Kimdir

Dionisio Anzilotti kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi

Dionisio Anzilotti kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1867-1950) İtalyan hukukçu. Devletler huku­kunda Pozitivist akımın temsilcilerindendir. Pescia’da doğdu. 1906’da Rivista di Diritto Internazionale’nin (“Devletler Hukuku Dergisi”) ku­rucuları arasında yer aldı. 1911-1937 arasında Paler­mo, Bologna ve Roma üniversitelerinde öğretim üyeliği yaptı. 1912’de temel yapıtı olan Corso di Diritto Internazionale’yi (“Devletler Hukuku Ders­leri”) yazdı. 1921’de yargıç olarak atandığı La Hay e Uluslararası Sürekli Adalet Divanı’nda 1923-1930 döneminde başkanlık yaptı.

Anzilotti’nin temsil ettiği Pozitivist akım, uluslararası ilişkilerin siyasal yönleri ile ahlaki yönleri arasında bir ayrım yapılması gerektiğini savunur. Devletler hukukunu doğal hukuk ile özdeşleştiren Natüralist okula bir tepki olarak 17. yy’da geliştirilen Pozitivist okula göre, devletler hukuku alanında devletlerin pratikteki uygulamaları ile doğal hukukun öğretileri birbirinden kesin bir çizgi ile ayrılmalıdır. Pozitivist hukukun bu dönemdeki ilk temsilcileri olan İngiliz hukukçu Richard Zouche, Alman hukuk­çu Samuel Rachel ve Hollandalı hukukçu Cornelius von Bynkershoek devletler hukuku kurallarını uluslar­arası antlaşmalara ve teamüle dayandırmışlardır. Pozitivist akım, 19. yy sonları ile 20. yy başlarında ortaya çıkan “Doğal-Hukuk Rönesansı” hareketine bir tepki olarak yeniden canlandırılmıştır. Sanayi devriminin yol açtığı gelişmeler sonucunda karmaşık bir nitelik kazanan toplumsal sorunların, ancak var o­lan hukuk kurallarının ve hukuk kurumlarının etraflı bir çözümlemesiyle giderilebileceği görüşleri ileri sürülmüştür. “Olan” vc “olması gereken” hukuk ayrımı yapılarak, devletler hukukunun, uluslararası uygulamalar temeline dayanan bir yaklaşımla gelişti­rilebileceği savunulmuştur. Anzilotti, Pozitivizm’in bu dönemdeki temsilcileri arasında yer alır.

Anzilotti, devletler hukukunun dayanağını devlet iradesi ile açıklamaya çalışmış ve Alman pozıtivist’lerinden Heinrich Triepel’in “bileşik irade” (Verein-barung) kuramını benimsemiştir. Anzilotti’ye göre, pozitif devletler hukuku, devletlerin antlaşmalarda sarih (açık) vc teamülde zımni (örtülü) olarak beliren ortak iradesinden doğar. Hukuk kurallarının kaynağı iradelerin açıklanmasıdır. Ancak “bileşik irade” kav­ramı, hukuk kurallarının bağlayıcılığını açıklamaya yeterli değildir. Bileşik irade, devletler arasında geçici bir uyuşma niteliğinde olduğu için, uluslararası ilişki­lerde istikrar sağlayamaz; bir tek devletin iradesini değiştirmesi ortak iradeyi ortadan kaldırmaya yete­cektir. Anzilotti’ye göre, özellikle uluslararası hukuk kuralları bağlayıcılık özelliğini ve gücünü, devletlerin ıralarında yapmış oldukları antlaşmalara saygı göster­melerini öngören “ahde vefa” (pacta sunt servanda) ilkesinden alır.

Anzilotti’nin uluslararası hukuk kurallarının bağlayıcılık gücünü “ahde vefa”ya dayandırması, kimi hukuk yazarlarınca kendisinin iradeci görüşü bıraktı­ğı biçiminde değerlendirilmiştir. Oysa Anzilotti, dev­letler hukukunun kaynağı olarak “bileşik irade” kuramını kabul etmiş, ama devletler hukukunun bağlayıcılığı konusundaki görüşlerinde “ahde vefa” ilkesini benimsemiştir. Bu bağlamda, Pozitivist akım içinde Jellinek’in savunduğu “kendi kendini sınırla­ma” (auto-limitation) kuramının ve Triepel’in savun­duğu “bileşik irade” (Vereinbarung) kuramının dışın­da kalan bir iradeci görüşün temsilcisidir.

Anzilotti, devletler hukuku ile iç hukuk arasın­daki ilişkiler konusunda da iradeci görüşün savunucu­luğunu yapmış ve iç hukukla devletler hukukunun birbirinden ayrı ve bağımsız hukuk sistemleri olduğu­nu ileri süren ikici (dualist) bir yaklaşımı benimsemiş­tir. Anzilotti’ye göre, her iki hukuk sisteminin kaynakları farklıdır. İç hukuk devletin tek taraflı iradesinden doğarken, devletler hukuku devletlerarası bir rızaya, “bileşik irade”ye dayanmaktadır. Iç hukuk kurallarına bağlayıcılık gücünü veren, kanun koyucu­nun buyruklarına uyulması ilkesidir; buna karşılık uluslararası hukuk kuralları “ahde vefa” ilkesi gere­ğince bağlayıcıdır. Bunun sonucu olarak; iç hukuk kuralları devletler hukukunda kural yaratamayacağı gibi, devletler hukuku kuralları da iç hukukta yürür­lüğe girecek kurallar yaratamaz. Devletler hukuku kuralları iç hukuk kurallarının zorlayıcı niteliğine etkide bulanamayacağı için, her iki hukuk sistemi arasında gerçek anlamda bir çatışma olamaz. Bununla birlikte, gerek devletler hukuku gerekse iç hukuk birbirlerinden “atıf” (gönderme) ve “iktibas” (aktar­ma) yoluyla yararlanabilirler.

Anzilotti’nin bu kuramsal görüşlerine karşın, uluslararası uygulamada devletler hukuku kuralları ile iç hukuk kurallarının çatışması durumunda, devletler hukukuna üstünlük tanınması eğilimi benimsenmiş-, tir. Uluslararası Adalet Divanı, kendisine havale edilen uyuşmazlıkları devletler hukukuna göre çöz­mekle yükümlüdür. Ancak bir devletler hukuku kuralının kendisine aykırı bir ulusal yasayı ortadan kaldırdığı da uygulamada görülmemiştir.

YAPITLAR:

Corso di Diritto Internazionale, (“Devletler Hukuku Dersleri”).

Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 7. cilt, Anadolu yayıncılık, 1983

İlgili Makaleler