Tarihi Şahsiyetler

Edward Burnett Tylor Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

TYLOR, Edward Burnett (1832-1917)

İngiliz, antropolog. Kültürel antropolojinin kurucularındandır. Dinlerin evrimine ilişkin görüşleriyle tanınmıştır.

2 Ekim 1832’de Londra yakınlarındaki Camber-well’de doğdu, 2 Ocak 1917’de Somerset yakınlarındaki Wellington’da öldü. Quaker mezhebinden varlıklı bir kişi olan babası bir pirinç dökümhanesinin sahibiydi. 16 yaşındayken, öğrenim görmekte olduğu din okulundan ayrılarak babasının işinde çalışmaya başladı. Bir süre sonra hastalanınca sağlığına kavuşmak için 1855’te Latin Amerika’ya bir yolculuğa çıktı. Küba’dayken tanıştığı amatör bir etnolog olan İngiliz banker Henry Christy ile Meksika’ya giderek birkaç ay süren bir araştırma gezisi yaptı. Christy ile birlikte Meksika Vadisi’nde Toltek kültürü kalıntılarını araştırdığı bu geziden sonra İngiltere’ye döndü.

Bu tarihten sonra etnolojiyi kendisine temel çalışma alanı olarak seçen ve tüm zamanını bu konudaki bilgilerini derinleştirmeye ayıran Tylor, 1861’de Meksika gezisi anılarını, 1865’te Researches Into the Early History of Mankind and the Development of the Civilization (“İnsanlığın Erken Tarihine İlişkin Araştırmalar ve Uygarlığın Gelişmesi”) adlı kitabında topladı, 1871’de de Primitive Culture’ı (“İlkel Kültür”) yayımladı. 1871’de Royal Society üyeliğine seçildi. 1875’te Oxford Üniversitesi tarafından onursal edebiyat doktoru payesiyle ödüllendirildi. 1883’te Oxford Üniversitesi Müzesi’nin yöneticiliğine atandıktan bir yıl sonra orada antropoloji dersleri vermeye başladı. 1896’da Oxford Üniversitesi’nde o yıl kurulan Antropoloji Kürsüsü’nün başına getirildi ve 1909’da emekli olana değin profesör olarak ders vermeyi sürdürdü. İki kez Kraliyet Antropoloji Enstitüsü’nün başkanlığına da seçilen Tylor’a, 1912’de “Sir” unvanı verildi.

Tylor bilimsel çalışmalarına 1850’lerin sonunda Evrim Darwin kuramının İngiltere’nin düşünsel yaşamında anlayışı etkin olmaya başladığı bir sırada başlamıştır. Çalışmalarında kültürün zaman içindeki gelişiminin bilinçli, ilerleme gösteren ve akılcı bir süreç olduğunu kanıtlamaya çalışmıştır. Herbert Spencer ve dönemin diğer evrimcileri gibi çağdaş uygar topluma bugünün ilkel topluluklarına benzer kökenlerden başlayarak geçirilen bir doğal evrim sonucu ulaşıldığını varsaymıştır.

Bu görüşünü, ileri toplumların geçmişinin anlaşılmasına yardımcı olabilecek birçok ilkel özelliği barındırdığını savunduğu “varlığın korunması” (survival) kavramıyla daha da geliştirmiştir. Mantık dışı, kullanım alanını ve önemini yitirmiş uygulama ve inançların kalıcılıklarını koruduklarını anlatan bu kavram, antropoloji alanında uzun süre önemini korumuştur.