Nedir ?

Dolmabahçe sarayı Nedir? Dolmabahçe sarayı Anlamı ve Hakkında Bilgi

Dolmabahçe sarayı nedir? İstanbul’da Dolmabahçe semtinde, deniz kıyısında, Abdülmecid Hanın 1853-56 yılları arasında Mimar Garabet Balyan’a yaptırdığı saray. Vaktiyle Boğaziçi’nin bir parçası olan deniz, 1614’te Sultan Birinci Ahmed’in emriyle Kaptan-ı Derya Damad Halil Paşa tarafından doldurularak geniş bir arazi meydana getirildi ve padişahın Has Bahçesine ilave edildi. Bu iş İkinci Osman zamanında bitirilebildi. Has Bahçenin içinde bir de padişaha ait Kasır yapıldı. 1719’da Sultan Üçüncü Ahmed, sonra Birinci Abdülhamid Han (1774-1789) tarafından bu kasra çok güzel çiniler döşettirildi. Sultan İkinci Mahmud (1808-1839) bu kasrın yerine büyük bir saray yaptırdı. “Eski Dolmabahçe Sarayı Hümayunu” denilen bu saray ahşaptan yapılmıştı Sultan İkinci Mahmud ve oğlu Birinci Abdülmecid Han (1839-1861), diğer saraylarda olduğu gibi burada da oturdular. Sonra, Sultan Abdülmecid 1853’te bu sarayı yıktırarak onun yerine bugünkü Dolmabahçe Sarayını yaptırdı. Yeni Sarayın inşası 1856’da bitti. Önceleri “Beşiktaş Sarayı Hümayunu” denilen bu saraya halk, sonradan Dolmabahçe demiştir. Sultan Abdülmecid’in annesi Bezm-i Alem Valide Sultanın sarayın az ötesinde Kabataş’a doğru yaptırdığı iki minareli küçük zarif caminin inşası da aynı yıl tamamlandı. Sarayın mimarları o devirde meşhur olan ermeni Garabet Balyan ile Muayede Salonu ve Merasim Kapılarını yapan oğlu Nikogos Balyan’dır. Deniz tarafı 600 m uzunluğunda olan mermer rıhtıma dayanmaktadır. 64.120 metrekarelik bir sahada kurulan Dolmabahçe Sarayı, Dolmabahçe’den Beşiktaş’a doğru dört büyük kısımdan meydana gelmektedir. Bunlar Mabeyn-i Hümayun (selamlık), Muayede Salonu (taht salonu), Harem-i Hümayun ve Veliahd Daireleridir. Bu kısımlar asıl sarayı meydana getirir ve yüzölçümü 16.670 metrekaredir. Sarayın kapladığı sahada bunlardan başka; cami, tiyatro, istabl-ı amire, serasker dairesi ile hazine-i hassa ve mefruşat daireleri vardır. Bunların hemen arkasından ise; kuşluk, camlı köşk, gedikli cariyeler ve kızlarağası daireleri, hareket köşkleri, Hereke dokumahanesi, baltacılar, agavat, bendegan ve musahiban daireleri ile sarayda bulunan hizmet görenlerin hepsini doyuracak büyüklükte matbah-ı amire (mutfak) yer almıştır. Saray müştemilatında bulunan saat kulesi sonradan İkinci Abdülhamid Han zamanında yapılmıştır. Sarayın asıl girişi olan, saat kulesi tarafındaki kapı ile Kabataş-Beşiktaş yolu üzerindeki iki abidevi kapıdan başka bir kısmı denize açılan on kapısı daha vardır. Bu kapılardan bazıları fevkalade bir demir işçiliği göstermektedir. Veliaht Dairesi, şimdi Resim ve Heykel Müzesidir. Asıl saray gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisine değil, Milli Eğitim Bakanlığı Müzeler Genel Müdürlüğüne bağlıdır. Saray yol tarafından yüksek duvarlarla ayrılmıştır. Sarayın bütün dış kısımları Marmara Adasından çıkarılan beyaz mermerle inşa edilmiştir. Sarayın iç kısımlarında da su mermeri ve somaki kullanılmış olup, döşemeleri ise ahşaptır. Saray, bodrumu ile birlikte üç katlıdır. Kırk altı salonu ve iki yüz seksen beş odası vardır. Sarayın en büyük ve muhteşem yeri Muayede Salonudur. Dünyanın ünlü salonlarından biri sayılan bu salonun yüzölçümü 1800 metrekaredir. Yan ilaveleriyle 2250 metrekareyi bulmaktadır. Salonun 56 sütun üzerine oturan kubbesi 36 m yüksekliktedir. Dolmabahçe Sarayı çok değerli antikaları ve dünyanın en büyük taban halılarından birkaçı ve 36 billur avizesiyle göz alıcı bir güzelliğe sahiptir. Saray, TBMM başkanına bağlı olup, resmi konukları ağırlamakta kullanılmaktadır.

İlgili Makaleler