Sosyoloji

Cemal Kalyoncu – Saklı Hayatlar

Cemal Kalyoncu – Saklı Hayatlar

Cemil İpekçi (s.12)

Cemil İpekçi (…) Sabatay Sevi’nin öz be öz torunu.

İpekçi’nin ataları 1480’de Endülüs’ten gelip önce Venedik’e,
oradan Kayseri’ye, daha sonraki yıllarda da İzmir’e yerleşmiş bir aile.

Cemil İpekçi Sabatay Sevi’nin dört çocuğundan biri olan
Osman’ın soyundan geliyor. İpekçi’nin anlattığına göre diğer kardeşlerin
soyundan gelenler arasında ise bugünün tanınmış aileleri bulunuyor: Dilber,
Germen, Bezmen, Tokay ve Atabek’ler.

Dede Cemil İpekçi, Türkiye’de ilk sinema salonu kuran ve
işleten birisidir. Fitaş, Yeni Melek, şimdiki Emek gibi sinema salonları ile
ilk kurulan film stüdyosu İpek Film’in işleticisi…

Belçika’daki üniversite eğitiminden sonra 1971’de Türkiye’ye
dönen İpekçi Tahtakale’deki Zeki Triko’da çalışmaya başlar.

1975’te kendi işini kurar.

1977 sonunda onbeş günlüğüne gideceği Nice’ten tam altı yıl
sonra 1984’te döner Türkiye’ye. Dönüşte kulüp işletmeciliği işine girer, Etiler
Gala’yı açar. 1985’te ise Cemil İpekçi mağazasını açarak eski işine ağırlık
verir. İki atölyesinde yüze yakın kişi çalıştırır.

1991’de iflas eder.

Okan Bayülgen (s. 26)

Önce radyocu, ardından televizyoncu (Gece Kuşu ve Televizyon
Çocuğu) olarak tanıdığımız Okan Bayülgen, aynı zamanda metin yazarlığı da
yapmış birisidir.

Babası Ümit Bayülgen, avukatlık yaparak hayatını kazanır.

Annesi Ayla Hanım, akademi mezunu, resimle meşgul olan
sanatçı ruhlu bir kişidir.

Öz dedesi olan Hamdi Üge ise aldığı ceza davalarıyla ünlenen
meşhur bir avukattır.

Ümit Bayülgen’in ikinci eşi (…)Doğudan Bayülgen’dir. Çift
evlenir ve Ozan ile Okşan adında iki çocukları olur.

İlkokuldan sonra Galatasaray Lisesi’ne giren Bayülgen, (…)11.
sınıfa kadar ‘çift dikiş’ atarak gider.

11. sınıfta iken Rasih Nuri İleri’nin akrabası bir kıza âşık
olur: “Aşkı keşfettim ve keşfetmemle beraber çöktüm.”
Galatasaray’daki bu yedi yılın sonunda ‘aşk yüzünden’ okulu devam ettirememe
durumu ortaya çıkar.

Şişli Lisesi’nden mezun olarak lise öğrenciliği ile
alâkasını tamamen kestiğinde yıl 1984’tür.

İlki 1990 yazında olmak üzere Sema Hanım’la dört ay süren
bir evlilik gerçekleştirdikten Bayülgen, ikinci evliliğini Gaye (Altay)
Hanım’la yapar. Ardından Zeyno Hanım’la evlenerek üçüncü defa dünyaevine giren
Bayülgen’in bu evlilikleri ortalama 1,5 yıl sürer.

1984’te fotoğraf çekmek için Fransa’ya giden Bayülgen, Tours
Üniversitesi’nde Hukuk ve Ekonomik Bilimler Fakültesi’nde hukuk okumaya başlar.
Ardından ekonomi okumaya karar verir.

1989’da MSÜ Devlet Konservatuarı’nı bitirdikten sonra aynı
üniversitenin Sosyal Bilimler Fakültesi’nde master yapar.

198994 yılları
aras
ında en genç yönetmen
olarak Devlet Tiyatrolar
ı‘nda oyunlar yönetir.

1993 sonunda (…)Kent FM’de radyoculuğa adım atar.

“İnsanlar çok konuşarak, gevezelik yaparak bazı şeyleri
kendilerine de unuttururlar.”

“Tren istasyonunda bir gece direkt bana doğru yürümüş ve şu
hayatın en anlamlı lafını söylemiş ve ondan sonra çekmiş gitmiş bir adam var.”

“Ben onun cin olduğunu düşünüyorum.”

Kaya Çilingiroğlu (s. 40)

Prof. Dr. Hüseyin Kaya Çilingiroğlu’nun tek çocuğu.

…ailesinde, en eski isim olarak babasının dedesi Uzun
Hüseyin’e kadar ulaşabiliyor.

“Babam, büyük dedemi eşkıya diye anlatırdı. Biz eşkıya
torunuyuz.”

Babası 1962 yılında, Gülümser Hanım’la evlenir.

Aile, Kaya iki yaşına gelene kadar Almanya’da kaldıktan sonra
Türkiye’ye döner.

Yıldız Lisesi’nde okur. Beş dersten sınıfta kalmasına
rağmen, tıp fakültesini kazandığı için mezun edilir.

…tıp fakültesini terk eder.

Üniversiteyi bıraktığı 1985-86’dan sonraki dört-beş yıl
içinde küçük boylu işler yapan Çilingiroğlu, önce balıkçılık yapar, bar
işletir. 1990’da Osmanbey’de ofis açar, sigortacılık, emlak derken borsa işine
girer. 2019 adlı radyonun ortaklarından olur.

1996 senesinde Hülya Avşar’la evlenir ve magazin dünyasının
ortasında bulur kendisini.

Hüseyin Derin Yersuvat (s. 50)

O bir Galatasaraylı.

Babasının ‘Benim paramla evlenemezsin’ demesi üzerine,
üniversitede iken çalışmaya başlar ve yine öğrenciyken evlenir.

1962-64 arası Tekstil İşverenleri Sendikası‘nda işe
ba
şlar. Sendikacılık
yapmakt
ır niyeti.

15-16 Haziran 1970 olaylarından sonra, Ankara’da
tan
ıştığı Jandarma Genel Komutanı
Kemal Atalay
İstanbul Sıkıyönetim
Komutanl
ığı‘na getirilince, Atalay Paşa Yarsuvat’tan sendikal
konulardaki bilgi ve tecrübelerini sıkıyönetim adli müşavirliği ile
paylaşmasını ister.

Dev-Yol ve Dev-Sol yazıhaneye baskınlar
d
üzenler ve bomba koyarlar.

Devletin korumadığı Yarsuvat’ı ülkücüler ve bir kısım
akıncılar korumaya başlar.

1978 yılında Cumhuriyet gazetesinin “olayları tek taraflı
dinleyerek, araştırma yapmaksızın, hedef göstermek suretiyle” yanlı yayını
karşısında basına girer. Ve 5 yıl Denge dergisini çıkarır.

Zeynep Tunusluoğlu (s. 58)

Modacı Zeynep Tunusluoğlu, 12 Mart’ın Hava Kuvvetleri eski
Komutanı Muhsin Batur Paşa’nın tam da o tarihlerde genel sekreteri olan Mustafa
Kemal Tunusluoğlu’nun kızıdır

11 yaşında iken kendi elbisesini kendisi diker.

 “Beceriksiz politikacılar
oldukça asker darbe yapacaktır. Türkiye’yi demokratik bir ülke olarak da
görmüyorum zaten.”

Üniversite öğrenimini yarıda bırakıp Milano’ya gider. Ardından
Türkiye’ye dönüp
Tina adlı bir Yahudi hanımın
yanında iş hayatına girer.

1986’da Osmanbey’de bir mağaza açar.

 1996’ya kadar mağaza
sayısı 30’lara kadar yükselir.

1996’dan sonra da gazeteciliğe soyunur.

Attila İlhan (s. 66)

“Az bilinen bir tarafım tiyatroyu hiç sevmem. Tiyatroya
gitmem, tiyatroyla ilgilenmem. Çok genç yaşımdan beri tiyatronun artık modası
geçmiş bir sanat olduğunu düşünürüm.”

Babası İzmirlidir.

Babasının görevi nedeniyle Attila İlhan da Anadolu’yu
dolaşır.

16 yaşında birinci sınıfta iken, Nazım’ın şiirlerini
okumaktan başka bir suçu olmayan İlhan, polis tarafından tutuklanır. Siyasi
şubede sorgulanır. Ve yeni ikamet adresi İzmir Cezaevi’dir. Üç hafta gözetim
altında kalan İlhan, iki ay da hapis yatar.

