Tarih

Cüneyt Bey Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

Cüneyd Bey, (ö.829/1426} İzmir beyi olarak da bilinen son Aydınoğlu beyi.

Aydınoğullan’na mensup olduğu tah­min edilen Fâtih İbrahim Bey’in oğludur. Babasının Aydın Beyi Mehmed’in oğlu. Bodemya (Bademiye) Emîri Bahadır İbra­him Bey ile aynı kişi olup olmadığı tar­tışmalıdır. Bizans tarihçisi Dukas, Cüneyd’in babasını Kara-subaşı adıyla anarak onun Yıldırım Bayezid döneminde Osmanlılar’a bağlı İz­mir subaşısı olduğunu yazar. Osmanlı kaynaklannda da ken­disinden İzmiroğlu şeklinde bahsedilmektedir. Tarih sahnesine çıkışı Timur’­un Anadolu’yu terketmesiyle başlar.

Timur Ankara Savaşı’ndan sonra Aydın-ili’ni îsâ Bey’in oğullan Mûsâ Dukas’ta Eses ile II. Umur Bey’e verince Cüneyd ve İzmir subaşısı olarak bilinen kardeşi Kara Hasan hak iddiasıyla harekete geçip İzmir ve Ayasuluk’a hâkim oldular. Cüneyd Musa’yı Balyambolu’da ortadan kaldırdığı gibi Osmanoğulları arasındaki taht mücade­leleri sırasında da mevkiini sağlamlaş­tırmak istedi. Rumeli’de bulunan Süley­man Çelebi ile iyi münasebetler kurdu, bağlılığını bildirerek Aydın yöresini onun adına idare edeceğine söz verdi. Bu ara­da Menteşe Beyi İlyasın yanına kaçan II. Umur Bey onunla birlikte Ayasuluk üze­rine yürüdü. Kara Hasan esir alınarak Marmaris Kalesi’ne kapatıldı. Dukas ise esir alınıp hapsedilen kişinin Cüneyd’in babası Karasubaşı olduğunu, İzmir’de bulunan Cüneyd’in babasının yardımına gelemediğini belirtir. Bu mücadeleler sırasında Batı Ana­dolu’da kardeşi Süleyman’ın nüfuzunu kırmak isteyen Çelebi Mehmed Cüneyd’e karşı İlyas ve Umur beyleri destekledi. Süleyman Çelebi ise Cüneyd’i korumak için 1405 yazında Ayasuluk’a karşı ha­rekete geçmeye hazırlandı. Ancak kar­deşini kurtarmayı başaran Cüneyd Aya­suluk üzerine yürüyerek Umur’u bura­da sıkıştırdı. Dukas’a göre Cüneyd Umur Bey’le anlaştı, Süleyman Çelebiye bağlı­lıktan vazgeçeceğine dair yemin etti ve kızı ile evlenip onunla akrabalık kurdu. Ardından Umur Bey ile birlikte Aydın beyliği topraklarını dolaştı, Menderes nehri civarında Gediz ırmağına kadar olan yerleri ele geçirdi, Alaşehir. Salihli ve Nif’i (Kemalpaşa) aldı. 140S-1406 kı­şında Umur Bey’in ani ölümü üzerine de Aydın beyliğine hâkim oldu.

Cüneyd’in istiklâlini ilân etmesi Süley­man Çelebi ile aralarının açılmasına se­bep oldu; hatta Cüneyd ona karşı Germiyan ve Karaman beyleriyle anlaşma yaptı, fakat müttefikleri tarafından terkedilince Süleyman Çelebi’ye boyun eğ­di. Süleyman Çelebi tarafından memle­ketinden uzaklaştırılıp Ohri sancak bey­liğine tayin edildikten sonra iç karışık­lıklardan istifade ederek memleketine döndü ve beyliğini tekrar ele geçirdi. An­cak Mûsâ Çelebi’yi bertaraf eden Çelebi Mehmed, onunla iş birliği yapmış olan Cüneyd’in üzerine yürüyerek İzmir’i ai­di; kendisine itaat etmek mecburiyetin­de kalan Cüneyd’i Niğbolu sancak beyli­ğine tayin ederek memleketinden uzak­laştırdı (1414-1415). Cüneyd burada da boş durmadı, Eflak’ta ortaya çıkan Düz­mece Mustafa hadisesine karıştı (1419), fakat Çelebi Mehmed’in takibatına uğ­rayınca Mustafa ile Selânik’e kaçtı. An­cak kendisini himaye eden şehrin Bi­zans valisi. Çelebi Mehmed ile anlaşan Bizans imparatorunun emriyle onu İs­tanbul’a şevketti ve Cüneyd burada bir manastıra kapatıldı.

Çelebi Mehmed’in vefatından sonra, Bizans imparatoru tarafından II. Murad’a karşı taht iddiacısı olarak ortaya atılan Düzmece Mustafa ile birlikte tekrar ha­rekete geçen Cüneyd, II. Murad’ın yeni­den eski beyliğine getirileceği yolunda­ki vaadleri üzerine Mustafa’dan ayrıldı ve İzmir’e döndü. Ardından Ayasuluk’u ele geçirip Aydmoğlu Mustafa Bey’i öl­dürdükten sonra etrafına müttefik top­lamaya başladı. Onun Aydın-ilİ’ne hâkim olması, Anadolu beylerini tahrik etmesi, ayrıca Venedik ile münasebet kurmaya çalışması II. Muradı oldukça endişelen­dirdi. Bu durum karşısında Anadolu Bey­lerbeyi Hamza Bey kumandasındaki bir kuvveti Cüneyd’in üzerine gönderdi. Bu harekât sırasında oğlu Kurd Hasan’ın Akhisar yakınlarında Osmanlı kuvvetle­rine mağlûp olup esir düşmesi üzerine Sisam adası karşısındaki İpsili’ye çeki­len Cüneyd, Karamanoğlu’ndan bekledi­ği yardımın gelmemesi ve Osmanlılarla müttefik olarak hareket eden Ceneviz­liler tarafından denizden abluka altına alınması sebebiyle teslim olmak zorun­da kaldı, bir süre sonra da bütün soyu sopu ile birlikte yok edildi (1426).

Hayatı oldukça maceralı geçen Cü­neyd’in İzmir ve Tire’de bazı hayratının bulunduğu vakıf tahrir defterlerinden anlaşılmaktadır. Ayrıca adına basılmış gümüş sikkeler de mevcuttur.

Diyanet İslam Ansiklopedisi