Kimdir

Cevad Ahmed Paşa kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi

Cevad Ahmed Paşa kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: Karahisar-ı Sahib’li (Afyon) mir-alay (albay) Mustafa Asim Bey’in oğludur. «Ahmed Cevad – 67» doğum tarihidir. Harbiye Mektebinden ve Kurmay sınıfından çıktıktan sonra mühim ve muhtelif hizmetlerde bulunup sadrazam oldu. Son me’muriyeti 5. Ordu müşirliği (mareşalliği) idi.

1318 (1900) tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir. Fatih civarında Emir Buhari Türbesi karşısında inşa olunan hususi türbede defn edildi. (Ce­vad Paşa – 318) vefat tarihidir. Mevcud kitablarından beş bine yakınını dolapları ile beraber Müze-i Hümayun Kütübhanesine hediye etmiştir.

Basılmış eserleri:

(Yadigar) adı ile neşrine başladıkları mecmuanın 24. sayısına kadar nesrine muvaffak olmuştur. Arab ve Fransız dillerine vakıf, bilgi sahibi, Kadir-bilir bir zattı.

Kaynak: Osmanlı Müellifleri, Bursalı Mehmed Tahir Bey, Meral Yayınevi, 3. Cilt.

Ahmed Cevad Paşa kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1851-1900) Osmanlı komutan ve sadrazam. Os­manlı tarihine ilişkin önemli eserleri vardır. Babası Kabaağaçlızade Miralay Mustafa Bey’in görevi nedeniyle bulunduğu Şam’da doğdu, İstanbul’ da öldü. Tarihçi Mehmed Şakir Paşa’nın kardeşi, Halikarnas Balıkçısı’nın (Cevat Şakir Kabaağaçlı) amcasıdır. Küçük yaşta kimsesiz kalınca Rumeli Kazaskeri Âtıfzade Hüsameddin Efendi tarafından himaye edildi. 1865’te girdiği Harbiye’yi kurmay yüzbaşı olarak birincilikle bitirdi. 1871’deki ilk askeri görevi Padişah Abdülaziz’in yaverliğiydi. O sıralarda yazdığı Malumatü’l-Kâfiye fi Memaliki’l-Osmaniye adlı kitabında Osmanlı imparatorluğu içindeki ülke­ler hakkında tarihi ve coğrafi bilgiler veriyordu. Padişahın da beğendiği bu eser, askeri liselerde ders kitabı olarak okutuldu. 1877’de Osmanlı-Rus Sava­şı’nda Tuna ordusuna katıldı. Kısa sürede miralaylığa yükselerek, tümen kurmay başkanlığı ve tümen ko­mutanlığı görevlerinde bulundu. 1882’de, Berlin Ant­laşması hükümlerinin sınırlarla ilgili uygulanmasında görev aldı. 1884’te ilk diplomatik görevi olan Çetine elçiliğine atandı. İki yıl sürdürdüğü bu görevinden hastalığı nedeniyle ayrıldı. Bir süre Viyana’da tedavi gördükten sonra 1888’de İstanbul’a dönüp, Teftiş-i Askeri Komisyonu üyeliğinde bulundu. Yayımladığı Tarih-Î Askeri-î Osmanî adlı kitabıyla II. Abdülhamid’ in ilgisini çekti. İkinci cildini sansür nedeniyle yayımlayamadığı bu kitabında, Yeniçerilerin tarihini anlatıyor, giysilerinin ve silahlarının resimlerini veri­yordu.

1889’da Girit’te karışıklıklar baş gösterince, ferik (korgeneral) rütbesiyle Vali Şakir Paşa’nın kurmay başkanlığı ile görevlendirildi. Aralarındaki sürtüşme nedeniyle Şakir Paşa İstanbul’a çağrılınca, 1890’da olağanüstü yetkilerle Girit vali vekili ve komutanı oldu. Müslüman ve Hıristiyan halk arasında uyumu sağlayıp, olayları yatıştırdı. Tahta geçtiğinden beri başarılarını gözleyen II. Abdülhamid tarafından 1891’dc sadrazamlığa getirildi. Dört yıllık sadrazamlı­ğı döneminde iç ve dış politik dengeyi korumaya çalıştı. Ancak Anadolu’da başkaldıran Ermeniler’e karşı takındığı sert tutum nedeniyle yabancı devletle­rin eleştirisine uğradı.

Başlangıçta padişahın buyruklarına kesenkes u­yan Cevad Paşa, padişahın tüm yetkileri kendinde toplayıp, sorunların çözülememesi karşısında da sad­razamı öne sürmesi üzerine, II. Abdülhamid’e bir mektup sundu. Mektubunda Anadolu, Rumeli ve Yemen’de ortaya çıkan karışıklıkların yanlış uygula­malardan kaynaklandığını, köklü önlemler alınması gerektiğini, ilk önlem olarak da saray görevlilerinin etkisinin azaltılmasını, buna karşılık sadrazamın yet­kilerinin artırılmasını öneriyordu. Padişahın yetkile­rinin tartışılmaz olduğunu, ancak sadrazamla arala­rında daha sağlıklı bir haberleşme kurulursa, sadraza­mın yetkileri konusunda sorun çıkmayacağını ve sadrazamlık makamının daha işlevsel kılınacağını belirtiyordu. Bir dizi ıslahat önerilerini de içeren bu mektup, çevresine karşı güvensizliği giderek artan Abdülhamid tarafından kuşkuyla karşılandı. Yetkile­rinin elinden alınıp, bütün gücün sadrazamda topla­nacağı düşüncesiyle 1895’te Ahmed Cevad Paşa’yı sadrazamlıktan uzaklaştırdı. Ancak Girit yeniden karışınca Ahmed Cevad Paşa, 1897’de Girit Fırka-i Askeriye Komutanlığı’na atandı. Ama, bir süre sonra Girit’in yönetimi Avrupa devletlerine bırakıldı ve Osmanlılar adadan çekildi.

Bu sırada sağlığı iyice bozulan Ahmed Cevad Paşa İstanbul’a dönmek için saraydan izin aldıysa da, Seraskerlik onu Şam’daki V. Ordu komutanlığına atadı. Ancak hastalığı ağırlaştığından istanbul’a dön­dü ve çok geçmeden öldü. Aydın bir devlet adamı olan Ahmed Cevad Paşa, Arapça, Farsça, Fransızca, italyanca ve Rumca bilmekteydi. Tarihi kitaplarının yanı sıra teknik alanda da araştırmalar yayımlamıştır. Bir ara Ceride-ı Askeriye’nin başyazarlığında bulun­muş, 1879’da 24 sayı yayımlanan Yadigâr adlı bir dergi çıkarmıştır.

YAPITLAR (başlıca):

Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 2. cilt, Anadolu yayıncılık, 1983