Küçüklüğünde astronomi ve uzak yol kaptanlığı emellerine
ulaşamayan Attila İlhan, liseden sonra Hukuk Fakültesi’ne devam eder. Okulun
ikinci sınıfında, Paris’teki Jön Türklerin Nazım’ı kurtarma kampanyasına
katılmak için Fransa’ya gider.

1948’de ilk şiir kitabı Duvar’ı kendi çabasıyla bastıran
İlhan, gazeteciliğe 1950 senesinde Sosyalist Partisi’nin yayın organı Gerçek’te
‘militan gazetecilik’ yaparak başlar.

1968’de Biket Hanım’la evlenir. Ancak 15 yıl evli kalır.

Sabri Yirmibeşoğlu (s. 76)

Sabri Paşa’nın dedelerinden biri askerliğini, o zamanlar var
olan yirmibeşbaşı rütbesiyle yaptığından lakabı yirmibeşbaşınınoğlu olarak
kalan aile, soyadı kanunu çıktığında da bunu soyad olarak alır.

Teyzesinin kızı Nesrin Hanım ile evlenen Sabri
Yirmibeşoğlu’nun Nur, Gül ve Zafer adında üç çocuğu vardır.

1962’de Kıbrıs’a tayin olur. 63 Olayları’nı orada yaşar.

1970’lerden sonra Sabri Yirmibeşoğlu çok daha önemli
görevlere gelmeye başlar. Bunlardan ilki Belçika dönüşü atandığı Özel Harp
Dairesi Kurmay Başkanlığı’dır.

Mete Tunçay (s. 88)

Tunçay, aslında ulaşılabilen beş kuşak evvelinden bu yana
denizci bir aileye mensuptur

Felsefe merakı ortaokul döneminde başlamıştır. Çünkü,
ortaokul öğrencisi Mete Tunçay, sebebini bilmediği ciddi bir bunalım atlatır bu
yıllarda: “Bir ölüm korkusu vardı.

Tunçay, felsefenin peşinde sürüklenirken agnostik olduğuna
karar verir.

1954’te liseden mezun olur olmaz Ankara’nın yolunu tutar.
Siyasal Bilgiler’i kazanmıştır.

1961’de Prof. Dr. Yavuz Abadan’ın yanında doktorasını yapan
Tunçay,
1966’da doçent olur. Doçentlik
tezi “Türkiye’de Sol Akımlar: 1908
1925″dir.

12 Mart 1971 darbesi geldiğinde ise Mete Tunçay kendisini
hapiste bulur.

1984’te, Murat Belge ile arkadaşlığı sayesinde İletişim
Yayınları’nda çalışmaya başlar.

Cemal Kutay (s. 102)

1909’da doğan Cemal Kutay, 2001 itibariyle yazdığı 183
kitapla belki bir dünya rekorunun da sahibi.

Kürt aşiret reisi Bedirhan Bey’in üçüncü kuşaktan torunudur.

Bedirhan Bey, yaptığı evliliklerden 42 çocuk sahibi
olduğundan, aşiret daha sonraki yıllarda birçok valiler, paşalar çıkarır.

Rasih Nuri İleri (s. 112)

Rasih Nuri İleri, Türkiye’de sosyalizmin en üst halkasını
oluşturanlar arasında bulunmuş bir kişi olarak tanınmaktadır.

Abidin Paşa’nın torunudur. Prevezeli olan Abidin Paşa,
Selanik valiliğinin ardından 1880’de üç aylığına da olsa hariciye nazırlığı
yapar. Sonrasında Adana valiliğine, ardından Sivas, Ankara Cezayir
i
Bahri Sefid (Rodos, 12 Adalar vs. b
ütün
adalar da dahil) valili
ğine getirilir.

Abidin Paşa’nın damadı, Mustafa Nuri Bey de Hazinei
Hassa Naz
ırı ve Ayan üyeliği
yapm
ış birisidir. İşte bu Mustafa Nuri Bey, Rasih
Nuri
İleri’nin baba tarafından büyükbabasıdır.

