DİN SOSYOLOJİSİNİN KISA TARİHİ
M. Weber’e ilk önemli katkı, arkadaşı Ernest Troeltsch (1865–1923) tarafından
gelmiştir. Özel din sosyolojisi alanındaki en önemli eseri “Hıristiyan
Kilise Gruplarının Toplumsal Doktrini”dir (1912). Eserini sadece Hıristiyanlığa
ayırmış olan Troeltsch, Hıristiyan kilise ve mezhepleri üzerine Hıristiyan
din sosyolojisi yapmıştır. Diğer dinlere yer vermemiştir.
Asıl sistematik din sosyolojisi Birinci Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda
Max Weber’in öğrencisi Joachim Wach (1898–1955) tarafından kurulmuştur.
Almanya’daki “Anlayıcı Sosyoloji” geleneğine bağlı olan Wach’ın 1931
de yazdığı “Din Sosyolojisine Giriş” adlı eseri ilk defa sadece bu alana
ayrılmış sistematik bir çalışmadır. Bu eser, deneysel, onun deyimiyle ampirik
bir din sosyolojisinin, konu, metot, alan ve sınırlarının ana çizgilerini
anlatmaktadır. Wach, 1946’da kitabını genişleterek “Din Sosyolojisi” adıyla
bu alanda yazılmış en önemli eseri vermiş oluyordu.
J. Wach eserinde bütün dini-sosyal olayların ansiklopedik sistemleştirilmesini
denemektedir. O eserinde, dinin sosyolojik teorisini kurmaya
çalışmadığı gibi, belli sorunları aydınlatmaya da yönelmez. Yaptığı daha çok
dinin ortaya çıkan sosyal biçimlerinin derlemesidir.
Wach, din sosyolojisini, din biliminden ayrı düşünülemeyecek bir disiplin
olarak görmüştür. Din biliminin alt dallarını oluşturan din fenomonolojisi,
dinler tarihi ve din psikolojisinin yanında yer almaktadır.
Ona göre dini deneyimin üç anlatım biçimi vardır. Bunlar teorik
(inançlar), pratik (ibadetler), sosyolojik (cemaat, inananlar topluluğu) şeklinde
gösterilmektedir. Din sosyolojisinin en önemli görevi, üçüncü anlatım
biçiminin tipolojisinin yapılması ve sistemleştirilmesidir.
Wach’ın üzerinde en çok durduğu sosyolojik anlatımdır. Dini grupların
çeşitli tipleri, doğuşu, gelişmesi, dini otorite tipleri, din ve toplumun karşılıklı
ilişkileri ve din-devlet ilişkileri gibi çeşitli konulardır.
Wach, Weber’den daha çok dinin içi yüzüne (yorumuna) ilgi duymuştur.
Ona göre, din ve toplum iki bağımsız birimdir. Her iki sistemin birbirlerini
karşılıklı etkilemeleri, cemaatleşme ve dini lider tipleri din sosyolojisinin
konusudur. Başka bir anlatımla, dini toplumu, din-toplum ilişkilerini ve dini
grupları inceler.
M. Weber ve J. Wach’ın yolunu izleyen diğer bir Alman din sosyologu da
Gustave Mensching’dir (1901–1978). O da anlayıcı din sosyolojisi ekolüne
bağlıdır.
Wach’dan sonra yazılan ikinci önemli eser olan “Din Sosyolojisi” (1947)
ona aittir. Eserinde dinleri Milli Dinler ve Evrensel Dinler şeklinde ikiye ayıran
Mensching, önce milli dinlerin daha sonra da evrensel dinlerin toplumla
ilişkilerini ayrı ayrı incelemektedir. Daha sonra da sırf dini grupları ele alarak
tipolojik sosyolojinin kategorilerini dini-sosyal olaylara uygulamaktadır.
Mensching’e göre, din sosyolojisi, dinde ortaya çıkan sosyolojik olaylar
ile dinin sosyolojik ilişkilerini incelemelidir. Ayrıca Mensching, genel din
sosyolojisinin var olduğu kadar, her dine ait sosyolojik sorunları inceleyecek
özel din sosyolojilerinin de varlığını kabul etmektedir. Din sosyolojisinde
Weber, Wach ve Mensching’le başlayan yenilikler, zamanla deneysel çalışmalara
yönelmiştir.
İşte bu aşamada karşımıza çağdaş Fransız din sosyologlarından biri olan
Gabriel Le Bras (1891–1970) çıkmaktadır. Fransa’da dini uygulamalar ve kilise
tarihi üzerine yaptığı araştırmalarla öne çıkan G. Le Bras’ın, din sosyolojisine
en büyük katkısı, günümüz toplumlarında din ve dini pratikler konusunun
sistematik ve sosyolojik incelenmesini yapmış olmasıdır. O böylece,
etnolojik ve tarihi yönelimli din sosyolojisi yaklaşımlarının artık aşıldığını
göstermiş, dikkatleri çağdaş toplumlarda din sorununa yöneltmiştir.
G. Le Bras, hem dolaylı hem de dolaysız gözlem teknikleriyle, Fransız
Katoliklerinin dini pratikleri üzerine geniş denemelerde bulunmuştur. Yaptığı
çalışmaları “Dini Sosyoloji Araştırmaları” (1955–56) adlı iki ciltlik bir eserde
toplamıştır. Birinci ciltte, “Fransa Kırsalında Dini Pratiğin Sosyolojisi” başlığıyla,
18. yüzyıldan itibaren Fransa’nın kırsal bölgelerinde meydana gelen
dini değişiklikler ve çağdaş Fransa’nın dini coğrafyası gibi konuları ele alıp
incelerken, ikinci ciltte, “Morfolojiden Tipolojiye” başlığıyla Fransız şehirlerinde
dini yaşayış konusunu ele almaktadır.
G. Le Bras, çalışmalarını daha çok Fransa’daki dini hayat üzerinde
yoğunlaştırmış olmakla birlikte, amacı bütün dinleri araştırma kapsamına
almaktı. Bunu için bütün dinlere uygulanabilir bir anket de geliştirmişti.
Ancak, bu amacına rağmen, genel din sosyolojisi değil de, “Katoliklik Sosyolojisi”
yapmış olup, bu özel din sosyolojisi alanının da öncüsü olmuştur. .
G. Le Bras’ın başlattığı ve ardından hemen hemen bütün ülkelerde farklı
bilim alanlarında da kullanılan “sosyografik” betimleme tekniği, din sosyolojisi
araştırmalarında da yaygın bir şekilde kullanılmaya devam etmektedir.
Çağdaş Bazı Yönelimler