Dünya Edebiyatı

el-Metalibul Aliye – Razi Kitabı, Konusu, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Metâlibü’l-‘âliye. Fahreddin er-Râzî’nin (ö. 606/1210) kelâma dair en hacimli eseri.

Müellif eserin mukaddimesinde, “Bu ilm-i üâhîye dair kitabımızdır” demekte (1, 33), beşinci kitapla (V, 7) Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki yazma nüshanın sekizinci kitabının başın­da Kitâbü’l-Metûlibn-‘âliye adını zikretmektedir. Eserin tesbit edilebilen tek baskısında İse isim el-Metâlibü’l-‘âliye mine’î-cilmi’l-ilâhî şeklinde kay­dedilmiştir. Dokuz kitaptan (matbu nüs­hada cüz) oluşan eserin ilk kitabı bir giriş­le üç bölümden meydana gelmektedir. Girişte kelâm ilminin önemi, ulûhiyyete ilişkin aklî bilginin değeri. Allah’ın varlığını ve sıfatlarını bilmenin yollan gibi konular ele alınmıştır. Birinci bölümde Allah’ın zo­runlu (vacip) varlık oluşuna ait kesin ka­nıtların tahliline girişilir. On dört fasıldan ibaret olan bu bölümde filozoflarca ge­liştirilen imkân deliliyle kelâmcıların kul­landığı hudûs delili etrafında ayrıntılı bilgi verilir. Üç fasıldan oluşan ikinci bölümde felekler ve ay altı âleminde bulunan isbât-ı vâcib delilleri zikredilir. Vücûb. vücûd, ira­deler, taayyün ve mahiyet gibi kavramla­rın tartışıldığı üçüncü bölümde varlık-mahiyet ilişkisi, ayrıca ilâhî sıfatların ya­ratıklardan ve onlara ait niteliklerden ta­mamıyla farklı oluşu, Allah’ın ezelî ve ebe­dîliği gibi konular yedi meselede incele­nir (I, 33-332).

İkinci kitap iki bölümden meydana ge­lir. On yedi fasıl şeklinde düzenlenen birin­ci bölümde Allah’ın tenzihi sıfatları üze­rinde durulmuş, üç fasıldan oluşan ikinci bölümde Allah’ın birliği, kelâmcıların bu­na ilişkin kanıtlan ve vahdaniyetin ilâhî zâta zait bir nitelik olması gibi konular ele alınmıştır. Dokuz babdan ibaret olan üçüncü kitapta sübûtîfîcâbî) sıfatların sa­yısı, insanı fiil yapmaya sevkeden sebep­ler, insanın kadir ve fail oluşunun anla­mı, Allah’ın âlim olduğuna dair deliller ve cüz’iyyâtı bilmesi; Allah’ın mürîd, semî’, basîr, mütekellim, kadîm, baki, hay ve hakîm olması, filozoflarla diğer din mensup­larının kadir anlayışı, Allah’ın isimleri, tekvîn-mükevven aynîliği, teklif-i mâ iâ yu-tâkın fiilen vuku bulması ve aklın ilâhî fiilleri iyi veya kötü olarak değerlendir­mesine ilişkin tartışmalar zikredilir (III, 5-358). Eserin dördüncü kitabı iki bölüm­den meydana gelir. Birinci bölümde âlemin kıdemini ileri sürenlerin delilleri in­celenir, buna mukabil ilâhî sıfatlardan el­de edilen kanıtlara ve semavî kitapların âlemin hudûsuna temas eden bahislerine yer verilir. İkinci bölümde âlemin hudûsunu benimseyenlerin görüşleriyle bun­lara dair aklî ve naklî deliller. Allah’ın fâil-i muhtar olduğunu gösteren aklî ve naklî kanıtlar, Dehriyye’nin reddi, filozofların sudur teorisinin eleştirisi. Seneviyye’nin tenkidi ve tenasühün reddi gibi konular tartışılır.