Mustafa Nuri Bey’in kuzenleri arasında tanınmış isimler de
vardır. Bunlardan biri olan İsmail Fazıl Paşa, Müşir Mehmet Ali Paşa ile Ayşe
Sıdıka Hanım’ın kızları Zekiye Hanım’la evliliğinden olan Ali Fuat Cebesoy’un
babasıdır. İleri ailesi, İsmail Fazıl Paşa’nın eşi tarafından Türk
komünistlerinin önde gelen isimlerinden Mehmet Ali Aybar Nazım Hikmet ile de
akrabadır.

Abidin Paşa Adana valisi iken, Mustafa Nuri Bey de Adana vali muavinidir. Abidin Paşa büyük
kızı Nefise’yi
Mustafa Nuri Bey’le evlendirir.
Çiftin, Celal Nuri, Sedat Nuri ve Prof. Suphi Nuri İleri adında üç çocuğu olur.

Suphi Nuri İleri evliliğini ise, yine aynı aileden olan
Leyla Hanım’la yapar: “Anne ve babam kardeş çocuğu. Anne tarafından dört
aile var. Dino’lar, Cabbar’lar, Gazi Turhan’lar ve Aslanpaşa’lar; bunlar
Çorumlu Demirtaş Umur Bey’e dayanır. Aileiçi evlilikler toprağın bölünmemesi
için kuraldır.”

“…Abidin Paşa’nın ve Recaizade Mahmud Ekrem’in torunu gazeteci
Umur Talu kuzenim. Ziyad Ebüzziya, o da akrabamdır, Aslanpaşa’lardan. Bu konuda
fantazi dolu bir kitap da mevcuttur. MHP’li Mahmut Çetin, Boğaz’daki Aşiret
kitabında aile bağlarını gözler önüne sermektedir. Ancak Aybar ile Sabahattin
Ali’nin ilişkisi kitapta sökülememiştir. İkisi de Gelenbevi
ailesindendir.”

LeylaSuphi Nuri çifti
1909’daki nikâhın d
ışında 1919’da Cenevre’de iken
nikâh tazeleyerek bir kez daha evlenirler. Ailenin tek
çocuğu,
ilerleyen yılların sosyalizm adına yılmaz savunucusu Rasih Nuri de, 1920’de
burada doğar. Aile 1921’de İstanbul’a gelip Abidin Paşa’nın Yeniköy’deki
yalısına yerleşir.

İleri, eğitimine ilkokul beşinci sınıftan başlar.
Galatasaray’a kaydolur.

1939’da girdiği İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi
Matematik Enstitüsü’nden mezun olduğunda ise yıl 1943’tür.

Beyoğlu Havagazı Şirketi’nde çalışmaya başlar: “Hıfzı
Topuz’un çok güzel bir anı kitabı var. Fakat Sabahattin Ali dolayısıyla benim
hakkımda yazdığı o bölüm baştan aşağı yanlışlarla doludur.”

Kontrol odasında çalışan İleri, bir gece yarısı nöbetinde
esrar çekmiş bir zenci işçinin yanlış vanayı çevirmesi ile gazın söndüğünü
farkeder ve hemen vanayı açar.

“Hıfzı Topuz ile birlikte kontrol odasında vardiya usulü
çalışıyorduk. Güya orada ben raporları yazıp da müdüre vermemişim ve bu yüzden
de Hıfzı’yı işten atmışlar.”

1948 yılında da askere gider.

Salih Bosna’nın kızı Emine Hanım ile evlenen riyaziyeci
Mehmet Ali Behlil’in çocuğu Bedia Hanım’la hayatını birleştiren İleri’nin bu
evliliğinden üç çocuğu olur.

Çocuklarından Suphi İleri, Refik Durbaş’ın kızkardeşi
Mahmure Hanım ile evlenir.

1961’de, Türkiye İşçi Partisi kurulmuş ve çalışmalara
başlamıştır.

Mehmet Ali Aybar, TİP’in başına geçer. Aybar’ın yanında
Behice Boran, Rasih Nuri ve daha sonradan bunlara katılacak olan Sadun Aren de
vardır.

AybarBoranAren
grubu, Rasih Nuri
İleri ve Halit Çelenk de dahil 13 kişiyi
(13’ler Olay
ı) partiden ihraç etme harekatına
giri
şir (1967). Nedenlerden biri partinin kapatılmasına
sebebiyet verecek ‘tehlikeli mihraklar
ı‘ partiden uzaklaştırmaktır.

Rasih Nuri İleri’ye göre bu tarih aynı zamanda Türkiye’de
solun da parçalandığı tarihtir: “O tarihten sonra solda bir daha
düzelemeyen bir parçalanma meydana geldi.”

1969’da ise, çevirisini yaptığı bir kitap yüzünden hapis
yatar, 1970’te de İstanbul İşçi Birliği’nin genel başkanı olur.

“Bizim dönemimizde insanları konuşturmak için işkence
ederlerdi. Hapishaneye girdiğin gün işkence biterdi. 12 Eylül’den sonra işkence
hapisanede de devam etti. 12 Eylül’de uygulanan planın kitabı 12 Mart’tan evvel
yazılmış ve Genel kurmay’ca Türkçe’ye çevrilmiştir. Meşhur CIA ajanı Kaluga’nın
Kongtrgerilla kitabında ne yapılacağı yazılıdır.”

1990’larda Nihat Sargın, Nabi Yağcı’yla birlikte Türkiye
Birleşik Komünist Partisi’ni kurar.

Mehmet Bozışık, Şahap Bakırsan ve ben inanılamayacak kadar
ağır bir muhalefet yaptık. Fakat partiyi Anayasa Mahkemesi kapattı.

Zeynep Fadıllıoğlu (s. 132)

Zeynep Fadıllıoğlu’nun büyükdedesi Bosna’dan gelen Adana’ya
yerleşen ilk sanayicilerden birisi.

Salih Efendi, Cumhuriyet öncesi Adana’nın ilk
sanayicilerinden olarak Salih Bosna Fabrikası’nı kurup un, buz, ağırlıklı
olarak da pamuk ve dokuma işi yapar.

“Hacı Ömer Sabancı bizim Bosna Fabrikası’nda başlıyor
çalışmaya.”

Salih Bosna vefat edince (…)Hacı Ömer Sabancı ile yarı
yarıya ortak oluyorlar. Ve Bossa’yı (BOSna
SAbancı)
kuruyorlar ortak olarak.”

Eğitimine de Yeniköy İlkokulu’nda başlar

Ardından İngiliz Kız Lisesi’ne devam eder

…babasının etkisiyle computer üzerine eğitim alır Sussex
Universitesi’nde (1974-75).

197678 senelerinde Inchbald
School’da sanat tarihi
üzerine ders görür,

(Hürriyet’in bünyesinde) Evren Bilgi İşlem Merkezi’nde
çalışmaya başlar.

Meto Metin Fadıllıoğlu ile 1980’de evlendi

…eşinin işyerlerinin dekorasyon işini üstlenen Zeynep Hanım
tasarım dünyasına profesyonel olarak açılmaya karar verir. Uluslararası
başarılar kazanır.

“Eskiyi reddederek bugünü oluşturamazsınız ve eskiyi
bilmeden bugünü ortaya çıkaramazsınız.”

Coşkun Kırca (s. 142)

Filibe’nin tanınmış tüccarlarından ve Kırca aşiretinden Ali
Efendi’nin torunu olan Coşkun Ali Kırca (…)1927’de İstanbul Şişli’de doğdu.

Türk Masonları Büyük Üstadı ve Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar
Derneği Ankara Şubesi idarecilerinden Nafız Zeki Ekemen’in yeğeni (Nafız Zeki, annesinin
dayısıdır) olan Coşkun Kırca’nın aynı isimli kuzeni Zeki Ekemen de, ünlü Bezmen
ailesinden Ali Refik Bezmen’in kızı Vedia Hanım’la evlenmiş birisidir.

Sabetaycı gelenekler Cumhuriyet’e kadar yoğundu ama artık
uygulanmıyor.

…bugün üç tane ailede gizli gizli bunun devam ettiği
söyleniyor.

…üç aile dediğim zaman bu isimleri kimse bilmez. Ben de
söylemeyeceğim.

…çocukluğu Teşvikiye ve o muhitte geçer.

Galatasaray Lisesi’ne girer (1939).

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okumayı tercih
eder.

1950’de Hariciye’ye adımı atar.

Fatin Rüştü Zorlu ile ihtilafa düşer, sonunda da istifa
eder.

1960 İhtilalinin ardından CHP kontenjanından Kurucu Meclis’e
seçilir.

