Tarihi Şahsiyetler

Ebu Rafi Hz. Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi -Sahabi-

Ebû Râfi’ İbrâhîm (Eşlem) el-Kıbtî (ö. 40/660 [?]} Hz. Peygamber’in azatlı kölesi.    

Ebü Râfi’ künyesiyle meşhurdur. Adı tam olarak bilinmemekte, ileri sürülen on kadar isim arasında en fazla İbrahim ve Eslem’in geçtiği görülmektedir. Rüveyfî’ ve Büreyh lakaplarıyla anılır. Aslen Mısır’ın yerlile­rinden (Kıptî) olup Abbas b. Abdülmuttalib’in kölesiydi. Saîd b. Âs’ın kölesi ol­duğuna dair rivayet ise isabetli görülmemektedir. Mekke’de Bedir Gazvesi’nden önce Hz. Abbas’ın hanımı Ümmü’l-Fazl Lübâbe ile birlikte müslüman olmakla beraber köle olması sebebiyle hicret ede­memişti. Zemzem Kuyusu’nun yanında Bedir’de uğradıkları yenilgiyi anlatan Ebû Süfyân, gökle yer arasında duran yağız atlara binmiş ve beyazlar giyinmiş adamlar tarafından bozguna uğratıldık­larını söyledi. Ebû Râfi1 onların melek olduğunu belirtince Ebû Leheb tarafın­dan dövüldü ve onun elinden Ümmü’l-Fazl’ın müdahalesiyle kurtulabildi. Be­dir’de esir alınan efendisi Abbas’ın kur­tuluş fidyesini Medine’ye götürdü. Daha sonra Abbas onu Hz. Peygamber’e bağışladı. Ebû Râfi’ Bedir’den sonra yapı­lan gazvelerin hepsinde Resûl-i Ekrem’in yanında bulundu. Hz. Peygamber, am­cası Abbas’ın müslüman olduğu müjde­sini alınca Ebû Râfi’i azat etti ve cariye­si Selmâ ile evlendirdi.

Ebû Râfi’ Hayber seferine hanımı Sel­mâ ile birlikte gitti. Selmâ daha sonra Hz. Peygamber’in oğlu İbrahim’in doğu­munda ebelik yaptı Ebû Râfi’ Resûl-i Ekrem’e bir oğlu dünyaya geldiğini müjdeleyince Hz. Pey­gamber ona bir köle hediye etti. Umretü’l-kazâya gidilirken Resûluliah onu Evs b. Havelî ile birlikte önden amcası Abbas’a göndererek dul baldızı Meymûne ile kendisini evlendirmesini istedi. Bir görevi de Hz. Peygamber’in eşyasını ko­rumak olan Ebû Râfi’, Veda haccında Mina dönüşü Muhassab’da Resûlullah’ın çadırını kurdu. Resûl-i Ekrem vefatı yak­laştığı sırada bir gece yansı ölülere mağ­firet dilemek için Baki’ Mezarlığı’na gi­derken yanına Ebû Râfi’i de aldı.

Ebû Râfi’ daha sonraki yıllarda İslâm ordusuyla birlikte Mısır’ın fethine katıl­dı. 35 (655) veya 40 (660) yılında Kûfe’-de (veya Medine’de) vefat etti. Ardında Râfi’. Hasan, Ubeydullah. Mu’temir (Muglre). Ali ve Selmâ adlı altı çocuk bıraktı.

Zayıf yapılı bir kimse olan Ebû Râffin uzun yıllar Hz. Peygamber’in yakın çev­resinde bulunması ve aile fertlerine hiz­met etmesi, onun ilim ve fazilette üstün­lük kazanmasını sağlamıştır. Mekke’de bulunduğu yıllarda Zemzem Kuyusu’nun yanında ağaçtan su taslan oyardı. Me­dine’de de Hz. Peygamber’in hanımları­na bazı ev eşyaları yapmıştır.

Ebû Râfi’in hadis rivayetinde önemli bir yeri vardır. Doğrudan Resûtullah’tan, ayrıca onun hanımları ile Hz. Ebû Bekir, Abdullah b. Mes’ûd ve Ebû Hüreyre’den altmış sekiz hadis rivayet etmiştir. Kü-tüb-i Süte ile Ahmed b. Hanbel’in Müs-ned”, Mâlik’in el-Muvattcfy ve Dârimr-nin es-Sünen’inde kırk üç rivayeti bu­lunmakta olup bunların çoğu Hz. Pey­gamberin yakın çevresinde gördüğü olaylarla ilgilidir. Abdullah b. Abbas on­dan Hz. Peygamber’in yaptıklarını sorar ve aldığı bilgileri yazardı. Kendisinden oğlu Ubeydullah ile torunu Fazl b. Ubeydullah, ayrıca Ebû Saîd el-Makbürî, Atâ b. Yesâr ve Şürahbîl b. Sa’d gibi âlimler rivayette bulunmuşlardır.

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler