Ebu’l Abbas Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi
Ebü’l-Abbâs Abdullah b. Muhammed b. Alî b. Abdillâh b. el-Abbâsb. Abdilmuttalib (ö. 136/754) İlk Abbasî halifesi (750-754).
Humeyme’de doğdu. Doğum tarihi hakkında 100-108 (718-726) yılları arasında çeşitli tarihler verilmektedir. Emevîler’e karşı Abbasî ihtilâlini başlatan İmam Muhammed b. Ali’nin oğlu olan Ebü’l-Abbas, çocukluk ve gençlik yıllarını Humeyme’de ailesiyle birlikte geçirdi. Ağabeyi İmam İbrahim, Emevî Halifesi II. Mervân tarafından tutuklanarak Harran’a götürülürken ailesi mensuplarına kardeşi Ebü’l-Abbas’ı veliaht tayin ettiğini söyledi ve ona biat etmelerini istedi.
Ebü’l-Abbas, ihtilâl ordusunun Kûfe-ye girmesinden bir ay sonra Safer 132′-de ailesiyle birlikte Kûfe’ye geldi. Fakat şehirde pek sıcak karşılanmadı. Kûfe’de duruma hâkim olan ve Hz. Ali evlâdını desteklediğini henüz açığa vurmayan Ebû Seleme el-Hallâl. Hz. Ali evlâdının kaldıkları yeri Horasanlılardan saklayarak gelişmeleri beklemeye başladı. Henüz Irak’ın merkezi Vasıt ile Emevî hanedanının merkezî eyaleti Suriye itaat altına alınmadığından ve dolayısıyla ihtilâlin sonucu kesin olarak ortaya çıkmadığından Ebû Seleme yeni halifenin tesbitini geciktirmeye çalışıyordu. Ebû Müslim-i Horasânf nin güvenilir adamlarından Ebü’1-Cehm b. Atıyye el-Bâhilî, Ebü Seleme’nin oyalama taktiğinin farkına vararak Hammâm-A’yen’deki Horasan ordusunun ileri gelenlerine durumu haber verdi. Bunun üzerine on iki kişi derhal Kûfe’ye giderek Ebü’l-Ab-bas’a biat ettiler. İhtilâlin hazırlanmasında ve başarıya ulaşmasında hiçbir rolü olmayan Ebü’l-Abbas, 12 Rebîülâhir 132 Cuma günü Küfe Ca-mii’nde ilk Abbasî halifesi olarak biat aldı. Minbere çıkarak hutbe okudu ve hâkimiyetin Abbâsîler’in hakkı olduğunu söyledi. Hutbesinde özellikle Abbasîler ile Iraklılar arasındaki menfaat birliğini dile getirdi.
Ebü’l-Abbas halife olarak biat almasına rağmen Emevî hilâfeti hâlâ ayaktaydı ve ülkenin büyük bir kısmı Emevî-ler’in kontrolünde bulunuyordu. İrakta da durum henüz belirsizdi. Irak’ın merkezi Vâsıfta Emevî Valisi İbn Hübeyre (Ebü Halici Yezîd b. Ömer) teslim olmamakta direniyordu. Abbâsîler’e karşı açıkça Hz. Ali evlâdını desteklediğini söyleyen Ebü Seleme Ebû Müslim’in desteğiyle bertaraf edildi (132/750).
Ebü’l-Abbas’ın amcası Abdullah b. Ali b. Abdullah kumandasında Suriye’ye doğru ilerleyen Abbasî ordusunu Emevî Halifesi II. Mervân Dicle’nin kollarından Büyük Zap suyu sahilinde karşıladı. On gün devam eden savaşta II. Mervân yenildi. Böylece Abbâsîler’e artık Suriye’nin kapıları açılmış oluyordu. 14 Ramazan 132’de[531] Emevîler’in başşehri Dımaşk Abbasî kuvvetlerinin eline geçti. Mervân Mısır’a kaçarken Yukarı Mısır’da Bûsîr’de yakalanarak öldürüldü. Böylece Emevîler tarih sahnesinden silindi ve Abbasîler kesin olarak iktidara geldi. Ancak İslâm dünyasında henüz tam anlamıyla hâkimiyet kurulamamıştı. Teslim olmamakta direnen Vâ-sıt Valisi İbn Hübeyre, Hasan b. Kahtabe tarafından kuşatıldı. Hasan’in bir sonuç alamaması üzerine Halife Ebü’l-Abbas kardeşi Ebû Ca’fer’i yardıma gönderdi. Buna rağmen kuşatma on bir ay devam etti. Nihayet Mervân’ın ölüm haberinin gelmesi üzerine 750 yılı sonlarında İbn Hübeyre görüşmeye razı oldu. Yapılan görüşmeler sonunda teslim antlaşması imzalandı. Ancak şehir teslim olduktan sonra antlaşma şartlarına uyulmayıp başta İbn Hübeyre olmak üzere birçok kişi idam edildi.