1961 seçimlerinde Kırca CHP İstanbul Milletvekili olarak
Meclis’te sandalye sahibi olur.

1970 Mart ayında eski mesleğine dönüş yaparak Süleyman
Demirel’in inisiyatifi ile üçüncü derecede bir rütbe ile (ikinci sınıf elçi
demektir) Cenevre’ye Daimi Temsilci tayin edilir.

1980 Temmuz’unda Birleşmiş Milletler nezdinde Büyükelçi,
Daimi Temsilci atanır.

1991’de DYP’den milletvekili seçilerek yeniden Meclis’e
girer.

Coşkun Ali Kırca, darbelerden fayda uman birisidir.

Halil Bezmen (s. 154)

1980’lere kadar sanayicilikleri ile yer tuttular kamuoyunda.
Sonrasında Halil Bezmen, aileyi parçalamaya kadar götüren yolsuzluktan
kaçakçılığa çeşitli işlerle çıktı karşımıza.

Bezmenler Selanikli bir dönme ailesidir.

Evvela İspanya’dan Türkiye’ye (Osmanlı’ya) gelmişiz II.
Beyazıt zamanında. Yahudi olarak gelmişiz.

Maneviyata yöneliş ne zaman başladı sizde?

“İşler bozulunca. 1992, 93, 94’lerde. Yani sıkışınca bir tek
orada yardım bulabildim.”

Hayrettin Karaman (s. 164)

“Biz insanlar hayatımızı kurallara
göre yaşar nihayi kabullenmemizi kadere bağlarız. Başta kaderci olamayız. Onun
için ben didişiyordum, mücadele ediyordum. Çünkü kural bunu gerektiriyordu. Ama
bugün o yana doğru baktığımda demek ki kader böyle imiş, nasibimiz
buymuş.”

1934’te doğdu.

…o zaman da tıpkı bugün olduğu gibi küçük
çocukların Kur’an eğitimi alması yasaktır,

18 yaşında gideceğim askere diye
düşünüyordum.

…anneannemin yanına gittim. Bana Kur’an
okumayı öğretmesini istedim.

1963’te mezun olduktan sonra Fatih İmam
Hatip Okulu’nda öğretmenlik yapmaya başlar.

                               

Erol Yılmaz Akçal (s. 174)

Erol Yılmaz Akçal, eski AP milletvekili, birinci ve ikinci
Erim Hükümeti ile Ferit Melen Hükümeti’nin Turizm ve Tanıtma Bakanı.

Mesut Yılmaz’ın amcasının oğlu.

Erol Yılmaz Akçal’ın dedesi Ahmet Efendi, yüzyılın
başlarında Rusya’da fırın sahibidir. Uzun seneler burada çalıştıktan sonra
Rusya’daki ihtilal sırasında iflas ederek Çayeli’ndeki köyü Çataldere’ye dönüş
yapar.

Ümit Meriç Yazan (s. 182)

Turgut Menemencioğlu (s. 194)

Geçmişteki izleri Malazgirt Zaferi’ne kadar uzanan
Menemencioğulları, Orta Asya’dan Anadolu’ya gelip yerleşmiş bir ailedir.

Turgut Menemencioğlu, 1914’de doğdu.

Cenevre’de hukuk okuduktan sonra hariciyede
çalışmaya başladı.

1968’de de Türkiye, Pakistan, İran ve İngiltere’nin içinde
olduğu CENTO Genel Sekreteri olur.

Enis Batur (s. 204)

“insan, kimseyi tanımadan ölür, kendisini tanıyacak kadar
vakti ve isteği olmamıştır ki başkalarını tanımaktan söz edebilsin” diyor
Enis Batur.

“Sevilmemek, sevilmediğinin farkında olmak kolay
taşınır yük değildir, kimse aldırışsız kalmaz buna. Benim de sevmeyenlerim
çoktur, bilirim.”

12 Mart Muhtırası’nın öncülerinden Muhsin Batur Paşa’nın
oğlu Enis Batur.

İlk yayınlanan şiirimin üzerine rahmetli Uğur Mumcu çok ağır
bir yazı yazdı. Babama kızgınlığını benim şiirimin üzerinden çıkardı.

Yıllar sonra benden özür diledi Uğur.

…edebiyat adamı olmaya karar verdiğinde ODTÜ’de iktisat
öğrencisidir.

