EHLİ KİTAP
EHLİ KİTAP
Vahiy yoluyla
indirilen kutsal kitaplara inananları niteleyen bir terim olan ehl-i kitap (kitap
ehli), Kur’an’ın çeşitli yerlerinde geçer. (Bk. Bakara, 105-109; Al-i İmran,
64,65,09,75,98,110,113). Kur’an bu terimle müşriklerden ayırt etmek İçin kutsal
kitaplara
(Tevrat, Zebur ve İncil) İndirilmiş bulunan
Yahudi ve Hıristiyanları kasdcder. Bu kitaplar tahrif edilmiş olmakla beraber,
içlerinde vahye dayanan hakikat ve hikmetler de bulunma ihtimalinden dolayı
İslam, onlara inanan Yahudi ve Hıristiyanları, müşriklere nisbetle ayrıcalıklı
bir konuma oturtmuştur. İslam müşriklere yapılanların aksine, İslam İdaresine
itaat eden Yahudi ve Hıristiyanları, cizye ve haraç karşılığında, kendi
ibadetleriylc serbestçe meşgul olmalarına izin vermiştir.
Ehl-i Kitap’la ilgili
ayetlerden, Allah adını anarak kestikleri hayvanların, avladıkları avların ve
İçinde haram nesne bulunmayan yiyeceklerinin müslümanlara helal olduğu anlaşılmaktadır.
İslam’da, ehl-i kitaba yemek yedirmek ve onların yiyeceklerini yeme izni
verilerek karşılıklı alış-veriş helal kılınmış, takat nikah hususunda yalnız
müslümanlarm ehl-İ kitaptan nikah İle kadın almaları helal kılınmış, müslüman
kadınların ehl-i kitaptan birisiyle evlenmesine ise asla izin verilmemiştir.
(Ancak bazı İslam alimleri chl-i kitaptan olan kadınlarla evlenmenin mekruh
olduğu görüşündedirler). Bundan başka genel olarak, onların yiyeceklerini
yerken veya kadınlarıyla evlenirken kişinin imanını tehlikeye düşürmekten ve
irtidad tehlikesine düşmekten son derece sakınılması gerektiği de
belirtilmiştir. Ehl-İ kitap dışında bulunan Mccusiler hakkında ise Hz.Muhammcd
(s.) şöyle buyurmuştur: “Kadınlarını nikahlamamak ve kestiklerini yememek
şartıyla Mecusîlere ehl-İ kiiap muamelesi yapınız”. Ancak, vahyin indiği
dönemlerdeki ehl-i kitab’la kastedilen Yahudi ve Htrİstiyan-larla, onu izleyen
asırlardan günümüze kadar gelen Yahudi ve Hıristiyanların aynı inançları
paylaşıp paylaşmadığı bir tartışma konusudur. Tahrif edilmiş de olsalar,
Hıristiyan ve Yahudilerin Tevrat ve İncil’e bakışları eskiye oranla çağımızda
oldukça değişmiştir. Herşeyden önce özellikle Hıristiyanlık ve İncil,
Sekıılarİz-min baskısı altında kalarak seküler (laik) bir yoruma tabi
tutulmuştur. Bu durumda, çağı-mızdaki Yahudilik ve Hıristiyanlığın (veya Ehl-i
Kitab’ın) İslam’ın indiği zamanlardaki tahrif edilmiş İncille aynı
sayılamayacağı ortadadı