Emevî hanedanı mensuplarının zalimane bir şekilde imha edilmesi Suriye ve el-Cezîre şehirlerinde bazı isyanların çıkmasına sebep oldu. Kays Aylan kabilesi. Züfer b. Hâris’in torunu Ebü’l-Verd b. Kevser’in idaresinde Kınnesrîn’de isyan etti. Tedmür ve Humus şehirleri de bu isyana katıldılar. Başlarına da Muâviye”nin soyundan olan Ebû Muhammed es-SüfyânFyi geçirdiler. Âsiler Kınnesrîn yakınında Temmuz 751 ‘de Abdullah b. Ali tarafından mağlûp edildiler. Ebü’l-Verd ve isyanın elebaşıları savaş meydanında hayatlarını kaybettiler. Ebû Muhammed önce Tedmür’e ve oradan da Hicaz’a kaçtı, ancak yakalanarak idam edildi. Yine aynı yıl içinde İshak b. Müslim el-Ukaylî kumandasındaki el-Cezîre Arapları Harran’ı kuşattılar. İsyanı bastırmakla görevlendirilen Ebû Ca”fer Harran önlerine gelince Harran Valisi Mûsâ çıkış hareketi yaparak ona İltihak edince şehir âsilerin eline geçti. Âsiler bir süre sonra Samsat’a (Sümeysât) çekildiler. Halifenin kardeşi Ebû Ca’fer ile amcası Abdullah b. Ali Samsat’ı kuşattılarsa da şehri ele geçiremediler. Yedi ay süren kuşatma, isyancı İshak b. Müslim’in II. Mervân’ın Öldüğüne ikna edilmesiyle sona erdi. Bu olaydan sonra Ebû Ca’fer el-Cezîre ve Azerbaycan valiliğine tayin edildi.
Abbâsîler’in iktidara gelmesi ne Araplar’ı ne de İranlılar’ı memnun etti. Ülkenin doğu eyaletlerinde de isyanlar ortaya çıktı. 133 (750-51) yılında Buhara’da Şerîk b. Şeyh el-Mehrfnin Hz. Ali evlâdı lehine başlattığı çok tehlikeli bir isyan, Ebû Müslim’in gönderdiği Zİyâd b. Salih tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı. Şehir üç gün yağma ve tahrip edildi. Esirler şehrin kapılarına asılarak halka teşhir edildiler.
Hz. Ali evlâdını destekleyen Ebû Seleme bertaraf edilmişti. Ancak ihtilâlin gerçek lideri olan Horasan Valisi Ebü Müslim’in varlığı, başta Ebû Ca’fer olmak üzere Abbasî ailesi mensuplarını tedirgin ediyordu. Kardeşi Ebû Ca’fer’in tahrikleri sonunda Halife Ebü’l-Abbas. Ebû Müslim’in valileri Sibâ’ b. Nu’mân el-Ezdî ile Ziyâd b. Salih el-Huzâryi Ebû Müslim’e karşı gizlice isyana teşvik etti. 135 (752-53) yılında başlayan isyanda âsiler fazla varlık gösteremediler. Sibâ’ Âmül’de yakalanarak idam edildi. Ziyâd ise kendi ordusu tarafından terkedilince sığındığı Bârkes dihkanı tarafından idam edilerek başı Ebû Müslim’e gönderildi. Abbasî hilâfetine karşı Basra’da Hâricîler’in, Ears’ta Bessâm b. İbrahim’in ve Sind’de Mansür b. Cumhûr’un başlattıkları isyanlar da kolaylıkta bastırıldı.
Halife Ebü’l-Abbas devrinin tarihî bakımdan en önemli olayı. Cin ordusu ile yapılan ve Çİnfiler’in mağlubiyetiyle sonuçlanan Talaş Savaşı’dır. Bu savaşla Çin’in Batı Türkistan üzerindeki siyasî emelleri ebediyen sona ermiştir.
Ebü’l-Abbas, iç karışıklıklara büyük Ölçüde son vererek müslümanlann siyasî birliğini sağlamış. Endülüs ve Kuzey Afrika’nın batı kısımları dışında bütün İslâm dünyasında halife olarak tanınmıştır. Kûfe’de okuduğu ilk hutbede kendisini “Seffâh” (kan dökücü) unvanıyla takdim eden Ebü’l-Abbas’ın Emevî ailesi mensuplarına ve taraftarlarına karşı işlediği korkunç cinayetler unvanının kişiliğine uygun olduğunu göstermektedir. Onun devrinde İlim. fikir ve imar faaliyetlerinden bahsetmek mümkün değildir. Ebü’l-Abbas kaynaklarda mert, cömert, vakur ve edip bir kişi olarak tanıtılır. Hilâfet merkezini Küfeden Hâşimi-ye’ye, oradan da Enbâr’a nakleden Ebü’l-Abbas, beş yıl halifelik yaptıktan sonra yakalandığı çiçek (veya humma) hastalığından kurtulamayarak 13 Zilhicce 136 tarihinde Enbâr’da vefat etti. Kendisinden sonra kardeşi Ebû Ca’fer el-Mansûr halife oldu.
Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi