Dünya Edebiyatı

Dürıya Sinemasında Güldürü 1900-1985

Dürıya Sinemasında Güldürü

Sinemada güldürünün tarihi ticari sinemanın tarihi kadar eskidir. Sinemanın ilk ustaları olan Lumiere ve Melies güldürüler çekmişlerdi. Ama güldürüyü gelişkin bir anlatım biçimi haline sokanlar Amerikan sinemasının sanatçılarıdır. Amerikan sessiz sinemasında güldürü, slapstick (fars türü durum güldürüsü) adı verilen tarzda ve grup güldürüsü olarak başladı.

Başlangıçta Fransız Pathe Şirketi’nin güldürülerine öykünen Mack Sennett’in güldürüleri bunlardandır. Sennett’in en popüler dizisi olan ‘Keystone Kops’ filmlerinde, bir grup polis çeşitli aksiliklerle karşılaşır ve bunları yenme yolunda komik çabalara girişirler. Son derece hızlı bir kurgu ve sürekli olarak komik olaylarla kesintiye uğrayan kaçıp kovalamaca sahneleri, pasta fırlatma gibi güldürü trükleri grup güldürüsünün temel öğeleri arasındadır. Güldürü yıldızları, önceleri Mabel Normand, Fatty Arhuckle gibi grup içinden sivrilen tek tük isimlerden ileriye gitmiyordu. 1917’lerden, sonra, güldürü dış dünyanın acımasızlıklarına, saçmalıklarına karşı tek başına karşı koyan bireyin güldürüsü haline geldi. Chaplin bu gelişmenin en ünlü örneğidir. Onun başlattığı geleneğin sürdürüciileri arasında Harry Langdon, Harold Lloyd, Buster Keaton gibi oyuncular vardır. Kırk yaşından sonra sinemaya başlayan Langdon, filmlerinde, gövdesine kısa gelen kollan, bebek yüzü, hep ters iliklediği ceketi ile tam bir “çocuk-adam”dır. Lloyd ve Keaton’da ise ezilmenin ve bu ezilmeye güldürüyle direnmenin yarattığı bireysel güldürü olayı daha incelikli biçimler alır. Hasır şapkası, papyonu ve gözlükleri ile Harold Lloyd, saf Amerikan delikanlısının karikatürü iken Buster Keaton da güldürüye trajedi boyutunu katmıştır. Filmlerinde hiçbir zaman gülmeyen Keaton, güldürüyü besleyen koşulların trajedinin ta kendisi olduğunu anlamış gibidir. Sessiz sinemanın öteki güldürü yıldızlarından Laurel-Hardy İkilisinin filmlerinde de güldürü unsuru ikilinin birbirlerine yönelik saldırılarından kaynaklanır. Tombul Oliver Hardy, cılız Stan Laurel’e türlü bedensel eziyetler yaparken, Laurel de berikine zihinsel işkenceler uygular. Amerikan sessiz sinemasının Mary Pickford, Lon Chaney, Clara Bow gibi oyuncuları da zaman zaman güldürü ya da yarı güldürülerde oynamışlardır. Sovyet sessiz sinemasında ise Ayzenştayn’ın filmlerinde özellikle Chaplin’den esinlenen güldürü öğeleri bulmak mümkünse de, bilinçli güldürü çabalarını gösteren tek yönetmen Medvedkin ’dir.

İlgili Makaleler