DİNAMİK ANALİZ
Dinamik analiz çok
değişik şekillerde tanımlanmış olmakla beraber iki yönü üzerinde genel bir
görüş birliği vardır, buna göre dinamik analiz ya değişkenlerin zaman İçindeki
hare-
ketlerini ya da
değişkenlerin bir zaman süreci içinde belli denge değerlerine
ulaşıp-ulaşma-yacaklarım belirler.
Bu tanımlardan
anlaşılacağı üzere dinaimk analizde “zaman” önemli bir unsur olarak
karşımıza çıkar. “ZamarTın ele alınışı iki şekilde olabilir. Birincisinde
incelenen değişkenin her an değiştiği düşünülürse, zaman devamlı bir akım gibi
ele alınır. İkincisinde İse, incelenen değişkenin belli zaman dönemlerinde
değiştiği varsayılır. Bu durumda, zaman kesikli parçalar ve dönemler halinde
ele alınır. Örneğin belli bir sermaye ve borca devamlı faiz tahakkuk ettirmek
devamlı bir değişmedir, öte yandan belli bir mevduata her yıl sonu faiz tahakkuk
ettirmek ise dönem sonu değişmesi olarak İncelenmesi gereken bir olaydır. Bu
ayırımın matematiksel yönden de önemi vardır. Çünkü devamlı değişme halinde
analiz aracı olarak “entegral” ve “diferansiyel denklemler”
kullanılırken, dönem sonu değişmelerinin analizinde “fark
denklemleri” kullanılır. Statik analiz sadece “denge durumunu”
belirlemekle yetinir. Böyle bir denge durumuna nasıl ulaşılacaktır? Bağımsız
değişken veya parametrede meydana gelecek bir değişme bağımlı değişkeni nasıl
ve hangi sürede etkileyecektir? Bu etkileşim sonunda bağımlı değişken bîr
denge değerine ulaşacak mıdır, yoksa denge değerinden gittikçe uzaklaşacak
mıdır? Bu tür sorulara cevap vermeye statik analiz çerçevesinde İmkan yoktur.
Bu konular dinamik analizin sahasına girer.
Gerçekten bağımsız
değişkenin (veya parametrenin) değişmesi, bağımlı değişkeni çok uzun bir
sürede etkileyebilir. Bu süre sonunda bağımlı değişken denge değerine ulaşsa
bile, bağımsız değişken (veya parametre) yeniden değişebilir ve denge değeri
önemini yitirir. Öte yandan bağımsız değişkenin (veya parametrenin) değişmesi,
bağımlı değişkenin denge değerinden devamlı olarak uzaklaşmasına neden
olabilir. Dolayısıyla bu durum, yani “kararsız denge” halinde de
statik analiz hiçbir şey söyleyememektedir. Statik analizin bu eksikliği
“karşılaştırmalı statik analiz” ve “dinamik analiz”
yöntemleriyle giderilir. Denge durumunun kayması, yani bir denge halinden diğer
bir denge haline geçiş “karşılaştırmalı statik analiz” yöntemi ile;
bozulan dengenin yeniden bir denge haline geçiş “karşılaştırmalı statik
analiz” yöntemi İle; bozulan dengenin yeniden bir denge haline kavuşamayacağı
sorunu ise “dinamik analiz” yöntemi ile incelenir.
Dinamik modellerde
zaman açıkça modele dahil edilir. Değişkenler zamanın bir noktasında veya bir
zaman aralığında mevcuttur şeklinde anlaşılır. Dinamik bir modelde,
değişkenlerin fnoksiyonla ilişkiye girdiği “zaman” açıkça belirtilmelidir.
Örneğin (t) yılındaki tüketim, (t) yılındaki gelirin bir fonksiyonu veya (t)
yılındaki tüketim (t-1) yılına ait gelirin bir fonksiyonu olarak yazılabilir.
Bu son ilişki bir
zaman gecikmeli ilişkidir. Zira bağımsız değişkenin arkasında zaman karşısında
gecikmelidir. Karşılaştırmalı statik sadece, sistemin bir parametresi
değiştiğinde, yeni bir denge ile ilgilenir. O, değişkenlerin zaman süresinde
hareketleri hakkında veya değişkenlerin yeni denge değerlerine (eğer varsa)
hangi oranda yaklaştığı hakkında da bilgi verir! Genel olarak iki tür dinamik
model vardır. Bir tipde belirli zaman periodları veya zaman aralıklarındaki
miktarlar ile ilgilenilir. Örneğin talep edilen miktar bir yılda veya bir ayda
talep edilen miktar olarak yorumlanır. Zaman birimi kesikli olarak mütalaa
edilir ve modeller sonlu fark denklemlerini içerirler. İkinci tipde,
değişkenler sonlu adımlar veya bir peri-oddan diğer perioda atlıyor şeklinde
değil de zaman süreci içinde sürekli bir şeklinde değişiyor şeklinde mütalaa
edilirler. Bir değişkenin herbir değeri zamanın bir noktasında mevcuttur. Bu
dinamik modeller diferansiyel denklemleri içerirler. Bazı dinamik modeller bu
iki tipin karması olabilirler. Bu durumda hem kesikli, hem de sürekli zaman
faktörü içcrilir. Harrod-Domar, yatırımların talep ve kapasite arttırıcı
yönlerini ele alarak makro dengenin eksikliğini dinamik modelle tamamlamıştır.
Bu modelin diğer bir üstünlüğü de Schumpe-terve Rostovv’un modellerinde olduğu
gibi ölçülemez değişkenlerle değil, tamamı ölçülebilir değişkenlerle
çalışılmış olmasıdır.
Mustafa SEVÜKTEKİN