Batur’un dedesi Hüseyin Haki Efendi’nin Yusuf Kamil Paşa ile
birlikte, edebiyatımızda roman türünün ilk örneği sayılan Terceme-i Telemak adl
ı
eseri Frans
ız yazarı Fénelon’dan
çevirdikleri rivayet olunur.

Lise ikinci sınıfta Ulus gazetesinde sinema eleştirileri
yazmaya başlar, ilk yazısı 1970’te Yeni Dergi’de yayınlanır.

Paris Üniversitesi’nde sosyal bilimler okumaya gider.

1979’da MEB Yayın Daire Başkanlığı’na getirilir bakan Necdet
Uğur tarafından.

1988’de Yapı Kredi Yayınları’nda çalışmaya başlar.

1975’te Figen Hanım’la yaptığı ve on yıl süren ilk
evliliğinden Sarp adında bir çocuğu olan Enis Bey, ressam Fatma Tülin Hanım’la
da ikinci evliliğini gerçekleştirir.

Neşe Erberk (s. 212)

Zekâ, fizik ve yetenek… Erberk’e göre mankenlerin bu üç
özelliği inatla taşıması gerekiyor. Kalıcılık için bunlar gerekli.

Neşe Erberk, 1982 Bayan Vizon, 1983 Türkiye ve 1984 Avrupa
Güzellik yarışmalarında birinci seçilmiş bir isim.

İlgi olunca, kendiniz gibi davranmaktan çok örnek bir insan
gibi davranmaya yönlendiriyorsunuz kendinizi.

…her şey babadan kalırsa sizi mutlu edecek bir hedef
kalmıyor. O zaman da farklı arayışlara giriyor insan. Eroin vs…

Hem anne hem baba tarafından ailesi Selanik eşrafından olan
Erberk’ler üç kuşaktır Türkiye’de.

…mankenlik öncesi Profilo ve Eczacıbaşı yıldız takımlarında
voleybol oynar.

Yılmaz Karakoyunlu (s. 218)

Nilüfer Göle (s. 226)

Kendisi de dahil sülâlede hemen hemen herkes profesör.

Aslen Karslı ama bunu saklamayacak kadar da Ankaralı.

Babası 1954’te CHP’den milletvekili olan Turgut Göle, Güven
Partisi’nin kuruluşunda görev alır, parti genel sekreterliği yapar.

Nilüfer, 1947’de evlenen Turgut Bey ile Sevim Hanım’ın
ikinci çocuğudur. Bugün Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı
olan Prof. Dr. Celal Göle ise, bu evlilikten bir yıl sonra 1948’de doğar.

Nilüfer Göle’nin anne tarafından dedesi Fevzi Bozer Yargıtay
Başkanlığı yapar.

…dayılarından Prof. Ali Bozer, akademik kariyeri dışında
ANAP’ın ilk iktidar döneminde Dışişleri Bakanlığı yapar. Diğer dayı Yüksel
Bozer ise Hacettepe Üniversitesi’nde rektördür.

Göle, evliliğini, iktisatçı Prof. Dr. Asaf Savaş Akad’la
yapar

1974’te mezun olduğu ODTÜ’den sonra 1976’da da Fransa’ya,
Ecole des Hautes Etudes Suinces Sociales’e gider.

“Türkiye’de kendini tekrarlayan yasakçı bir zihniyet
var. Kendimize güvenmiyoruz. Temelde bir korku var. Halkımız hayata asılmıyor.
Kolay yaşamak istiyoruz. Türk halkı yalnız kalmayı sevmiyor. Bizde isyan
kültürü yok, sil baştan, askeri bir kültür var. Türkiye kendi kendinin
analizini yapmayı sevmiyor. 1960 darbesi Türkiye’nin travması… İki Türkiye’den
biri olan sağ gelenek hafif altın seviyor, daha az çay, daha az sigara içiyor.
Sol gelenek, hafif asabî, daha haşin, esmer, daha az etli, daha az yumuşamış,
daha az altınlı.”

Raffi Portakal (s. 232)

Osmanlı’da antikacılık işiyle uğraşan bir ailenin aynı işi
yapan bir temsilcisi olan Raffi Portakal, atalarına ait bilgilere meraklı
birisidir. Raffi Bey, küçük bir şecere araştırması da yapmıştır. Ulaşabildiği
bilgilere göre bir de Maliye Nazırı çıkaran ailenin Portakal unvanı da bu
nazırdan gelmektedir. Bahsi geçen kişi Mikail Portakal Paşa’dır.

