Tarihi Şahsiyetler

Ebu Dücane Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi -Sahabi-

Ebû Dücâne Simâk b. Hareşe b. Levzân el-Ensârî (ö. 12/633) Cengâver sahâbî.

Medineli olup Hazrec kabilesindendir. Nesep zincirinin Simâk b. Evs b. Hareşe olduğu da rivayet edilmektedir. Hz. Pey­gamber onunla Utbe b. Gazvân arasın­da kardeşlik bağı (muâhât*) kurmuştu. Bedir, Uhud gazvelerine ve diğer gazve­lere katıldı. Bu savaşlarda Kureyş’in ile­ri gelen silâhşörlerini öldürdü. Uhud Gaz-vesi’nin en çetin safhalarında Hz. Pey-gamber’in yanında bulundu. Zor durum­da kalanların yardımına koştu. Müslü­manların büyük sıkıntılara düştüğü bu savaşta paniğe kapılmayıp Hz. Peygam-ber’in etrafında toplanan otuz sahâbîden ve Ölüm biati yapan sekiz kişiden biri de Ebû Dücâne idi. Muhtemelen sa­vaşın başında Hz. Peygamber elindeki kılıcı göstererek onu kendisinden kimin almak istediğini sordu. Bunun üzerine herkes elini uzatarak kılıcı almak istedi. Fakat, “Bunun hakkını kim verir?” de­yince herkes elini geri çekti. Ebû Dücâ­ne ise onun hakkının ne olduğunu sor­du. “Kırılıncaya kadar düşmana çalmak” cevabını alınca. “Onun hakkını ben veri­rim yâ Resûlellah!” diyerek kılıcı aldı ve bundan duyduğu sevinci dile getiren ir-ticâlî şiirler söyleyerek düşman saflarına daldı. Bu olaydan sonra kendisine “iki kılıçlı” anlamında “zü’s-seyfeyn” lakabı verildi. Bu gazvede Hz. Peygamber’in di­şinin kırıldığı ve etrafının sarıldığı bir sırada Ebû Dücâne vücuduyla bir kal­kan gibi onu korudu. Kendisini öldürme­ye ant içen Abdullah b. Humeyd’i karşı­layıp öldürdü. Hz. Peygamber ona, “Alla-hım! Hareşe’nin oğlundan ben nasıl razı isem sen de razı ol” diye dua etti.

Huneyn Gazvesi’nde Hz. Peygamber’in etrafı Hevâzinli müşriklerle sarıldığında onun yanında savaşanlardan biri yine Ebû Dücâne idi. Benî Nadir Gazvesi’nde Ali b. Ebû Tâlib’e yardımla görevlendi­rildi. Bu vazifesini hakkıyla ifa ettiği için yalnız muhacirlere tahsis edilen ganimet mallarından arkadaşı Sehl b. Huneyf ile kendisine de pay verildi. Tebük Gazve­si’nde Hazrecliler’in bayrağını o taşıdı.

Ebû Dücâne Yemâme’de Müseylime-tülkezzâb’ın katlinde Abdullah b. Zeyd b. Asım ile beraber bulundu ve burada şehid düştü. Hz. Ali’nin hilâfetine yetiş­tiği ve Sıfffn’de onun yanında bulundu­ğu da rivayet edilmektedir. İbn Sa”d (ö. 230/845), kendi zamanında Medine ve Bağdat’ta Ebû Dücâne’nin torunlarının yaşadığını söylemektedir.

Ebû Dücâne çok güçlü ve cesur bir in­sandı. Bununla gururlanır ve kendisine mahsus bir eda ile yürürdü. Hz. Peygam­ber’in onun bu tavrını beğenmediği an­laşılmakta, fakat düşman saflarına giri­şini gördükten sonra, “Allah bu yürüyüşü yalnız bu durumlarda sever” dediği bi­linmektedir. Ebû Dücâne en çok iki ame­line güvendiğini söylerdi. Bunlardan biri kendini ilgilendirmeyen söze karışma­ması, diğeri de kalbinde müslümanlara karşı kötü bir duygu beslememesiydi. Ebû Dücâne’nin hadis rivayet etmediği bilinmektedir.

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi