Nedir ?

Çepni Boyu/Türkleri Nedir, Ne Demek, Tarihçesi, Hakkında Bilgi

Çepni. Oğuz boylarından biri.          

Boyun ismine Kâşgarlı Mahmud’un Oğuz boylarını gösteren listesinde rast­lanır. Burada Cepni boyu yirmi birinci sırada zikredilmiş ve damgası da gös­terilmiştir. Fahreddin Mübarek Şah’ın (XIII. yüzyılın başları) listesinde de Çepni adının görülmemesinin sebebini kesin olarak izah etmek güçtür. Reşîdüddin (XIV, yüzyılın başları) Çepniler’i Üçoklar’ın dördüncü boyu olarak gösterir. Çepni adının ise “düşmanla her zaman sava­şır” mânasına geldiğini yazarak Bayın­dır, Becene (Peçenek), Çavuldurlar’la (Çavundur) ortak olan onkunlarının sungur, şölenlerdeki et paylarının da “sol karı yağrın” yani sol kürek kemiği kısmı ol­duğunu bildirir.

Çepniler’in Anadolu’nun fetih ve iskâ­nında mühim roller oynadıkları bilinmek­tedir. XVI. yüzyılda Anadolu’da onlara ait kırk beş kadar yer adının görülmesi bu­nun en önemli delilidir. Hacı Bektâş-ı Velî’nin Sulucakarahöyük’teki ilk mü-ridleri Çepniler’dendi. Bektaşî çelebile­rinin bu köydeki Çepniler’den tanınmış bir ailenin soyundan gelmeleri kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca onların 1240 yılın­da vuku bulan Baba İshak Türkmenleri’nin ayaklanmalarına katılmış olmaları da kabul edilebilir. 1277 yılında Sinop yöresinde kalabalık bir Çepni topluluğu yaşamaktaydı. Aynı yıl Çepni Türkleri Sinop’a saldıran Trabzon Rum İmpara­toru Giorgi’yi denizde yenerek Selçuklu Türkiyesi’nin bu en önemli ticaret lima­nının Rumlar’ın eline geçmesine mâni oldular. Canit (Canik) denilen Samsun-Giresun arasındaki bölgenin fethinde en büyük rolü bu Çepniler oynadı. Hat­ta Bayramlu (Ordu) yöresindeki Hacı Emîrli Beyliği’nin onlar tarafından ku­rulduğunu ileri sürmek de mümkündür. Giresun’un 798 veya 799 (1396-97) yı­lında Hacı Emîr oğlu Süleyman Bey ta­rafından fethi üzerine Çepniler Trabzon yöresine ulaştılar. 1405 yılında ise Trab­zon-Erzincan yolu onların kontrolü altı­na girdi. 1461’de Trabzon’u fethetmeye gelen Fâtih Sultan Mehmed şehrin gü­ney ve batı yörelerinin Çepniler’le dolu olduğunu görmüştü.

Çepniler’den bir kısmının Uzun Hasan zamanında Akkoyunlular’ın hizmetine girdiği bilinmektedir. Nitekim Uzun Ha-san’ın emirleri arasında Çepniler’den İl Aldı Bey de bulunmaktaydı. Bu emîrin Trabzon Çepnileri’nden olması kuvvet­le muhtemeldir. XVI. yüzyılda Anadolu’­nun birçok yerinde Çepni oymakları ya­şıyordu.

Halep Türkmenleri arasında yaşayan Çepniler üç kol halinde olup bunlardan 397 vergi nüfuslu ana kol Antep’in ku­zeydoğusundaki Rumkale yöresinde ya­şamaktaydı. Nüfusları çok az olan diğer iki kol Başım Kızdılu Çepni adını taşı­makta ve Amik ovasındaki Gündüzlü’de bulunmaktaydı. XVII. yüzyılın ortaların­da ana kol yine Rumkale yöresinde ya­şamakta, fakat Başım Kızdılu Çepniler batıda Aydın ve Saruhan sancaklarında oturmaktaydılar.

Diyarbekir bölgesindeki Boz-ulus’a bağ­lı Çepniler de 1691 yılında birçok Bozulus oymakları gibi Rakka bölgesinde yerleştirildiler. Bunlara beylerinin adıyla Kantemir Çepnisi deniliyordu. Rakka’ya yerleştirilen Çepniler bu bölgeden iki de­fa kaçtılar. İkinci kaçışlarında Turgutlu ve Bergama taraflarına gittiler (1141/ 1728) ve oradan bir daha sürgün yerle­rine dönmediler. Günümüzde Balıkesir, İzmir (Bergama). Manisa ve Aydın vilâyet-lerindeki köylerde oturan Çepniler, Ba­şım Kızdılu ile Kantemir Çepnileri’nin to­runlarıdır.

Çepniler’den önemli bir kol da Sivas-Kırşehir bölgesindeki Ulu-yörük toplu­luğu arasında yaşıyordu. Bu Çepniler 926 (1520) yılında on yedi kışlakta oturuyor ve çiftçilik yapıyorlardı, o tarihte vergi nüfusları 432 idi. 982 (1574-75) yılında ise Çepniler’in vergi nüfusları dört ka-tndan fazla bir artış kaydederek 1884e yükselmişti.

XVI. yüzyılda Konya bölgesinde de mü­him bir Çepni topluluğu bulunuyordu. Bu Çepni topluluğundan bir kol I. Selim dev­rinde Eski İl kazasındaki altı köyde yer­leşmiş ve bu koldan sadece küçük bir oba eski yaşayışını sürdürmüştü. İkinci Çepni kolu Turgut kazasındaki bazı ekin­liklerde çiftçilik yapmakta, üçüncü Çep­ni kolu ise Karaman’ın batısındaki Mah-mudlar kazasına bağlı dört köyde otur­maktaydı.

Çepniler Yavuz Sultan Selim devrinde Trabzon sancağında bilhassa Giresun -Kürtün ve Vakfıkebir arasında yoğun bir şekilde yaşıyorlardı. Bundan dolayı bu yörenin batı kesimine Vilâyet-i Çepni adı verilmişti. Çepniler daha sonraki yüzyıllar­da Trabzon’un doğusunda bulunan yer­lere göç ederek oralardaki Türk yerleş­mesinde önemli bir rol oynadılar. Günü­müzde Sürmene, Of ve Rize’nin özellikle merkez nahiyesi ile Karadere ve İkizdere’deki Türkler’in önemli bir kısmını on-lann torunları meydana getirir. Şimdi bile adı geçen yerlerde Çepni adını taşıyan ailelere rastlanır. Bununla birlikte Çepni­ler’den bazıları Rize yöresinde de durma­yarak Batum’a kadar gitmişlerdir.

Bunlardan başka nüfusları az olmak­la birlikte Maraş, Bozok. Çukurova, Koç-hisar, Çorum ve Hamîd sancaklarında da bazı Çepni oymakları bulunmaktay­dı. Öte yandan İran’da Safevîler’in hiz­metinde de Trabzon bölgesinden gelen bir Çepni topluluğu vardı. Fakat bunla­rın nüfusları fazla olmadığı için XVII. yüz­yılın İkinci yarısından itibaren adlarına rastlanmamaktadır. Bütün bu bilgilerden anlaşılacağı üzere Çepniler Anadolu’da­ki Türk yerleşmesinde en önemli rolü oy­namış boylardan biridir.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler