Felsefe Yazıları

Çok Parti Sistemi, Çok Partili Sistem (Sosyoloji)

felsefe/partiler ÇOK PARTİ SİSTEMİ

Meşru siyasal faaliyetin birden çok partiye tanındığı, meşru muhalefete yer verilen ve siyasal hayatta ikiden çok partinin etkin olduğu siyasal-yönetsel sistem.

Çift parti sistemi ile çok parti sistemini ayırdetmek her zaman kolay değildir. En genel biçimde çok parti sisteminde siyasal tercihin, çift parti sisteminde olduğu gibi iki alternatif arasında değil, İkiden çok alternatif (parti) arasında yapılması ayırdedici bir özellik olarak alınabilir. Yönetilenlerin yönetenleri seçmesinde oylar üç ve daha çok partiye dağılmaktadır. Çok parti sistemi, kamuoyundaki bölünmelerle oluşmakta olup, ortak bir fikrin ılımlılarla aşırılar arasındaki bölünmesi çift parti sisteminden çok parti sistemine geçişe zemin hazırlamaktadır. Avrupa’da sağ ve solun ılımlılarınca oluşturulan merkez partileri liberallerle radikaller şeklindeki iki partililiği çok partililiğe dönüştürmüştür.

Yoğun rekabete dayalı bir sistem ola» çok parti sistemi sosyal ve siyasal çatışmaların şiddetli ve uyuşmanın zor olduğu, toplumun etnik, kültürel, dinsel ve coğrafî bakımdan bölünmüş bulunduğu toplumlarda görülmektedir. Bu sistemin sosyal ve siyasal istikrarsızlıklara sebep olduğu ileri sürülüyorsa da bölgesel olarak gözlenen bu durumun siyasal iktidar yarışına katılan partilerin çokluğuna bağ­lamak doğru değildir. Tam tersine toplumların çeşitli bakımlardan bölünmüş olmalarının çok parti sistemine sebep olduğu söylenebilir. Çok parti sisteminin doğuşunu etkileyen toplumsal-siyasal çalışmalar ve bölünmeler ekonomik, dinsel, kültürel, etnik ve benzeri nitelikte sosyolojik-kültürel yapılardan etkilendiği gibi yasal düzenlemelerden de etkilenebilmektedir. Seçim ve partilerin işleyişini düzenleyen seçim yasalarına göre bir ülkede uygulanan Tek Turlu Çoğunluk Sistemi, iki partililiği teşvik ederken Çift Türlü Çoğunluk Sistemi ile Nisbî Temsil Sistemi de çok parlililiği teşvik etmektedir.

Çok parti sisteminin tipolojisini yapmak zor olmakla birlikte siyasal hayata katılıp etkili olan kurulu rakip partilerin sayısına göre üç partili, dört partili ve aşırı çok parti sistemleri şeklinde bir tasnif yapılabilir. Üç parti sistemi İngiltere dışında Batı Avrupa’da, 1982 sonra­sında Türkiye’de görülürken, dört partili çok parti sistemi daha çok İskandinav ülkelerinde görülmektedir. 1980 öncesinin Türkiyesi aşırı çok parti sistemine örnek olarak verilebilir.

Birden çok partinin kanun gereğince var olma ve siyasal iktidara gelme faaliyetinde bulunma hakkına sahip olduğu çok parti sisteminin başlıca kurumları serbest seçimler, rekabet, iktidarın sınırlandırılmış olması (anayasal ve hukuk devleti olması) ve liberalizmin şekillendirdiği siyasal ve ekonomik ideolojidir. Bu sistemde birbirine rakip İkiden çok siyasal parti olduğundan bunlar arasındaki rekabeti düzenleyecek meşru siyasal faaliyetin sınırlarını belirleyecek kurallara duyulan ihtiyaç, sistemin anayasal bir sistem olmasını gerektirmiştir. Aynı anda bütün siyasal partiler İktidarda bulunamayacaklarından sistemin tabiatı gereği meşru muhalefeteyerverilmektedir. Muhalefet, bu sistemin “mütemmim cüzü” olarak işlev görmekte ve muhalefetle iktidarda bulu­nanların devamlı yer değiştirme imkânı bulunmaktadır. Muhalefette bulunanların devamlı muhalefette, iktidarda bulunanın da devamlı iktidarda katması söz konusu olmamaktadır. Muhalefette bulunanla iktidarda bulunanın yer değiştirmesi, belli aralıklarla tekrarlanan çok sayıda adayın karşı karşıya bulunduğu ve yönetilenlerin bunlar arasında serbest tercih­lerini gösterebildikleri hür seçimlerle gerçekleşmektedir. Seçim, çok parti sisteminin en önemli kurumu olarak görünmektedir. Seçim­lere birden çok partinin katılabilmesiyle reka­bet ilkesi gündeme gelmektedir ki, bu ilke sadece seçimlerde değil çok parti sisteminin cari olduğu toplumların bütün toplumsal alanlarına yerleşmiştir. İdeoloji, düşünce, inanç, kül­tür, basın, bilim, sanat, radyo ve televizyon gibi tüm toplumsal kültürel alanlarda rekabet ilkesi işlemektedir. Başka bir ifade ile bu toplumlar rekabetçi/plüralist toplumlar olarak ortaya çıkmaktadır.

Tüm toplumsal alanlarda faaliyetlerin rekabet ilkesine göre işlemesi siyasal düzenlemeleri ve iktidarın sınırlandırılmasını gerektirmiş olup rekabet ve seçimlerin belli kurallara uyularak yapılması önemli bir konu olmuştur. Bu sistemde yönetenlerin yönetilenler üzerindeki tasarrufları ve müdahale alanları belirlenmiştir. Yasal düzenlemelerin dışında yönetenlerin yönetilenlerden bir şey isteme hakları olmayıp vatandaşların serbest iradeleriyle hareket cime haklan bulunmaktadır. Seçimlerin belli aralıklarla yenilenmesi hem iktidarın seçim yoluyla denetlenmesi ve değişmesini hem de iktidarda olanların halka hesap vermesini mümkün kılmaktadır.

Çok parti sisteminin kurumları ile bunların uygulanmasının meşruiyet zeminini liberalizm oluşturmaktadır. Liberal ideoloji ve değerlersistemi, insanlara başkalarına devredilemez, dokunulamaz temci hak ve özgürlükler tanımakta, topluma yön verecek yasaların toplumım temsilcileri îarafıııdaıı yapılmasını, İktİdardakiferin belli aralıklarla toplum önüne çıkıp hesap vermelerini, siyasal iktidar yarışına bütün toplumsal kesimlerin katılmasını, toplumun halkın tasvibini kazanan siyasal kadro tarafından yönetilmesini ve genelde insana güvenilmesini savunur. Liberal ideoloji, devlete kamu düzenini korumak, toplumu düşmana karşı savunmak ve vatandaşlar arasındaki anlaşmazlıkları çözümlemek görevleri yüklemiş olup iktisadî alanda çok sınırlı müdahale hakkı tanımıştır. Ayrıca toplumsal bakımdan tabakalaşmayı ve sınıflı yapıyı veri olarak alıp var olan yapı üzerinde bir sistem kurmuştur. Bu sebeple sadece siyasal iktidar yarışına katılan partiler alanında değil, diğer bütün toplumsal alanlarda da bir çoğulculuk önemli bir özellik olarak belirmektedir.

Çok parti sisteminde devlet, totaliter bir ideolojinin uygulama aygıtı değildir. İktidardaki partinin devlei üzerindeki tasarrufu yasal olarak sınırlandırılmış olup parti ile kamu bürokrasisi birbirinden tamamen ayrılmış ve bağımsız yapılar şeklinde işlemektedirler. Ancak bürokrasinin iktidara yakın üst düzey kadroları polİtize olmuş olup iktidarın değişmesine karşı duyarlıdırlar; yeni iktidar daha rahat çalışmak ve “idare”ye egemen olmak için bürokrasinin üst düzey yöneticilerini değiştirmekte ve kendi politikasına yakın kadroları getirmekte beis görmemektedir. Bu uygulama partizanlık şeklinde anlaşılmamakta, her şey yasalar çerçevesinde yapılmaktadır. Bu sistemde ideolojiye bağlılık değil yasalara bağlılık erdem kabul edilmektedir.

İngiltere dışındaki Batı Avrupa ülkelerinde çok parti sisteminin yaşama imkânı bulduğu toplumların sosyal, kültürel, tarihî ve dinî ortak Özelliklerinin bulunması, bu sistemin ancak belli bîr sosyo-kültürel ortamda ortaya çıkabileceği sonucunu akla getirmektedir. Batı sistemi olarak da ifade edilen çok parti sistemi, bir bakıma aynı zamanda zengin milletlerin siyasal sistemi olarak görülmekledir. İktisadî ve toplumsal bakımdan belli bir düzeye gelmiş olmak, çok parti sisteminin yerleşmesi ve yaşaması için gerekli temel şart olarak beiirmckiedir. Serbest seçimler, çoğulculuk, temel hak ve özgürlüklerin kullanımı, rekabetin yasal çerçevede işlemesi gibi hususlar ancak sınıf çatışmalarının ve toplumsal gerilimlerin azaldığı ve toplum bireylerinin hak ve sorumlulukları etkin şekilde kullanabilecekleri kültür düzeyine ulaştıkları bir ortamda mümkündür. Ayrıca çok parti sisteminin doğduğu ve yaşadığı toplumların hepsinin Hristiyan ve Eski Yunan medeniyetinin mirasçısı olmalarının da önemli bir özellik olduğu gözlenmektedir. Tevhİd akidesine dayalı müslüman toplumlarda çok parti sisteminin doğması ve kurumlaşması imkânı, monist kültürel-toplumsal temel nedeniyle oldukça zor olmaktadır. Bazı müslüman ülkelerde görülen çok parti sistemine benzer uygulamalar, aslında çok dar çerçevede faaliyet gösteren ve genelde resmî ideolojilerin ifade araçları olan benzer partilerin yaşadığı bir sistem olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Batılı anlamda çok parti sistemi, henüz hiçbir İslam ülkesinde yerleşmiş değildir.

Davın DURSUN – SBA

Çok partili sistem

Çok partili sistem oy hakkı bulunanların birçok parti arasında seçim yapabildiği bir sistemdir. Bu sistemde genellikle bir parti çoğunluğu sağlayamaz ve koalisyonlar sağlanarak iktidar oluşturulur. Çok partili sistemler oydaşmacı demokrasi modelleridir. Kara Avrupası ülkelerindeki demokrasilerin çoğu bu sistemle işlemektedir.

Toplum yapısının çok parçalı, çok uluslu, çok kültürlü olduğu ülkelerde kurumlaşmış bir sistemdir.Bu sistemde iki partili sistemin aksine toplumdaki birçok düşünce gurubu mecliste temsil şansı bulabilir ancak istikrarı yakalamak oldukça zordur.

Vikipedi

İlgili Makaleler