Ebu Muhammed Abderi Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi
ABDERÎ, EBÛ MUHAMMED
Ebû Muhammed Muhammed b. Muhammed b. Alî el-Abderî el-Hâhî er-Risâletü’I-Mağribiyye adlı seyahatnamesiyle meşhur VII. (XII.) yüzyıl müellifi.
Abderî nisbesini Kureyşîler’den Abdü’d-Dâr b. Kusayy’ın soyundan geldiği için, el-Hâhî nisbesini ise Mağrib’de Hâhâ bölgesinde oturduğu için almıştır. Hayatı hakkında, seyahatnamesinden çıkarılabilenler dışında bilgi yok gibidir. Taşıdıkları isim benzerliğinden, yaşadıkları zaman ve bölge yakınlığından dolayı başka şahsiyetlerle karıştırıldığı da görülmektedir. Aslen Belensiyeli (Valencia) olduğu rivayet edilir. Ne zaman doğduğu, hatta vefat tarihi dahi bilinmemektedir, Rihle’sinden öğrenildiğine göre, 688’de (1289) seyahate çıktığı zaman, ailesiyle birlikte. Mağrib’de Merakeş’in batısında, kuzeyde Tensifi nehri boylarından sahilde Suveyre’ye (Mogador), doğuda Tensift’le birleşen Esifınual nehrinden Atlas Okyanusu sahillerine uzanan Hâhâ bölgesinde ve bu topraklara adını vermiş olan kabilenin arasında bulunuyordu. Bâce, Tunus. Kayrevan, İskenderiye ve Kahire üzerinden Hicaz’a gitti; dönüşte yine İskenderiye’ye uğradı. Abderi seyahati sırasında zamanının âlimleri ve edipleriyie görüşme fırsatını buldu. Bu sayede muhtelif yerlerde ders aldığı âlimler arasında Şerefüddin ed-Dimyâtî. İbn Dakikul’îd. Ziyâeddin İbnü’l-Müneyyir, Abdullah b. Hârûn et-Tâî el-Kurtubî, Ebû Zeyd Abdurrahman b. Esedî, Ebü’l-Hasan Ali b. Ahmed el-Karâfî gibi simalar vardır. Eserinden sûfîliğe meyli olduğu anlaşılan Abderi, Tunus’ta Şeyh Ebû Muhammed Abdullah b. Yûsuf el-Endelüsîden hırka giymiştir. Ebü’l-Kâsım b. Rıdvan ile oğlu Muhammed talebeleri arasında anılır.
Bilinen ve mevcut olan tek eseri er-Rihletü1-Magribiyye’dir. Eserde, 25 Zilkade 688’de [11 Aralık 1289] hac farizası için çıktığı seyahati sırasında geçtiği yerler hakkında bilgi verir. Eser. Abderi’nin gördüğü yerlerin topografyasına dair doğru bilgiler ve coğrafî tasvirler bakımından ehemmiyet taşımaz. Fakat arkeoloji bakımından dikkate değer müşahedeleri, müellifinin bu yerlerin örf ve âdetlerine dair tetkik ve tesbitlerini ve bilhassa XII. asır sonlarında Kuzey Afrika’daki İlim ve kültür hayatıyla ilgili bol malzemeyi ihtiva eden er-Rihie, gerek müellifin, gerekse oğlunun icazet aldığı âlimler hakkında etraflı bilgi verir; İşaret edilen asırda ve muhitlerde muhtelif sahaların otoriteleri, bunların derslerinde okuttukları eski ve yeni ana eserleri tanıtır. Bu bakımdan er-Rihie, daha sonra yazılan seyahatname tarzındaki eserlere tesir etmekle kalmamış, bilhassa hal tercümesi müelliflerinin faydalandıkları önemli bir kaynak olmuştur. Müellifin geniş bilgisi eserinin ehemmiyetini artırır. Sağlam bir dil tahsili görmüş olan bu kudretli edip, eserinde cinaslar ve istiarelerle örülü, tasannulu bir üslûp kullanır. Onun bu sanatkâr tarafının ve dile hâkimiyetinin en canlı vesikası şiirleridir. Eserine aldığı manzumelerinden birinde oğluna ahlâkî düsturlar gösterir ve nasihatlar verir; diğer bir şiirinde de Selâhaddîn-i Eyyûbî’ye hitap ederek ondan İslâm ülkelerini hıristiyanların hâkimiyetinden kurtarmasını ister.
er-Rihietü’l-Magribiyye, biri Muhammed el-Fâsî Rabat 1968, diğeri Ahmed b. Cedv tarafından olmak üzere iki defa neşredilmiştir. Abderi. Kihie’sinin 500 beyitlik bir manzum hulâsasını da yapmıştır.