Kimdir

EL – HÂKİM KİMDİR? HAYATI VE ESERLERİ

Ebû Muhammed Abdullah b. Abdillâh b. Hamdeveyh b. Nuaym en-Nîsâbûrî, Îbnyü’1-Bey’ demekle ma’rûf, meşhur bir muhaddistir. (321) târihinde doğmuş, (405) târihinde vefat etmiştir. Rahmetu’llâhî aleyh.

Meşâyihi

El-Hâkim, Ebû Muhammed, gençliğinden i’tibâren ilim ve irfan tahsili­ne başlamış, iki bin kadar zevattan hadis dinlemiş, ezcümle Ebû Hatim b. Hibbân, Muhammed b. Alî el-Müddekir, Muhammed b. Ya’kub el-Asam, Ebû Alî en-Nişâbûrî gibi büyüklerden hadîs okumuş, icazet almış Ebû Alî b. Ebî Hüreyre, Ebû Sehl es-Su’lûkî gibi zatlardan fıkıh teallüm etmiş, Ebû Ömer b. Muhammed el-Huldî, Ebû Osman el-Mağribî gibi sûfiyyeden de tasavvuf ahz eylemiştir.

Kendisinden de Ebü’I-Hasen ed-Dârekutnî, Ebü’l-Kaasım el-Kuşeyrî, Ebû Zer el-Herevî, Ebû Bekr el-Beyhakî gibi meşâhir hadis rivayet etmişlerdir.

Tefsir Ve Hadis İlimlerindeki  Mevkii:

El-Hâkim, ulûm-ı İslâmiyyeye vâkıf müfessir, fakîh, muktedir bir zattır. Hele İlm-i hadîste büyük bir imamdır, kadrinin celâlet ve haşmeti, İslâm ahkâmının muhafazası hususundaki güzel hizmeti ulemâ arasında bilittifak i’tirâf edilmektedir. Sikadır. îlmi vâsi’dir, musannafâtı mahâsinperver olmakla müştehir olup beş yüz cüz’e karıp bulunmaktadır. Rivayet olunan âsârın illetlerini, sahîh ve sakîmini tefrik ve ta’dil hususunda asrındaki âlim­lerin bir mercii bulunuyordu. Zamanında teferrüd etmişti, İslâm âleminin her tarafında bulunan muhaddislerin en mümtazı sayılıyordu, bütün âfaktan ilim ve irfan müştakları hadis ahzetmek için Nîsâbur’a gelerek etrafında topla­nıyorlardı.

Sâmâniyye zamanında (359) senesi Nesâ beldesi kadılığına ta’yîn edilmiş­ti. Bilâhare Cürcan kadılığına da ta’yîn edilmek istenilmiş ise de, bunu ka­bulden imtina etmiştir.

El-Hâkim, mîr-i kelâm, hoş sohbet bir zât idi. Lâtif muhavereleri bulun­duğu meclislerde huzzârın kalblerini tenşît, ruhlarını kendisine cezbederdi.

El-Hâkirn’e teşeyyu’ isnâd edenler bulunmuştur. Filvaki’ Tâcü’d-Dîn-i Sübkî’nin dediği veçhile Hazret-i Alî kerrema’llâhu veçheye karşı şer’an matlûb olan mertebeden daha ziyâde bir meyil beslerdi. Fakat Şeyhayn ile Hazret-i Osman’ın hakk-ı tekaddümünü de i’tirâf eder, Ehl-i Sünnet ulemâsını pek ihtiramkârâne bir tarzda yâd eylerdi. Bütün âsârı ve bahusus Terâcim-i ah­vâle dâir olan kitapları buna şahittir.

Bu husus, Tabakatü’l-kübrâ’da pek mükemmel bir halde muhakeme edi­lerek bu büyük muhaddisin fıkhen Şafiî mezhebine tâbi’, akîde i’tibâriyle Eş’ariyyeden ma’dûd olduğu pek güzel isbât edilmiştir.

İmam Zehebî’nin beyanâtına nazaran bu zâtın El-Müstedrek nâmındaki meşhur eseri münderecâtı i’tibâriyle üç kısma ayrılır: Bunun dörtte ikisini İmam Buhârî ile İmam Müslim’in hadisteki şartları dairesindeki ahâdîs-i şerîfeden ibarettir. Dörtte biri de bâzı illetlerle beraber seneden sahîh olan hadislerden mürekkeptir. Mütebaki dörtte biri de menâkir ve vâhiyyattan müteşekkildir ki, bunların içinde bâzı mevzuat da vardır.

El-Hâkim’in rivayet ettiği ahâdîs-i mübârekeden beşini teberrüken kay­dediyoruz.

1- Şüphe yok- ki; Allahu- Teâlâ- her bir hazin kalbi sever.”

2- Teenni her bir şeyde hayırlıdır, âhiret ameli ise, müstesna

3– Nâsın hayırlısı ömrü, uzun, ameli güzel olandir, Nâsın şerlisi ise ömrü uzayan, ameli fena olan kimsedir.”   –           

4-  Şerlerinden,  zahmetlerinden komşusu emin bulunmayan kimse bî-hakkın bir mü’min değildir.

5-  Allâhu Teâlâ kendisince talâktan daha mebguz bîr şeyi helâl kılmamıştır.”

Müellefât,: Ve Sâire.

Me’hazlar: Tezkiretü’l-Huffâz, Et-Tabakaatü’l-Kübrâ,  El-A’lâm.

KAYNAK: Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi (Tabakatü’l-Müfessirin), Bilmen Yayınevi

İlgili Makaleler