Tarih

Dürrizade Abdullah Beyefendi Hayatı, Fetvası (Tarihi Şahsiyetler)

Dürrizade Abdullah Beyefendi. Son Osmanlı şeyhülsilamlarından (D. 1869 İstanbul – 23 Mart 1923 Mekke).

Rumeli Kazaskeri Dürrizâde Mehmet Efendi’nin oğludur. Soyu, 6

2. Şeyhülislâm Dürrizade Mehmet Efendi’ye dayanmaktadır. Küçük yaşta babasından ilk dini bilgileri ve Kur’an-ı Kerim okumasını öğrendi. Sonra 1882’de önce altı ay kadar Fatih Rüştiye-i Mülkiye Mektebi’ne, sonra da altı ay kadar Mirgune Rüştiye Mektebi’ne devam etti. Oradan da Sultan Selim Rüştiyesi’ne nakledildi ve buradan pekiyi derece ile mezun oldu. Bu arada özel hocalardan Arapça ve Farsça dersleri aldı. Daha sonra Fatih Medresesi’ne kaydoldu. Bu medresenin Dersiâmlarından Eğinli Hacı İbrahim Hakkı Efendi’nin derslerine devam ederek ondan icazet aldı .

1856’da henüz 17 yaşında iken Bâb-ı Fetvâ Mektubî Kalemi’nde Mülâzim olarak çalışmaya başladı. Bu arada eğitim-öğretimle olan ilgisini devam ettirdi. Bu cümleden olarak, 1890’da yapılan bir imtihanla İstanbul Müderrisliği ruusunu kazandı. İbtidâ-i hariç, hareket-i hariç, İbtidâ-i dâhil, Mûsile-i Sahn, İbtidâ-i altmışlı, Musile-i Süleymaniye , Hamse-i Süleymaniyye gibi medrese derecelerini elde etti. Daha sonra da aynı şekilde kazâ derecelerini kısa aralıklarla katetti. Bu cümleden olarak, 1896’da Bilad-ı Hamse, 1897’de Haremeyn, 1901’de İstanbul payelerini kazandı. Babasının Rumeli Kazaskerliği sırasında gayri resmi olarak kazaskerlik kethüdalığında çalıştı. 1897’de babasının kazaskerlikten istifası üzerine O da Mektubî Kalemi’nden ayrıldı. Ankara Kadılığı’na gönderilmek istendi. Ancak Saray’dan gördüğü destekle İstanbul’da kalmayı başardı. 1901’de Meclis-i Tedkikat-ı Şer’iyye üyeliğine seçildi. Bu arada 1902’de Anadolu Kazaskerliği pâyesini aldı.

Abdullah Efendi, II. Meşrutiyet’ten (1908) sonra, Meclis-i Tedkikât-ı Şer’iyye üyeliğinden ayrılıp bir süre mülkî görevlerde bulundu. Bundan dolayı “Bey” ünvanını da kullandı. Merkez Tensik Komisyonu tarafından önce Galata Kadılığı verildiyse de, sonradan aynı komisyonca 1909’da Anadolu Kazaskerliğine tayin edildi. Ancak muhtemelen İttihat ve Terakki Partisi’nin baskısıyla bu görevinden 4 Eylül 1912’de istifaen ayrıldı. Ayrıca O, İttihat ve Terakki Partisi’nin hükümete hakim bulunduğu sırada, yani 4 Eylül 1912’den 1918 sonlarına kadar devlet hizmeti dışında bırakılmıştır.

İttihat ve Terakki Partisi’nin iktidardan uzaklaşması üzerine, Abdullah Efendi tekrar devlet hizmetine döndü. Bu cümleden olarak, önce 1918’de Defter-i Hakânî Şer’i memurluğuna atandı. 8 Mart 1919’da Padişah emriyle Tetkik-i Mesâhif ve Müellefât-ı Şer’iyye Meclisi Başkanlığı’na getirildi. 1 Şubat 1920’de de Meşihat Makamı (Şeyhülislamlık) Müsteşarlığı’na atandı. Anadolu’daki milli harekata daha anlayışla bakan Salih Hulusi Paşa’nın istifası üzerine 5 Nisan 1920’de kurulan 4. Damat Ferit Paşa Hükümeti’nin Şeyhülislâmı oldu.
edebi_sahsiyetler/durrizade-abdullah-fetvasi
Kuvva-yı Milliye’ye Karşı Fetva
Hükümetin göreve başlamasıyla birlikte, İtilâf güçlerinin özellikle İngilizlerin baskısı ve desteğiyle Damat Ferit Paşa’nın en kanlı, en azılı tahrikleri de birbirini kovaladı. Meclis-i Mebusan’ın 11 Nisan’da resmen kapatılması, Damat Ferit’in bu iktidarı zamanına rastlar. Mustafa Kemal Paşa ve Anadolu harekatı hakkındaki fetvâların çıkarılması da bu devrede hızlandı. Dürrizâde Abdullah Efendi, ilk fetvasını da 11 Nisan’da yayımladı. Kuva-yı Milliye, Şeyhülislâm’ın kaleminde Kuva-yı Bağıye yani eşkiya kuvvetleri olarak tanımlanıyordu. Hükümet başkanı Damat Ferit, bu fetvâya dayanarak Mustafa Kemal Paşa ve ulusal harekat aleyhinde bir beyanname neşretti.

