımsız bir düşünce akımı değildir,
fakat bir lür düşünme biçiminin genel adıdır. Genellikle deneyden ve gerçek
dünyadan uzaklaşmış her türlü düşünce ürününe bu ad verilmektedir.
Entcllcktüali/.m,
büyük ölçüde soyutlamaya dayanan bir düşünce tarzıdır. Zihinsel bir tasarlama
işlemidir. Sözgelimi varlığın düşünceden doğduğunu ya da varlıkla düşüncenin
aynı şeyler olduğunu ileri sürmek bir lür entel-lekıüali/.mdir. Descartes’in
“Düşünüyorum o halde varım” vargısı, bu tür düşünmenin tipik bir
örneöi sayılabilir. Bu sözler son tahlilde,
düşünmeyenin yani
kendi bilincinde olmayan varlıkların yoksanmasına kadar götürü lebi lir. Oysa
eşyanın da varlık alanında olduğuna kuşku yoktur.
Entcllektüalİzm,
tehlikeli bir düşünme tarzıdır. Genellikle deneye, gerçeklere sırtını dönmüş
olduğu için, bu düşünme tarzı insanı bütünüyle kurgusal bir dünyaya
ulaştırabilir. Şu muhakeme tarzı cntellektüalizme Örnek gösterilebilir:
“İçki içen bir müslüman kafir olmuştur. Çünkü içki içmek ‘Kur’ân’da yasak
edilmiştir. Allah’ın yasak ettiği bir buyruğa karşı çıkmak Allah’a isyan
etmekle eş anlamlıdır, onun buyruğunu inkar etmek demektir. Binaenaleyh içki
İçen kimse kafir olmuştur.”
Görüldüğü gibi bu
örnekte içki içen insanların tümü aynı kaba konulmaktadır. Bir insan gerçekten
yukarıdaki mütalaa ile İçki içiyorsa kafir olur. Fakat bütün İçki İçen
insanların aynı mülahaza ile içki içtiğini söylemek, yani böyle bir
genellemeye giderek içki içenlerin tümüne kafir demek yanlış olur. İçki içen
kimse bu işin Allah’ın koyduğu bir yasak olduğunu inkar etmeden de içebilir.
Bu takdirde kafir değil günahkar sayılır. Imam-ı Azam, zamanındaki bu tür
düşünme tarzıyla mücadele etmiş ve kavramları yerli yerine oturtmaya çalışmıştır.
Entelleklüalİzm
düşüncenin bir safhadan ötekine geçiş sürecinde girift, zor muhakeme biçimleri
oluşturur. Fakat varılan sonuçlar, bu kadar zihinsel emeğe değer mi’.’ Çünkü
böylesine zor elde edilmiş sonuçlar, sarfedilen emekle, zihin gücüyle
kıyaslanamayacak kadar sığ ve çoğu zaman da varolan gerçeklerle bağdaşmayacak
biçimde ters veya yanlış olabilmektedir.
Entcllektualizmİn
kendi içindeki muhakeme tarzının tutarlılığı ile bu muhakeme tarzının
gerçeklerle bağdaşıp bağdaşmadığı ayrı bîr meseledir. Yukardaki kafirlik
isnadındaki muhakeme tarzı kendi içinde tutarlıdır, fakat varılan genelleme
gerçeklerle uyuşmamakladır.
Spekülatif düşünme ya
da enicllektüalizm, genellikle “amatör düşünürlerin” sıkça başvurdukları
bir yöntemdir. Genellikle de deınogojİyc açık bir yoldur. Genelleme yapmanın
sağladığı kolaylıklardan yararlanarak bir çırpıda toptan mahkumiyetlere ya da
toptan beraatlara gidilebilir. Ulaşılan sonuçlar ilk bakışta tutarlı bir
muhakemenin eseriymiş gibi görünürse de, irdelendiğinde gerçeklerle
çakışmadığı veya tutarsızlıkları ortaya konabilir.
Felsefede, varlıkları
genel kavramlara, tümel (evrensel) kategorilere indirgeyerek düşünme
sistemlerini oluşturan Platon, Descar-ıes, Spinoza, Leibniz, Wolf, Hegel gibi
düşünürler entellektüalist sayılırlar. Bu filozoflar düşüncelerini deneyin ve
fizik (gerçek) dünyanın dışında ve sadece kendi zihinlerinde geliştirdiklerinden,
öğretileri, aynı zamanda metafizik düşünce olarak da adlandırılır.
Rasim ÖZDENÖREN