Ebu Ubeyde bin Cerrah Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi -Sahabi-
Ebû Ubeyde Âmir b. Abdillâh b. el-Cerrâh el-Fihrîel-Kureşî (ö. 18/639) Aşere-i Mübeşşere’den olan kumandan sahâbî. _
Hicretten kırk yıl önce Mekke’de doğdu (583). Türkiye’de yayımlanan bazı ansiklopedi lerdeki 571’de Kudüs’te doğduğuna dair kayıt gerçeğe uymamaktadır. Hz. Peygamber’in onuncu dedesi olan Fihr’de Resûlullah ile soyları birleşir. Benî Haris kabilesinden olan Ebû Ubeyde, Câhiliye devrinde Mekke’de okuma yazma bilen birkaç kişiden biri olduğu için Kureyşliler kendisine değer verirdi. Ebû Ubeyde, Hz. Peygamber’in İslâm’a davete başladığı ve henüz Dârülerkam’a girmediği günlerde Hz. Ebu Bekir vasıtasıyla müslüman oldu. İslâmiyet’in yayılması için büyük çaba gösterdi ve bu sebeple Kureyşliler’in ağır baskılarına mâruz kaldı. İşkenceler dayanılmaz hale gelince 616 yılında yapılan İkinci Habeşistan Hicreti’ne katıldı. Ancak bir müddet sonra Mekke’ye döndü. Daha sonra Medine’ye hicret etti. Hz. Peygamber onunla Sad bin Muaz arasında kardeşlik bağı (muâhât) kurdu. Muhammed b. Mesleme veya Ebû Talha el-Ensârî ile kardeş yapıldığı da söylenmektedir.
Ebû Ubeyde Medine döneminde İslâmiyet’in tebliğ edilmesinde ve idarî işlerde önemli görevler aldı. Hz. Peygamber’in sancak vererek gönderdiği ilk seriyyeye Hz. Hamza’nın kumanda ettiği bilinmekle beraber bu görevin Ebû Ubeyde’ye verildiği de rivayet edilmiştir. Hz. Peygamberle birlikte bütün gazvelere iştirak etti. Bedir Gazvesi’nde düşman saflarında bulunan babasını, özellikle kendisine hücum etmesi üzerine öldürmek zorunda kaldığı ve babaları, oğulları, kardeşleri veya akrabaları da olsa müminlerin kâfirleri dost edinemeyeceğini belirten âyetin(Mücâdile 58/22) bundan dolayı nazil olduğu rivayet edilmektedir. Babasını Bedir’de değil Uhud Gazvesi’nde öldürdüğüne dair Hâzin’in râvi adı vermeden naklettiği rivayete itibar edilmediği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan siyer kitaplarında Bedir ve Uhud gazvelerinde öldürülen müşrikler arasında babasının adı geçmemektedir. Ebû Ubeyde Uhud Gazvesi’nde de yiğitlik gösterdi. İslâm ordusu dağıldığı zaman Resûlullah’ın etrafından ayrılmayan on dört kişi arasında o da vardı. İkinci Zülkassa (6/627) ve Sîfülbahr (Habat) (8/629) seferlerine kumandan tayin edildi. Zâtüsselâsil Serriyyesi’nde arkadan gönderilen yardımcı kuvvetlere de Ebû Ubeyde kumanda etti (8/629). Aynı yıl Mekke fethinde Hz. Peygamber’in önünde şehre girdi. Beytülmâlde görev yaptı; Hudeybiye Antlaşması başta olmak üzere bazı vesikalara şahit olarak adı yazıldı. Medine’ye gelen Yemenliler’e İslâmiyet’i öğretmek üzere görevlendirildi. Hz. Peygamber’le din konusunda tartışan ve hıristiyan kalıp cizye vermeyi kabul eden Necranlılar, cizye tahsili İçin güvenilir birinin kendileriyle gönderilmesini istedikleri zaman Resûl-i Ekrem. “Her ümmetin bir emini vardır; bu ümmetin emini de Ebû Ubeyde b. Cerrâh’-tır” diyerek onu Necran’a gönderdi. Ondan sonra “Emînü’l-ümme” lakabıyla anılan Ebû Ubeyde bu bölgedeki insanlara İslâmiyet’i de öğretti. Müzeyne, Hüzeyl ve Kinâne kabilelerinin vergilerini toplama görevi de ona verildi.