Sosyoloji

Charles Taylor – Çokkültürcülük

Charles Taylor – Çokkültürcülük

Tanıma Politikası

Siyaset teorisinde alışılagelmiş anlamıyla çoğulculuk,
toplumsal ve siyasal hayatta farklı toplum kesimlerinin örgütlü bir biçimde
siyasal karar alma süreçlerine katılmaları, etkide bulunmaya çalışmaları biçiminde
anlaşılmıştır.

Taylor felsefesinin içerdiği çoğulculuk anlayışı ise bundan
farklıdır. Bu fark (…) çoğulculuğun sınırlarını aşmaktadır.

Yerleşik (…) çoğulculuğun bazı sınırları vardır. Bunlar
fiziki ve sembolik olarak

Fiziki sınırlar (…) ulus-devletin ülkesidir.

Sembolik sınırlar ise (…) yurttaşlık anlayışı ile
belirlenmektedir.

Taylor’ın çoğulculuk anlayışı ise (…) kültürel
farklılıkların siyasal düzeyde tanınması ve eşit ölçüde saygıdeğer kabul
edilmesi esaslarında tanımlanmaktadır. (s. 12)

Taylor’ın deyişiyle on sekizinci yüzyılın sonlarından
itibaren gelişmekte ola bir bireyselleşmiş kimlikten söz edebilmekteyiz.

…bu bireysel kimlik tek başına bireyin monolojik olarak
değil, başkalarıyla diyalojik olarak oluşturduğu, dinamik, sürekli yeniden
kurulan ve değişme potansiyeli içeren bir oluşumdur.

Çoğulculuk, (…) bu diyalojik kimlik oluşturma sürecinin
önünü açacak biçimde, kültürel farklılıkların siyasal tanınmasına imkân vermek
anlamındadır. (s. 13)

Giriş

Amy Gutman

Liberal demokrasiler (…) vatandaşlığı kapsamlı evrensel bir
kimlik olarak göremez, çünkü (…) insanlar eşsizdir.

İnsan kimliği Taylor’ın ortaya koyduğu gibi diğer
insanlarla, gerçek konuşmalarımız dahil, kurduğumuz ilişkilere yanıt biçiminde
diyalojik olarak yaratılır. (s. 26)

Bireysel kimlikleri tanıyan bir toplum, müzakereci,
demokratik bir toplum olacaktır, çünkü bireysel kimlik kısmen toplu
diyaloglarla oluşturulur. (s. 27)

Entelektüel soruşturmaya adanmış topluluklar olarak,
üniversiteler en büyük korumayı özgür konuşmaya sağlamalıdır. (s. 40)

Tanınma Politikası

Charles Taylor

Sahicilik

Herder, insan olarak her birimizin özgün bir varolma
biçimimiz bulunduğunu öne sürdü.

Eğer kendime sadık kalamazsam, yaşamımın özünü kaçırmış
olurum.

Bize kadar gelmiş olan güçlü ahlak ideali işte budur. (s.
46)

Tanımı gereği, bu varoluş biçimi, topluma dayanılarak ortaya
çıkarılamaz; tersine içsel olarak yaratılması gerekir. (s. 47)

Toplumsal kimlik / ortak amaç / özgürlük / çatışma

…güçlü ortak amaçları benimsemiş olan bir toplum, liberal
olabilir; yeter ki, özellikle ortak amaçları benimseyenlere karşı davranırken
çeşitliliğe saygı gösterebilsin. (s. 68)

Çokuluslu toplumlar, büyük ölçüde bir gurubun başka bir
gurup tarafından eşit değerde (algılanıp) tanınmaması nedeniyle parçalanabiliyor.
(s. 72)

Franz Fanon,

…sömürgelerin ana silahının, kafalarındaki
sömürgeleştirilmiş halk imajını, ezilen halklara zorla dayatmak olduğunu ileri
sürer. Ezilen halklar, özgürlüklerine kavuşabilmek için, önce kendilerini bu
aşağılayıcı öz-imajdan arındırmak zorundadırlar. (s. 73)

Yorum

Susan Wolf

Yorum

Steven C. Rockefeller

İnsanın etnik kimliği o kişinin birincil kimliği değildir.

…etnik kimlik, eşit değerde olmanın ve dolayısıyla eşit
haklara sahip bulunma düşüncesinin dayandığı temel değildir.

Bir insanın ikincil konumda olan etnik kimliğini evrensel
kimliğiyle aynı önem derecesine hatta onun üstüne yükseltmek, liberalizmin
temellerini sarsmak ve hoşgörüsüzlüğe açılan kapıyı aralamak anlamına gelir.

Liberal kültürün amacı (…) etnik kimlikleri bastırmak değil,
onlara saygı göstermektir. (s. 96)

Liberalizm kendisi için savaş veren bir inançtır ve kültürel
açıdan tam bir tarafsızlık talebinde bulunamaz, bulunmamalıdır. (s. 98)

Yorum

Michael Walzer

Demokratik Anayasal Devlette Tanınma Savaşımı

Jürgen Habermas

…her hukuk sistemi (…) belli bir yaşam biçiminin ifadesidir.

Kimlik, Sahicilik, Hayatta Kalma

K. Anthony Appiah

Haz. Amy Gutmann

Yapı Kredi Yayınları

2. Baskı, Ekim 2005

İlgili Makaleler