Haldun Dormen (s. 250)

Tevfik Yalım Eralp (s. 262)

Talat Halman (s. 272)

“…soyadım Trabzon’un Holamana köyünün adından geliyor. (…)Nemlizade
Tahsin Paşa’nın torunuyum ben.”

“Şimdi Sabancı’lar, Koç’lar ne kadar ünlü ise 19. yüzyılda
da Nemlizadeler büyük bir tüccar aile olarak tanınıyorlar.”

“Babamın bağırışları çok kötü etkiledi beni. Çok kötü
hakaret ve küfrederdi.”

Robert Kolejinin 1951 mezunlarındandır.

Mezun olduktan sonra para kazanmak için bir yıl Unilever’de
tercümanlığın yanında çeviriler (İlk çevirisini William Faulkner’den
gerçekleştirir) de yapar.

1960’a kadar Colombiya Üniversitesi’nde bulunan Talât
Halman, 1998’e kadar Amerika’da kalır. Geçen sürede aralıklarla Türkiye’ye
gelmesinin sebebi ya askerlik, ya bakanlık ya da gazetede köşe yazarlığı yapmak
içindir.

12 Mart 1971’in ardından Nihat Erim Kabinesi kurulur.

Erim’den gelir teklif ve Talât Halman ilk Kültür Bakanı
olarak 40 yaşını doldurduktan yedi gün sonra bakan koltuğuna oturur.

11 Aralık 1971’de Erim Hükümeti sona erer. 2. Erim
Hükümeti’nde ise Kültür Bakanlığı diye bir bakanlık artık yoktur.

Halit Refik Refiğ (s. 284)

Amcam Fahri Refiğ, Sedat Simavi’nin en yakın arkadaşı idi.

1956, Akis dergisine sinema yazıları yazmaya başlar.

1957’de Akad ve Atıf Yılmaz’ın rejisör yardımcılığını yapmaya
başlar.

TRT için çektiği Yorgun Savaşçı uzun yıllar sürecek
tartışmalara konu olur.

Şanar Yurdatapan (s. 292)

…dedesi Servet Bey, meşhur
saat hikayesinin anlatıcısı ve o hikayenin tarihe not düşülmesini de sağlayan
kişidir. Servet Bey’in bir diğer torunu şarkıcı Alpay’dır.

Babası Daniyel Yurdatapan 1960 İhtilali öncesinde
Diyarbakır’daki 7. Kolordu’nun Komutanı’dır.

Babasının dayısı Hüsrev Gerede, Atatürk’ün silah
arkadaşıdır.

1972’de Atilla Özdemiroğlu ile Şat Yapım’ı kurar.

1980’deki Eurovision Şarkı Yarışması’nda onun bestesi
birinci olur.

24 Ocak Kararları’nın ardından Almanya’ya gider.

1981’de Almanya’da iken, düzenlenen bir TürkYunanKıbrıs
filmleri haftas
ında Türk aleyhtarı
propagandaya alet olduklar
ı düşüncesiyle vatandaşlıktan
çıkarılır.

…iki PKK itirafçısını sahte pasaportla yurtiçine sokmaya
çalışırken yakalanır.

…sonunda hep DGM’lik olur.

Yasemin Kozanoğlu (s. 300)

Ahu Tuğbay ile Ahmet Kozanoğlu’nun 1975’teki evliliklerinden
tek çocukları olur.

Tomris Giritlioğlu (s. 310)

Dedesi Ahmet Arcak Türkiye ve dolayısıyla Antakya’nın ilk
nakliyecilerinden birisidir.

Baba Ali Arcak, İstanbul’da hukuk eğitimi alır. Sonrasında
ise Yargıtay Başkanlığı’na kadar yükselir.

1974, tatil için Londra’ya gider. Burada Tarkovski’nin
İvan’ın Çocukları adlı filmini izleyince düşünceleri de temelden değişir:
“Yönetmen olma düşüncesini bende başlatan film odur.”

BBC’de de iki ay staj yapar. TRT’ye girer.

Zaman Yayınları

2002

İlgili Makaleler