DEVLETÇİLİK
Devletin iktisadî
hayata müdahalesini, Önemli ve büyük endüstri İşletmelerine sahip olmasını, mal
ve hizmet üretmesini, bazı iktisadî ve sosyal fonksiyonların devletin tekelinde
olmasını savunan doktrin ve görüşlerden oluşan bir sentezdir. Klasik
iktisatçılara gösterilen tepkiler ile serbest piyasa ekonomisi ve özel girişim
hürriyetini hoş görmeyen tercihlerin devletçiliğin ortaya çıkmasında rolü
büyük-lür. Devletçilik liberalizm ile sosyalizm
arasında yer alır. Önemli büyük üretim kaynaklarının devlet tarafından
İşletilmesini savunur. Devletin İktisadî hayata doğrudan doğruya müdahale
ettiği bir siyasal-ekonomik sistem olarak gelişmiştir.
Devletçiliğin bilimsel
kimliği iyice belirgin olmamakla beraber Hegcl, Marks, Saint Si-mon, List, Fichtc gibi kişilerin
düşüncelerinden etkilenmiş ve XIX.yü/.yılda
liberalizme tepki olarak doğmuştur. Devletin ekonomiye doğrudan müdahale
etmemesi, sanayileşme ile birlikte bazı sosyal ve ekonomik problemlerin ortaya
çıkmasına sebeb olmuşııır.
Serbest piyasada güçlünün güçsüzü ezmesi, işçi yığınlarının sefaleti, kadın ve
çocukların gayri insanî şanlarda çalıştırılmalar! ve yoksulluğu, liberalizm
düşüncesini sarsarak devletin ekonomiye müdahalesini zorunlu hale gelirin
iştir. Siyasal planda genel oy hakkının yaygınlaşması, demokrasinin
yerleşmesi, yoksul yığınların dev-leı mekanizmasına
talepleri daha rahat iletme imkanı vermiştir. Ayrıca, daha kısa dönem içerisinde
kalkınmak amacında olan ülkelerde, sermaye birikiminin yetersizliği sebebiyle
devletin ekonomik hayata doğrudan girmesi gerekmiş ve önemli yatırımlar
devlet tarafından başlatılmıştır.
Devletçilik esas
itibariyle üç önemli özelliğe sahip olmuştur
: I-
Ekonomik İktidarı sermaye gücünden alıp kamu gücüne vermiştir.
2- Üretim araçları mülkiyetini Özel sektör aleyhine ve
devlet lehine geliştirmiştir.
3- Temel ekonomi politikasının seçilmiş temsilciler
tarafından değil atanmış ekonomi şefleri tarafından belirlenmesini
savunmuştur.
Türkiye’de devletçilik
XIX.yüzyıIın son çeyreğinden İtibaren görülmüştür.
Osmanlı Devletinde Şark Demiryolları’nın inşası,
bazı alanlarda yerel ve ulusal İşletmelerin kurulmasına devletin adı altında
imtiyaz verilmesi şeklinde olmuştur. Asıl devletçilik Cumhuriyet döneminde
1930’Larda başlatılmıştır. 1929 dünya ekonomik bunalımının etkisiyle ve
uygulanan liberal ekonomi politikalarının yetersiz kalması üzerine devletçilik
ekonomik politikası benimsenmişi ir. Benimsenen devletçilik politikası, özel
teşebbüse karşı olmamış ve müdahalecilik ve plancılık kavramlarıyla
özdeşleşmiştir. 1931 yılında devletçiliğin CHP’nin ilkeleri arasına
girmesiyle bir yandan sanayileşmenin devlet eliyle gerçekleştirilmesi için
Sümer-bank, Etibank, Maden Teknik Arama Enstitüsü,
Elektrik İşleri Etüt İdaresi gibi işletmeler kurulurken diğer yandan I.Beş
Yıllık Sanayi Planı hazırlanmıştır. Ayrıcaimtiyazenyabancıların
ellerinde bulunan kuruluşların devletleştirilmesine de gidilmiştir. Bu
dönemdeki devletçilik “özel sektörün yapamadığını devlet yapar”
cümlesi ile formüle edilmiştir. Sermaye birikiminin yetersizliği sebebiyle
ekonomi alanında devlete düşen İş giderek büyümüş ve Devlet Üretme
Çiftlikleri, Tarım Mahsulleri Ofisi, Türkiye Ziraî Donatım Kurumu gibi kurumlarla
devlet tarım alanına da el atmıştır. II.Dünya Savaşı yıllarında Millî Koruma Kanunu
ile devletin ekonomik alandaki gücü arttırılmıştır. 1950’den itibaren özel
sektör de kıpırdanmaya başlamış ve giderek gücünü arttırmıştır. Fakat özel
sektörün giderek güçlenmesi devletçiliğin gerilemesine sebep olmamıştır. 1961
Anayasası kamunun ve özel sektörün birlikte faaliyet gösterdikleri karma
ekonomi modelini benimsemiştir. Planlı dönemde devlet yatırımlarının
planlanması için DPT kurulmuştur. Toplam yatırımlar içinde devlet yatırımlarının
payı % 50’nin biraz üzerinde gerçekleşmiştir. Kamu İktisadî Teşekküllerinin
ekonomiye külfeti, verimli çalışmamaları yüzünden giderek artmış ve
enflasyonun başlıca sebebi olmuştur. 1983’te iktidara gelen Anavatan Partisi,
dünyadaki ve özellikle de İngiltere’deki uygulamayı dikkate alarak KiT’lerin özelleştirilmesi programını başlatmıştır. Bu
uygulamayı devletçilikten geriye dönüşün bir ifadesi olarak almak mümkündür.
Davut DURSUN