İstanbul’da basılan gazetelerde de yayınlanan bu fetvalardan, çok miktarda Anadolu’nun her tarafına çeşitli vasıtalarla (Postayla, Anadolu’ya geçen kimseler aracılığıyla vs.) hatta İngiliz ve Yunan uçaklarıyla dağıtılmıştı. Bu arada İngiliz konsolosları, İngiliz torpidoları, Rum ve Ermeni teşkilatları ile Yunan kuvvetleri de Fetvâ’nın dağıtımında görev aldılar.

Fetvânın Anadolu’da yayılması ve zararlarını önlemek için sıkı önlemler alınmış ise de bunda pek başarılı olunduğu söylenemez. Zira TBMM’nin açılışı arefesinde, ülkenin işgalden kurtulabilmiş köşeleri, ayrı görüşlerin kavga sahnesi haline gelmişti. Bu yıkıcı fetvalar ve Bab-ı Ali’nin beyannameleri ile aldatılan halk, yer yer vatan kurtarıcılarının önüne dikilmişti. Anadolu’nun muhtelif yerlerinde ayaklanmalar başgöstermişti. İsyancılar, Ayaş belinden Ankara’yı seyreder hale geldiler. Milli Mücadele için zor günler yaşanıyordu. İç ve dış ihanet odakları el ele vererek, Anadolu’da bir kardeş kavgası çıkartmak suretiyle müslüman halkı birbirine kırdırmak istiyorlardı. Durum her geçen gün daha tehlikeli bir hal aldı. Ulusal harekatın başarısızlığı dahi söz konusu olabilirdi.

Böyle bir anda başta Ankara Müftüsü Mehmet Rifat Efendi (Börekçi) olmak üzere pek çok din bilgini vazifeye koştu. Anadolu’da sağduyu ve vatansever ulemayı harekete geçirerek karşı fetvalar çıkardı. Bu yönüyle Milli Mücadele’de fetvalar savaşına da tanık olunmuştur. Hemen belirtelim ki, bu savaşta 152’yi aşkın Anadolu ulemasınca tasdik edilen Ankara Fetvası, tek Dürrizâde Abdullah’ın imzasını taşıyan İstanbul Fetvası’na üstün gelmiştir. Başka bir deyişle, Milli Mücadele’yi zafere ulaştıran güç, Ankara Fetvası ile temin edilmiştir.

Abdullah Beyefendi, Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın Sevr antlaşması koşullarını görüşmek üzere ikinci defa Paris’e gittiğinde (10 Haziran-14 Temmuz 1920) Sadârete vekalet etti. Söz konusu antlaşmayı görüşmek üzere, Sultan Vahdettin’in emriyle 22 Temmuz 1920’de Saltanat Şurası toplandı. Bu şuraya Abdullah Beyefendi de hükümet üyesi olarak katıldı ve eski Şeyhülislâm Mustafa Sabri ile birlikte Sevr antlaşmasının kabulü yönünde görüş belirtti.

31 Temmuz 1920’de Damat Ferit hükümetinin istifasıyla Abdullah Beyefendi de 3 ay 25 gün süren Şeyhülislâmlık görevinden ayrıldı. Milli Mücadele’nin zaferle sonuçlanması üzerine, 1922 Eylül’ünde Rodos’a kaçtı. Oradan da İtalya’ya geçti. 23 Mart 1923’te Hac için Mekke’ye gitmiş ve 30 Nisan 1923’te Harem-i Şerif’te (Kabe’de) vefat etmiştir. Evli olup yedi çocuk babasıydı. Ailesi “İNCİSEL” soyadını almıştır.

İlgili Makaleler