Kimdir

Dursun Durdağı Âşık Burhani kimdir? Hayatı ve eserleri

Dursun Durdağı Âşık Burhani kimdir? Hayatı ve eserleri: Feyzi Halıcı’ya yazdığı bir mektupta kendisini şöyle anlatıyor: “Adım Dursun Durdağı. Mahlasım Burhanî. 1937 yılında Arpaçay’ın Gedik (Sa­tılmış) köyünde dünyaya gelmişim. Asıl baba yurdum ve halen oturmakta oldu­ğum yer Çıldır Güvenocak köyüdür, ilk tahsilimi Arpaçay’da bitirdim (1951). Oku­mayı çok isterdim. Okuma imkânım ortadan kalkınca, çevremizde ilim irfan işi sayılan saz çalmayı ve âşıklık etmeyi denedim. Çıldır yöresi Âşıklık geleneğini çok iyi anlıyan, bilen bir yerdi. Üstelik ünlü âşık Şenlik’in köyü bizim köyümüze çok yakındı. Ben de Âşık Şenlik’in oğlu Âşık Kasım’ın yanına gittim. Ona çırak oldum (1955). O günden itibaren hem usta malı öğrenmeye başladım, hem de ken­dim şiirler yazdım. Gün geçti, gönül hislendi. Böylece kendimi çevre halkına sev­dirdim. Bu arada her genç âşık gibi bir güzele gönül vermiştim. Şiirlerimi o güzel üstüne kapalı olarak yazıyor ve söylüyordum. Beşerî aşk şiir yazma gücünü artı­ran bir sebeptir. Ama kâfi değildir. Bunun için Kars’ta çok değerli âşıklardan il­ham ve bilgi aldım. Hikâyeler, destanlar öğrendim. Kendim de yeni hikâyeler tas­nif ettim. Âşık makamlarının hepsini bilir ve icra ederim. Âşıklık geleneğinin bü­tün dallannda şiir yazmaktayım. Bu dalları burada size sayayım: Destan, divanî, onbeşli, koşma, iç ayaklı koşma, zincirli destan, zincirbent ayaklı koşma, musamma, müstezat, şathiye, yalan, satranç, hiciv, şekiağır methiye.

1975 yılından beri düzenlemekte olduğunuz Türkiye Âşıklar Bayramları’na ka­tıldım. Demeğinizin düzenlediği bir program kanalıyla dudak değmez dalında okudu­ğum türkü 1978 yılında televizyonda gösterildi. Geçimimi sazımla sağlıyorum. Başkaca bir mesleğim yoktur. Evliyim. İki oğ­lum ve bir kızım var.”

ADAM VAR Kİ

Adam var ki rumuzdan anlar işaret,

Adam var M dünya göçse duyamaz,

Adam var erenle eyler ibâdet,

Adam var ki imama da uyamaz.

Adam var ki defeyler her hatâyı,

Adam var M taşa çalar baltayı..


Adam var ki soyar çiğ yumurtayı,

Adam var ki portakalı soyamaz..

Adam var ki dersin okur kitaptan, Adam var Jri pay çıkarır türaptan.

Adam var ki çakar her bir hesaptan, Adam var ki beşe kadar sayamaz..

Adam var ki söyler heves hevâya Adam var ki avukat olur davaya.

Adam var ki kat çıkarır semaya,

Adam var ki taş üste taş koyamaz.

Adam var ki katle yazar beraat,

Adam var ki sofrasında berekat.

Adam var ki aza eder kanaat,

Adam var ki dünyayı yese doyamaz..

Adam var ki kuşlar ile uçuyor,

Adam var ki tosbağayla göçüyor.

Adam var ki yıldızları geçiyor,

Adam var ki yerde harman döğemez.

Adam var ki ilmi mücevherli taş,

Adam var ki konuşur hep kalleş kalleş. Adam var ki dünyada olmuştur nakkaş, Adam var ki pabuçların boyamaz.

Adam var ki her gün eder kabahat, Adam var ki Hak’tan ister hidayet. Adam var ki işi gücü cinayet,

Adam var ki karıncaya kıyamaz.

Adam var habersiz dünya halinden, Adam var anlıyor kuşlar dilinden, Dursun’un da bir şey gelmez elinden, Gelse bile hiç kendini övemez.

LEBDEĞMEZ

Her zerreler her hücreler,

Yaratanı zikrederler.

Ay, yıldız, güneş, geceler,

Yaratanı zikrederler.


Senelerin kışı yazı,

Yeşil çiçeklerin gözü.

Sarı inek, kara kuzu,

Yaratanı zikrederler.

Yüce dağlar, sahra çöller,

Çağlayan dereler, güller.

Hakk’a giden doğru yollar,

Yaratanı zikrederler.

KAYNAK: TÜRK EDEBİYATI 4. CİLT, AHMET KABAKLI, TÜRK EDEBİYATI VAKFI YAYINLARI, İSTANBUL

İlgili Makaleler