Nedir ?

Celil Nedir, Ne Demek, Esmaül Hüsna’dan Celil İsminin Anlamı

Celil, Allah’ın isimlerinden (esmâ-i hüsnâ) biri.

“Azamet sahibi, büyük, yüce ve münez­zeh olmak; uzun ömürlü olmak” mâna­larına gelen celâl (veya celâle) kökünden türemiş bir sıfattır. Allah’a nisbet edil­diğinde “hiçbir kayıt ve kıyas kabul et­meksizin azamet sahibi, kadrü kıymeti ve mertebesi en yüce olan” gibi anlam­lar taşır. Kur’ân-ı Kerîm’de aynı muhte­vada olmak üzere zü’l-celâl terkibiyle iki âyette yer almıştır(Rahmân 55/27, 78). Hadislerde ise doksan dokuz isim için­de sayılmakta, ayrıca Allah için ta­zim ifade eden “azze ve celle” (daima ga­lip ve azamet sahibi olan) cümlesinde ve daha başka kelime kalıplarıyla Allah’ı niteleyen bir kavram olarak geçmekte­dir.

Celâl kelimesinin ifâ] babından gelen iclâl masdarının taşıdığı sözlük mânala­rından hareketle celîl isminin muhteva­sını belirlemek de mümkündür.

1- Celîl, Allah’ın zâtını sıfatlarından tecrit etme­nin (ta’tî!) mümkün olmadığını ifade et­tiği gibi zâtına izafe edilecek sıfatların yaratılmışlik özellikleri (teşbih) taşıma­dığını da İfade eder. Ayrıca O, varlığına delil teşkil edecek harikulade mükem­mel nesneleri yaratması, duyularla id­rak edilmekten ve mahiyetinin akıl yo­luyla kavranılmasından münezzeh bu­lunması açısından da celîl yani yüce ve aşkındır.

2- “Faîl” kalıbındaki bir sıfatın “mef ûl” mânasına da kullanılabildiği göz önüne alınarak celîün “kendisine tazim edilen, ulûhiyeti ve aşkınlığı benimse­nen” anlamını ifade edebileceği düşünül­müştür.

3- Celâlin taşıdığı “uzun ömürlü oluş” şeklindeki sözlük anlamı, zaman­dan münezzeh bulunan Allah’a nisbet edildiğinde “varlığının başlangıcı olma­ma” (kıdem) anlamına dönüşür. Bu açı­dan celîl “kadîm” mânasına gelir. Celîl bu üç anlamıyla Allah’ın zatî isimleri ve tenzîhî sıfatları grubuna girer.

4- Celâl kökü iclâl (yüceltmek) masdan ile eş an­lamlı kabul edilirse celîl “müminleri yücelten, onların amellerini kabul edip mü­kâfatlarını arttıran” mânasına gelir.

5- İclâlin bir anlamı da “vermek” (i’tâ) ol­duğundan celîl “bol bol veren, lutufta bulunan” anlamını da taşır. Bu sonuncu kullanışlar bakımından celîl, Allah’ın kâ­inat ve insanla ilgili isimleri ve fiilî sıfat­ları grubuna girer.

Esmâ-i hüsnâ içinde yer alan kebîr, celîl ve azîm isimleri yakın anlamlı keli­meler olmakla birlikte kebîr Allah’ın zâ­tının, celîl sıfatlarının, azîm ise hem zât hem de sıfatlarının kemalini ifade et­mek için kullanılmıştır. Gazzâlî’nin de belirttiği gibi doksan dokuz isim içinde eş anlamlı ba­zı kelimelerin tekrar niteliğinde yer al­dığı zannedilirse de gerçekte durum böy­le değildir. Çünkü sözlük anlamları ya­kın veya aynı olsa bile kelimelerin çeşit­li alanlarda kullanılmalarıyla kazandık­ları mânalar, aralarında muhteva farklı­lıkları meydana getirmektedir.

Celîlin fi’l-i mazisini oluşturan celle ile “daima galip ve üstün” anlamındaki azîz isminin mazisini oluşturan azze fiil­leri, “azze ve celie” şeklinde İslâmî me­tinlerde Allah’ı tazim için en çok kulla­nılan cümlelerden biri olmuştur.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler