Sosyoloji

Doktor Abdullah Cevdet’in Samsun, Giresun, Ordu ve Trabzon Seyahat Notları

Ersin
Müezzinoğlu – Doktor Abdullah Cevdet’in Samsun, Giresun, Ordu ve Trabzon
Seyahat Notları

Tarih araştırmalarında seyahat yazıları
birinci el kaynaklar olarak vazgeçilmez bir niteliğe sahiptirler.

Doktor Abdullah Cevdet 28 Eylül 1912’de Samsun,
Giresun, Ordu ve Trabzon şehirlerini kapsayan bir inceleme seyahati
gerçekleştirmiştir. Sahibi ve yazarı bulunduğu İçtihat dergisinin 67, 69 ve 70.
sayılarında yayınlanan bu seyahat notlarında, bulunduğu şehirlerin iktisadi,
coğrafi, toplumsal, sağlık, kültürel, yerel yönetim durumları hakkında
gördüklerini, edindiği bilgileri ve düşüncelerini anlatmıştır.

Samsun bahsinde gerek gözlemler sonucu gerekse
tapu kayıtlarının ışığında bir yakın tehlikeye dikkat çekilmiş ve Samsun’u
Rumlar satın alıyor tespiti yapılmıştır (s. 1843).

Abdullah Cevdet 1869’da Arapkir’de doğdu.
1894’te Mekteb-i Tıbbiyeyi bitirdi. Okuldayken biyolojik materyalizm düşüncesinin
etkisinde kaldı ve bu düşüncenin yer aldığı yabancı yayınları tercüme ve yayın
işine başladı. Tıbbiyeden arkadaşları ile birlikte 1889 yılında daha sonra İttihat
ve Terakki adını alacak olan İttihad-ı Osmani Cemiyetini kurdu. Siyasi
faaliyetleri nedeniyle göz altılara, idari ve adli takibatlara uğradı. Öğrenimi
sonrası bir süre doktorluk yaptı. Siyasi faaliyetlerini sürdürmesi
Trablusgarp’a sürgün edilmesine neden oldu. Bu esnada önce Tunus’a ardından
Paris’e kaçtı. Buradaki Jöntürkler’e katıldı. Çeşitli dergi, gazete ve
risaleler yayınladı. 1904’te Cenevre’de içtihat mecmuasını yayınladı. Ardından
Mısır’a geçti ve söz konusu dergiyi burada yayınlamayı sürdürdü. Kitap makale vs.
yayın faaliyetlerini bırakmadı. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İttihat ve
Terakki Cemiyeti liderleri ile anlaşmazlığa düştü ve Mısır’da kalmayı tercih
etti. 1910 yılında İstanbul’a geldi ve İçtihat’ı kaldığı yerden yayınlamaya
devam etti. Kısa süre Osmanlı Demokrat Fırkası hareketinde yer aldı. İçtihat
ise yayınladığı din aleyhtarı makaleler nedeniyle birçok kez kapatılma
kararlarına muhatap oldu.

1915 yılında İttihatçıların tehdidi üzerine İçtihat’ı
temelli kapatmak zorunda kaldı. II. Meşrutiyet Dönemi boyunca tercüme
faaliyetlerini sürdürdü Mütareke Dönemi’nde İçtihat’ı tekrar yayınlamaya başladı.
İttihatçı aleyhtarlığıyla dikkat çekti. Bu arada İngiliz Muhipleri ile Kürt
Teali Cemiyetleri içerisinde önemli roller üstlendi. Birkaç kez devlet
hizmetine alındı ise de düşünceleri ve yazdıkları nedeniyle görevlerinden
alındı. Aynı nedenlerden İçtihat da kapatıldı. Kurtuluş Savaşı sonrası yeni
yönetimi öven yazılarıyla İçtihat’ı tekrar yayınlamaya başladı. Fakat Mütareke
Dönemi’ndeki faaliyetleri ve duruşu nedeniyle bir daha devlet hizmetine
alınmaması kararlaştırıldı. Kendisini tamamen İçtihat’ın yayınlanması işine
verdi. Bir kısmı devlet yayını olarak basılan önemli biyolojik materyalist
eserler yayınladı. 29 Kasım 1932’de öldü. (Bkz. M. Şükrü Hanioğlu, “Abdullah
Cevdet”, İslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, C.1, İstanbul
1988, s.90-93).

Samsun

Samsun’un Mekteb-i İdadisi; Üç senesi rüşti,
2 senesi idadidir. 180 talebesi var 7 Hristiyan.

5 mekteb-i iptidai var.

Samsunda başlıca iki gazete çıkıyor (Doğru
Ses, Aks-ı Sada).

Samsun önüne varılıncaya göze çarpan muazzam
iki binanın her ikisi de Rumlara aittir. Bunlardan biri 250 yataklı bir Rum
hastahanesidir. Diğeri mükemmel bir Rum mektebidir. Samsun’da Rumların mahallesi
şehrin sol tarafında, ve en havadar yerindedir. Atina’nın bir parçası Samsun’a
naklolunmuş zannolunuyor.

Samsun’da Defter-i Hakani İdaresi’nin
kuyudatına nazaran musakkafât bey ü şirâ’ muamelatından yüzde seksenini Müslüman
tarafından satılan ve Rum tarafından alınan musakkafât ve emlak muamelesi teşkil
eder.

Samsun’un kadim ahalisinin kâffesi kayıkçı ve
bahçıvandır.

Tüccarın kısm-ı azamı Trabzonlu ve Rizeli,
Kayserili Rumlar ve Sivaslı Ermenilerdir (s. 1846).

Samsun şehrinin, bundan yirmi sene evvel
nüfusu, 11,000 idi. Sülüsü Müslüman

sülüsânı Rum ve Ermeni idi. Şimdi yerli
olmayanlarla beraber 50,000 raddesine çıkmış.

Sancağın nüfus-ı umumisi 1892 tarihinde şu
miktarda şu suretle münkasem idi.

Müslüman               214,135

Rum Ortodoks           77,000

Ermeni(Gregoryen)  17,000

Ermeni Katolik              900

Ermeni Protestan           565

Katolik Latin                  150

Musevi                             250

Toplam                    310,
000

Samsun hattasının mürtefi mahallerinde demir,
kurşun, gümüş damarları görülüyor.
Bütün
bu servetler metruktür.

Samsunun mühim bir saha-i araziyesi meşe,
kayın, servi, çam ağaçları ile mesturdur. Hattanın münhatt aksamında her türlü
âlâ meyve ağaçları vardır.

Samsun’da biri büyükçe olarak 7 cami, 40
mescit, 1 Rum, 2 Ermeni, 1 Katolik, 1

Protestan, 1 Frenk kilisesi vardır.

Samsun her sene on dört milyon kilo tütün
mahsulü verir dünyanın her tarafında meşhur(dur). Bu kadar tütün takriben
35,450 dönüm arazi üzerinde istihsal olunur (s. 1847).

1897 senesinde ithalat miktarı 12,472,000
franga ve 1898’de 12,948,000 franga baliğ oldu.
Aynı
müelliflere nazaran (Samsun)un ihracatı 1898 senesinde 20,000,000 (yirmi
milyon) frank raddesinde olmuştur. Bu miktarın 4,105,000 frankını tütün teşkil
etmiştir.

Samsun-Sivas hattının ikmalinden sonra Samsun
5 Türkiye’nin en mühim bir şehri olacaktır. Fakat Türklerin ve Müslümanların
değil.

(Kavak) nahiyesinde ve (Bafra)da frengi
hastalığı hükümfermadır. Bu (Kastamonu)dan geliyor. Dizanteri, tifo, çiçek,
verem eksik değildir.
Koca Samsun’un belediye
tabibinin maaşı 800 kuruştur.

Samsun Sancağı idareten (Samsun), (Teza),
(Ünye), (Terme), (Çarşamba), (Bafra) kazalarıyla (Karaüç), (Alaçam), (Kavak)
nahiyelerine münkasımdır.

Samsunda sanayi namına bir şey görülmez.
Serrâclık, kunduracılık, çömlekcilik, kazancılık sanayiden mâ’dûd ise bunlar
vardır.

Giresun

Yağmurlu bir gün seferberlik harekâtı
sokakları dolduruyor.
Ben bu şehirde hiç
görülmemiş bir simayım. Benim yerimde bir casus olabilir, fişek sandıkları
yığınının arasına bir dinamit, bir cehennem makinesi koyabilir, askerlerle konuşurken
onları ifsat ve igvâ’ edebilir. Bu ne kayıtsızlık diyordum.

Ordu

Beş nahiyeyi muhtevidir: Perşembe, Bolaman, Sulubey,
Ispaca yahut İbastı, Hapsamana.

Vilayetin 1322 sene-i rumiyesinde neşr olunan
yegâne salnamesinde bu kazanın nüfusuna dair hiçbir söz söylenmemiştir. Vital
Cuinet’in 1892 sene-i miladisinde neşrettiği La Turquie d’Asie unvanlı eser-i
muteberinde (Ordu)nun nüfusu şu suretle taksim ve irâe olunmuştur (s. 1851).

Erkek            Kadın

Nüfus-ı ordu nahiyesi       16,415           15,681

Perşembe                             8,643
             8,566

Bolaman                              6,946
             6,383

Sulubey                                5,674
             5,494

Hapsamana                         6,748
             6,577

İbastı                                    5,460              5,206

Toplam                                 49,887
          47,907

Bu miktara Çerkez muhacirlerin ve ecânibin
miktarı da ilave edilirse her iki cinsin yani zükur ve inasın mecmu-ı nüfusu
105,000 miktarına baliğ olur.

Ordu kazası merkezinde 10 mektep var.

Tembellik, tevekkül, görenek, diğer
sebeplerin inzimamıyla ahalinin iaşesi toprağın ve tabiatın inayetine bırakılmıştır.

…büyük miktarda mısır buğdayı ve fasulye
hasat olunur. Bunlar memleketin başlıca iki mahsulüdür. Buğday, arpa, pirinç,
çavdar, yulaf, kenevir, pamuk çekirdeği ilh. dahi zürû’ ve hasat edilir.

Külliyetli koyun vardır. Ala tereyağı peynir
yapılır.

Yapağı memleketin başlıca servetini teşkil
eder.

…ormanları meşe, ceviz, servi, çınar, huş(bouleau),
dişbudak, kız ağaç, karaağaç, çam, şimşir ağaçları teşkil eder.

(Ordu) kasabasında sudan çok sıkıntı
çekiliyor. Şehrin içindeki çeşmeler yazın kurur, ahali içecekleri suyu
(Keçiköy)ünden getirmeye mecbur oluyorlar.

Vaktiyle mahalli madenlerden çıkan bakırdan
hayli mamulat vücuda getirirlerdi. Ağaçtan kürek ve yaba imal ve ihraç olunur.

Başlıca ihracatı mısır buğdayı, fasulye,
kenevir-i yük, ceviz, kenevir kendir tohumudur. İkinci derecede buğday, arpa,
yulaf, pirinç, çavdar, balmumu, yumurta, elma ilh. çıkar.

(Ordu)da tütün az zürû’ olunur.

Şehrin etrafındaki bataklıklar ahaliyi
kemal-i şiddetle kırmaktadır.

Trabzon

Bir demir fabrikası bir de şeker fabrikası
var…

…Mazlum Bey isminde bir zat Rusya hükümetine
yanlış işaratta bulunmuş,
Trabzon’dan(Kars)a sevk
olunan bu şekerler Türkiye malı değil Avrupa malıdır demiş. Bunun üzerine Rusya
hükümeti bu Türkiye mahsulü üzerine Karadeniz havzasına mahsus gümrük tarifesini
tatbik etmemeye başlamış gayet ağır gümrük vaz etmiş bu ihracat bu suretle
kurutulmuş…

Trabzon’da Nüfus

İslam zükur                         289,752

Rum                                      49,669

Ermeni                                  10,516

Ermeni Katolik                          410

Protestan                                   575

Yekun-ı zükur                      350,722

İnas                                       338,619

Samsun şehrinden bahsedilerken, bataklıklara
dikkat çekilmekte, buradan yükselen miyazmaların ahalinin kanını zehirlediği
söylenmektedir. Ordu’nun sağlık durumu anlatılırken ise bataklıkların ahaliyi
kırıp geçirdiğinden söz edilmektedir.

Samsun mutasarrıfının gündüz saat onda henüz
uykudan kalkmadığına dikkat çekilmekte, yine memurların disiplinsiz çalıştıkları
anlatılmaktadır.

Müezzinoğlu, Ersin. Doktor Abdullah Cevdet’in Samsun, Giresun, Ordu ve Trabzon Seyahat
Notları
, Turkish Studies, Cilt: 7, Sayı: 3, (s. 1843-1857), 2012

İlgili Makaleler