Edebiyat

Çöle İnen Nur Kitabı, Yazarı, Özeti, Konusu, Hakkında Bilgi

Çöle İnen Nur. Necip Fazıl Kısakürek’in (ö. 1983) Hz. Muhammed’in hayatına dair eseri.

Özellikle genç aydınlara hitap edecek seviyede dinî yayınların bulunmadığı 1950 öncesinde Necip Fazıl’in İslâmî konu­larda önemli çalışmaları olmuştur. Ha­yatının son yıllarına kadar devam eden bu çalışmaların her biri ilmihal, siyer, hadis, tasavvuf, evliya menâkıbı. İslâm tarihi, nat, silsilename gibi Türk-İslâm geleneğinde yüzyıllardan beri süregelen tür ve biçimleri daha edebî bir üslûpla ve yeni terkiplerle deneme mahiyetindedir. Çöle İnen Nur, Necip Fazıl’ın si­yer geleneği etrafında kaleme aldığı bir eserdir.

Tefrika edilmesi, baskı düzeni ve üze­rinde yaptığı değişikliklerden dolayı Ne­cip Fazıl’ın eserlerinin çoğu gibi karı­şıklık gösteren Çöle İnen Nur, ilk defa Büyük Doğu dergisinde yayımlanmaya başlanırsa da der­ginin kapatılmasıyla yayıma ara verilir. Büyük Doğu yeniden çıkınca yazarın konuya hayatî çapta değer verdiği be­lirtilerek okuyucunun beklemesi istenir. Bu serinin sonuna doğru tefrikaya yeniden başlanır. Eserin en uzun süreli yayımı, derginin 1949-1951 yılları arasında çıkan III ve IV. se­rilerinde seksen beş tefrika sayısına ka­dar ulaşan neşri olur. Tefrika edilen bö­lümler eserin tamamının ancak dörtte biri kadardır. Bu tefrikasında eser Abdülhakim Arvâsi’ye ithaf edilir ve kitap halindeki baskılarında da aynı ithaf de­vam eder. Büyük Doğu’nun IX. serisin­de (1959) “O Ki O Yüzden Varız” başlığı ile yeniden yirmi üç sayı daha devam ede­cek tefrikasına başlanır.

Eserin kitap haline gelmesinde de ay­nı karışıklık vardır. 1961’de O Ki O Yüz­den Varız, 1969’da Çöle İnen Nur adlarıyla yayım­lanır. Gerek tefrikalarında gerekse ya­zarının ölümüne kadar yapılmış değişik baskılarında, bölümlerinin terkiplerin­de, ifadelerde zaman zaman değişiklik­ler görülmektedir. O Ki O Yüzden Va­rız, her biri ara başlıkları da ihtiva eden altmış üç fasıldan kurulmuşken aynı ha­cimdeki metin Çöle İnen Nur’un ilk baskısında doksan dokuz, sonrakilerde doksan iki fasıl olarak tertip edilmiştir.

Çöle İnen Nur, Hz. Peygamber’in ha­yatını tarihi bir biyografi olarak değil ge­nellikle İslâmî gelenek ve kaynaklardan gelen bilgiler edebî bir üslûpla geliştiri­lerek vücut bulmuş bir eserdir. Müelli­fin pek çok eserinde olduğu gibi bunda da ne metin içinde ne de dipnotu veya bibliyografya yoluyla kaynak gösteril­miştir. 1969 ve 1975 baskılarına ilâve edilen iki kısa “Takdimin ardından “İt­hafa yer verilir. Daha sonra da “Bu Eser” başlıklı yazıda eserini tefsir, hadis, siyer ve nakil olarak en emin kaynaklardan devşirerek kaleme aldığını belirten Ne­cip Fazıl, bunun bir ilim değil sanat ese­ri olduğunu, bundan dolayı kaynak gös­termek endişesinden uzak bulunduğunu beyan eder. Böylece eser bilgi vermek­ten çok inanan insanın Hz. Peygamber’e olan sevgisinde ruhen tatmin olmasını hedef almıştır.

Necip Fazıl Çöle İnen Nurda yer yer veciz, yoğun ve çarpıcı sıfatlarla zengin­leşmiş bir şiir dili kullanmıştır. Özellikle diyaloglarda, kısa ve özlü vakaların ifadesinde, daha önce kaleme aldığı Hal­kadan Pırıltılar’m diline ve üslûbuna yaklaşmıştır. Eserine uzunca bir “Baş­langıçla giren yazar, temelini “Lev-la­ke…” hadîs-i kudsîsine dayandırdığı, ya­ratılmış bütün varlıklar adına peygam­beri minnetle övmeye başlar. Derin bir aşk, acz ve günah hissi, şefaat niyazı bu başlangıçta yer yer coşkun bir lirizme ulaşan cümlelerle ifade edilmiştir. Şu­bat 1992’de 11. baskısı yapılan eserin bütünü doksan iki fasılda şu temel konu­larda geliştirilmiştir: Hz. Peygamber’in nesebi, yaşadığı dönem ve coğrafya, do­ğumu, çocukluk devri, ticaret ve aile ha­yatı, ilk vahiy, ilk müminler, Mekke mücadeleleri, mi’rac. hicret, Medine hayatı, gazveler, Kabe’nin fethi, hayatından ve sünnetinden ibret levhaları, vefatı.

Necip Fazıl Kısakürek’in uzun bir na’t karakterinde olan Esselam-Mukaddes Hayattan Levhalar adlı kitabı da gerek yapı gerekse muhteva bakımından Çöle İnen Nur’un bir an­lamda şiirleştirilmiş şeklini hatıra getir­mektedir. Özellikle O Ki O Yüzden Va­rız ile Esselâm gerek fasil-şiir sayısı, gerekse bu fasıl ve şiirlerden bazılarının ortak baş­lıkları bu benzerliği düşündürmektedir.

Diyanet İslam Ansiklopedisi