Edebi Şahsiyetler

Edip Cansever Kimdir, Hayatı, Edebi Kişiliği

Edip Cansever. Türk, şair. (8 Ağustos 1928–28 Mayıs 1986) Kendine özgü imge anlayışıyla, Kapalı Şiir akımı içinde, düşünceye ağırlık veren, çağdaş yaşamı irdeleyen şiirler yazmıştır.

Kumkapı Ortaokulu’nu, 1946’da İstanbul Erkek Lisesi’n bitirdi. Girdiği Yüksek Ticaret Okulu’nu bitirmeden ayrıldı. 1950’de Kapalıçarşı’da turistik eski eşya ticaretiyle uğraşmaya başladı. 1976’dan sonra ise yalnızca şiirle uğraştı.

İlk şiiri 1 Mart 1944’te İstanbul dergisinde yayımlanmıştı. İstanbul, Yücel, Fikirler, Edebiyat Dünyası dergilerinde yayımlanan, 19 yaşında bir gencin dünyayla tanışmasının ve ilk itirazlara yeltenişinin izlenimlerini dile getirdiği gençlik şiirlerini İkindi Üstü (1947) adlı bir kitabında topladı. Arkadaşlarıyla birlikte, sekiz sayı çıkardıkları Nokta dergisi (15 Ocak 1951-15 Kasım 1951), şiirinin yeni bir evreye giriş dönemine rastlar. İlk kitabından yedi yıl sonra yayımladığı Dirlik Düzenlik’te büyük ölçüde “Garip Şiiri”nin etkisinde kalsa da, kendisine özgü bir şiir evreni kurduğu görülür. Cansever’in dilini olduğu kadar konularını, yöneliş ve tercihlerini de bulduğu kitap olan Yerçekimli Karanfil (1957), “bireyin yalnızlığı ve yabancılığının güdülediği sonsuz arayış çabası” biçiminde özetlenebilecek Cansever şiirinin temellerini atar; bu izlek, “dramatik şiir”in ustalık örnekleri olan Umutsuzlar Parkı (1958), Petrol (1959), Nerde Antigone (1961) ve Tragedyalar (1964) ile sürer. Çağrılmayan Yakup’la (1969) bafllayan, sol siyasal eylemlere duygusal ve düşünsel planda katılışın şiirleri, Kirli Ağustos’ta (1970) çeşitlenerek sürer, Sonrası Kalır’la (1974) destansı boyutlar kazanır. Ben Ruhi Bey Nasılım (1976) ve Sevda ile Sevgi (1977), toplumsal planda yaşanan “yenilgi”nin ardından yeniden bireysele dönüştür; Şairin Seyir Defteri (1980), Bezik Oynayan Kadınlar (1982), İlkyaz Şikâyetçileri (1984) ve Oteller Kenti (1985), bu “içe kapanış”ı evrensel yalnızlık planında kavrayışın şiirlerini toplar.

1958’de Yerçekimli Karanfil adlı kitabıyla Yeditepe Şiir Armağaninı kazandı. 1976’da yayımlanan Ben Ruhi Bey Nasılım kitabıyla 1977 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü’nü, 1981’de bütün şiirlerini topladığı Yeniden ile de aynı yılın Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü aldı.

Bireyin arayışlarını, umutsuzluklarını, uyumsuzluğa varan yaşam ilişkilerini yansıtmaya çalışmıştır. Çevresindeki insanların yaşayışlarını etkileyecek, dünyaya bakışlarını değiştirecek bir şiirin aranışı içinde, kapalı bir imge anlayışına yaslanan, bu yüzden de yadırganan, “anlamsız” diye nitelenen yapıtlar vermiştir. Şiirin yazılıp bittikten sonra şairden kopacağına, belirlenmesi için okurun da çaba göstermesi gerektiğine inanmıştır. Şiirselliği düşüncenin alaca bölgelerinde ararken kapalı söyleyişlerin sınırında dolaştığı olmuştur. Çağdaş şiir akımlarındaki gelişmelerle birlikte, yazdıklarının büyük oranda aydınlığa çıktığı görülmüş ve bir düşünce şairi olarak nitelenmiştir.