Tarihi Şahsiyetler

Emanullah Han Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

Emânullah Han (1892-1960) Afganistan hükümdarı (1919-1929).

2 Haziran 1892’de doğdu. Habîbullah Han’ın üçüncü oğludur. Babasının 20 Şu­bat 1919’da bir suikast neticesinde öl­dürülmesi üzerine ordunun ve milliyetçi gençlerin desteğiyle amcası Nasrullah ve ağabeyi İnâyetullah’ı bertaraf ederek Afgan tahtına geçti( 28 Şubat 1919). Bir müddet sonra da İngilizler’e karşı Afga­nistan’ın bağımsızlığını ilân etti. İngiliz­ler bunu tanımayarak savaşa girdiler. 8 Ağustos 1919’da imzalanan Ravalpindi Antlaşması İle İngilizler de Afganistan’ın bağımsızlığını zımnen tanıdılar. Onun dö­neminde 28 Şubat 1921’de Rusya ile. 1 Mart 1921’de Türkiye Büyük Millet Mec­lisi hükümetiyle dostluk ve iş birliği ant­laşmaları imzalandı. Bu arada İtalya, Fransa ve İran’la da iyi ilişkiler kuruldu. Aynı yıl Muhammed Velî Han başkanlı­ğındaki bir elçilik heyeti Amerika Birle­şik Devletleri’ni ziyaret ederek siyasî ve diplomatik alanda iş birliği çağrısında bulundu. Fakat bundan müşahhas bir netice elde edilemedi. İngilizler’le yapı­lan uzun müzakereler, 22 Kasım 1921 ‘-de imzalanan dostluk antlaşmasıyla so­nuçlandı.

Emânullah Han, hükümdarlığının ilk yıllarından itibaren Mahmud Beg Tarzî’nin milliyetçi ve modernist düşünce­lerinin etkisi altında kaldı. 1924’te onun kızı Süreyya ile evlendi. Panislâmist bir politika takip ederek Hint ve Orta Asya müslümanlarıyla yakından ilgilendi. Af­ganistan’ın liderliğinde Buhara ve Hîve ile Orta Asya federasyonu kurmak için çalıştı. Fakat Ruslar’ın Türkistan’ı kont­rol altına almaları yüzünden bu projesi­ni gerçekleştiremedi.

Türk-Afgan ittifakı çerçevesinde Tür­kiye’den ülkesine subay, doktor ve eği­timci davet eden Emânullah Han, Ata­türk inkılâplarını örnek alarak bu ele­manların yardımıyla büyük reformlara girişti. Ancak dışarıdan elde ettiği yar­dımları fakir Afganistan için lüks sayı­labilecek pahalı yatırımlara harcaması, orduyu zayıf tutması ve İslâmî âdetlere sıkı sıkıya bağlı olan Afgan halkını, özel­likle de kadınları Avrupalılar gibi giyin­meye mecbur etmesi halkın büyük tep­kisine sebep oldu. Aralık 1927’de çıktı­ğı Hindistan, Avrupa, Sovyetler Birliği ve Türkiye seyahatinden Temmuz 1928’de döndükten sonra modernleşme hare­ketine hız vermesi, muhafazakâr züm­relerin ve bazı kabilelerin ona karşı ha­rekete geçmesine yol açtı. Beççe-i Saka adlı bir eşkıya Kabil’i kuşattı(Ocak 1929) ve Emânullah Kandehar’a kaçmak zo­runda kaldı. 14 Ocak 1929’da ağabeyi İnâyetullah Han lehine tahtan feragat etti. Ancak İnâyetullah Han da Beççe-i Saka karşısında tutunamadı, Beççe Ka­bil’e girerek kendini II. Habîbullah Han unvanıyla hükümdar ilân etti. Emânullah Han 24 Ocak 1929″da tahtını ele ge­çirmek üzere yeni bir harekâta girişti. Bazı kabilelerin desteğini sağladıysa da Rusya ve İngiltere’den istediği yardımı elde edemeyince harekâtını yarıda ke­sip geri döndü ve 23 Mayıs 1929’da Hin­distan’a kaçtı. 22 Haziran’da Bombay’­dan Roma’ya gitti. 26 Nisan 1960’ta İtal­ya’da (veya İsviçre’nin Zürih şehrinde) öl­dü. Cenazesi ülkesine getirilerek Celâlâbâd’da toprağa verildi.

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi