Felsefe Akımları

Diyalektik Materyalizm Nedir, Tanımı, Kurucuları, Felsefesi, Hakkında Bilgi

Antik Yunan materyalistlerine göre. Kâinat adına ortada yalnızca atomlar ve bunların hareketleri için zorunlu olarak kabul edilen, fakat madde olmadığı için varlığı kabul edilme­yen boşluk vardı; çeşitli cisimleri meydana getiren şey atomların belli ölçülerde bir araya gelmeleriydi. XIX. yüzyıl sonuna kadar devam eden ve madde denince genel olarak fizi­ki cisimleri ve bunları oluşturan pek küçük zerreleri veya cisimcikleri anlayan bu materyalizm, atom fiziğiyle birlikte maddenin enerjiye, enerjinin maddeye ve sonunda her ikisinin de dalga paketine dönüştüğü anlaşılıp, fizikçi­lerin neredeyse maddeyi inkâr noktasına vararak, “antimadde”den bahsetmeye başlamalarıyla iflas etmiş ve “madde”ye yeni bir tanım getirme zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Lenin ve emsallerince geliştirilen yeni tanıma göre, yok olan madde değil, madde hakkındaki bilgimizin vardığı noktadır; madde objektif, yani bilinçten bağımsız olarak mevcut olan ve insa­nın duygularına yansıyan her şeydir. Madde, objektif alemin tümünü ifade eden felsefi bir kavramdır. Evrende cereyan eden sonsuz türdeki süreçler ve fenomenler maddenin çeşitli görünümleri, özellikleri ve çeşitli tezahürleri­dir. Engels, “Kainatın gerçek birliği, onun maddiliğinden ibarettir” der.

Diyalektik Materyalizm’in diyalektiği Hegel’e dayanır. Fichte ve Schelling’in diyalektiğini beğenmeyip, Hind düşüncesinin etkisinde kalan Hegel, diyalektiği açıklamada, Herakleitos’u hareket noktası olarak almıştır. Ona göre devamlı oluş ve değişmeye karşılık, değişmeyen tek şey, gerçeğin daima değişmekte olduğudur. Gerçeklik ise zıtların birliğinden örülmüştür. Her zıt, kendi zıddını ortadan kaldırarak var olmaktadır.

Bu düşüncelerden hareket eden Hegel’e göre düşüncenin salt hale gelmesi çelişmeye bağlıdır. Diyalektik kavramı, gelişmenin çelişkilerin doğurduğu bölünmelere ve yeni, daha ileri bir sentezin bu bölünmelerden doğacağına dayanan bir görüşü ifade eder. Diyalektik süreç üç aşamada gerçekleştirilir: Tez, antitez, sentez. K.Marks toplumsal ve tarihsel olayları açıklamak amacıyla diyalektik materyalizmi kullanırken, F.Engels diyalektik analizin alanı­nı eşit olarak toplumsa, doğal ve zihinsel dünyalara da uygulanabilen genel bir gelişme yasası oluşturacak tarzda genişletti. O hem ger­çek dünyanın (doğal olsun, toplumsal olsun) çelişki ve sentezlerin diyalektik akışına uygun olarak geliştiğine, hem de diyalektik mantığın, sayesinde bu gelişmenin kavranabileceği araç olduğuna inanıyordu.

İlk kez Engels tarafından Anti-Dülıring (1878) ve “Doğanın Diyalektiğinde formüle edilen bu felsefi öğreti, değiştirilmiş haliyle Komünist Partisi’ninresmi felsefesi haline geldi. Diyalektik materyalizm, diyalektiği doğa, toplum ve düşüncenin gelişiminde genel bir kanun olarak tanımlaması sebebiyle “tarihsel materyalizm”den daha geniş bir alana seslenme imkânı tanıyordu. Hem dış dünyanın, hem de İnsanın düşüncesinin genel düzenliliği içine tekbiçimli ve çelişkilere dayalı bir ilişkiyi koyarak düşünce ve oluşun aynı şey olduğunu önermiştir. Böylece, epîstemolojik bir soru, ontolojik bir problem üzerinde metafizik bir varsayım geliştirilerek cevaplandırılmıştır, öğreti, diyalektiğin hem gerçekliğin değişme biçimi, hem de “hareket kanunlarını keşfetme” yöntemi olduğunu savunmaktadır. Bu yöntemin tüm bilimsel disiplinlerde evrensel olarak uygulanabileceği vurgulanmaktadır.

Şu durumda, diyalektiğin alanını genişleten Engels olmuştur; Marks terimi sadece tarihsel ve toplumsal olaylar için kullanmıştı. Ama Engels (diyalektik materyalizm terimini bir kez bile kullanmamıştır) tarihsel materyalizmin bundan çıkanmlanabileceğini iddia etmemiştir. Bunu, terimi ilk kez kullanan Plekhanov ile evrenin doğasını devrimci hedeflerle çakıştığını savunacak biçimde yorumlayan Lenin yapmıştır. Stalin terimi daha da değiştirerek “politik bir kozmoloji” haline getirmiştir. Plekhanov’un Tekçi Tarih Görüşünün Gelişimi, Lenin’in Materyalizm ve Ampiriokritism ve Stalin’İn Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm kitapları “diyalektik materyalizmin parti felsefesi olmaya doğru değişimlerini işaretler. Sosyal değişmenin doğası hakkındaki bir görüş, önce tüm evrenin doğasını açıklayacak şekilde geliştirilmiş, daha sonra buna istenen siyasi tutumların geliştirilebileceği bir anlayış yüklenmiş, son olarak da toplumsal davranışın kontrol edilmesinde kullanılacak hale getirilmiştir.

İlgili Makaleler