Kimdir

EBÛ MUHAMMED EL-CÜVEYNÎ KİMDİR? HAYATI VE ESERLERİ

Abdullah b. Yûsuf b. Abdi’llâh “Rüknü’l-İslâm” lâkabını hâiz, yüksek bir âlimdir. Horasan’da Nîsâbur ile Bistam arasındaki Cüveyn nahiyesine mensuptur.  (438) târihinde Nîsâbur’da vefat etmiştir. Rahmetu’llâhi aleyh.

Üstadları:                                                     

Ebû Muhammed, evvelâ kendi nahiyesinde Âlî Ebû Ya’kub el-Ebîverd’ den bir miktar fıkıh okumuş, sonra Nîsâbur’a giderek ma’lûmâtını Ebü’t Tayyib es-Su’lûkî’den ikmâle çalışmıştı. Daha sonra Merv şehrine gidip Kaffâlül-Mervezî’nin derslerinde hazır bulunmuş; onun fıkıhtaki mesleğini tet­kik ve ta’kîb ederek kendisinden icazet almıştır. Hadis ilmini de Kaffâi’den, Adnan b. Muhammed ed-Dabbî’den, Ebû Nuaym Abdü’l-Melik b. el-Hasen’den ve Bağdat’ta Ebü’l-Hüseyn b. Bişrandan istimâ’ etmiştir.

Kendisinden de oğlu Îmâmü’l-Haremeyn ile Sehl b. ibrahim el-Mescidî, Alî b. Ahmedi’l-Medînî gibi birçok zevat rivayette bulunmuşlardır.[353]

Kudret-i  İlmiyyesi Ve Zühd Ü Takvası:

Şafiî mezhebindeki âlimlerin pek büyüklerinden olan Ebâ Muhammed el-Cüveynî, tefsirde, hadiste, fıkıhta, lügatte mühim bir iktidar sahibi idi. Nahiv’de, edebiyatta büyük bir melekesi vardı. Yazmış olduğu tefsir, riva­yet ve dirayet tariklerini ihtiva eden cem’iyyetli, mufassal bir eserdir. Bu eserde her âyet-i celîle on veçhile tefsir ve tevcih edilmiştir. Maamâfih bu pek emekli eserde bir hayli munkatı’ hadisler, rivayetler de yer bulmuştur.

Ebû Muhammed el-Cüveynî, bilhassa zühd ü takvâsiyle, güzel ahlâkiy­le fevkalâde temayüz etmişti. Belki yerine sarf edilmemiş veya niyyete mukarin bulunmamıştır, diye her sene hemen hemen iki defa malının zekâtını verirdi. Pek mehabetti bir zât idi, huzurunda yalnız zühd ü takvaya, ilim ve irfana dâir sözler söylenebilirdi.

Bir aralık kendi ilmî kudretine güvenerek içtihada kıyam etmiş, hiç bir mezheb-i fıkhîye temâmen bağlanmayarak ahâdîs-i şerîfeden bâzı ahkâm istinbât etmek istemiş, bu maksatla Muhît adlı bir kitap yazmağa başlamış­tı. Bu mühim eserinin üç cüz’ünü pek muktedir bir muhaddis, bir âlim olan dostu Hafız Ebû Bekr el-Beyhakî’ye gönderdi. Beyhakî, bu yazıları tenkîd etti, bundaki hadislerin ihticâca sâlih olup olmadığını tafsîlâtiyle bildirdi. Ve şu mealde bâzı ihtarlarda bulundu: “Kendisini dâima hayır ile yâd etti­ğim Ebû Muhammed el-Cüveynî bilir ki, benim hadis-i şerif ile iştigalim çok­tur, birçok kimseler görülüyor ki, hâdis-i merviyyenîn sahihini, gayr-i sa­hihinden temyiz edemiyorlar, hangi hadislerin ihticâca sâlih, hangilerinin gayr-i sâlih olduğunu kestiremiyorlar, Ebû Muhammed’in istinâd ettiği ha­disleri bu hususta en selâhiyattar olan İmam Şafiî görmemiş midir? diyece­ğiz! Hayır o, bunları görmüş, fakat bâzı illetlerden dolayı bunlardan ahkâm istinbâf etmeyip i’râz etmiştir”. Bunu hadis ilminde iîkan sahibi olanlar iak-dîr ederler,.»

Beyhakî’nin büyük bir risale teşkil eden tenkitnâmesini Ebû Muhammed el-Cüveynî alınca: “işte bu, bereket-i ilimdir” diye Beyhakî’ye dua etmiş ve onun bu veçhile irşadına mebnî Muhît’ini itmam etmekten vaz geçmiştir.

Hakikati araştıran zevat, işte böyle hayırhah, böyle munsif olur!

Ebû Bekr Beyhakî’nin yazdığı bu mühim risale, Tabakaatü’s-Sübkî’de münderictir.

Ebû Muhammed el-Cüveynî’nin muktedir bir şâir olduğu da dostların­dan biri hakkında bir mersiye olarak söylediği şu kıt’adan anlaşılmaktadır:[354]

Müellefâtı : Büyük bir eserdir, ad fıkıhtandır.

Me’hazlar :  İbn-i   Hallekân,   El-Fevâidü’l-Behiyye,     Tabakaatü’s-Sübkî, Mevzûâtii’l-Ulûm,   El-A’lâm.[355]

KAYNAK: Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi (Tabakatü’l-Müfessirin), Bilmen Yayınevi

İlgili Makaleler