Nedir ?

Celali Takvim Nedir, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Celâli Takvim, Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah tarafından hazırlatılan güneş takvimine verilen ad.

Sultan Melikşah’ın lakabı olan Celâlüd-devle’den dolayı bu adı alan takvim ay­rıca Melikî olarak da adlandırılır. Başlan­gıç günü 9 Ramazan 471 Cuma’dır.

Selçuklu idaresinde yer alan bugünkü İran’da kullanılan Yezdicerd takvimi, es­ki Mısır takviminden alınma, her biri otu­zar gün çektirilen on iki ay, artı beş gün eklemeli, toplam 36S tam günlü bir tak­vimdi. Başlangıcı, III. Yezdicerd’in tahta çıkış yılının yıl başı olan 16 Haziran 632 (yaz gün dönümü günü) idi. Bu takvim. 36S 1 /4 günlü İskender (Jülyen) takvi­mine göre yılda 1 /4 gün hesabıyla dört yılda bir gün gerilemekteydi. Böylece yıl­başı olan 1 Ferverdîn, 636 yılında 15 Haziran’a, 640’ta 14 Haziran’a, 644’te 13 Hazirana… 1064’te 29 Şubat’a, 1065’te 28 Şubata, 1069’da 27 Şubafa, 1073′-te 26 Şubafa ve 1077’de 25 Şubafa düş­müştü. Yine bu yıllarda ilkbahar ilmimi günü olan 15 Mart, Ferverdîn’in 15, 16, 17, 18 ve 19. günlerine gelir olmuştu. Jülyen takviminin adı değiştirilmiş bir şekli olan İskender takvimi de bu ölçü­de olmamakla birlikte yanılgılı idi; me­selâ ilkbahar ilmimi 632’de 18 Marfa gelirken 134 (veya 128) yılda bir gün ge­rileyerek 17, 16 ve Melikşah dönemin­de de İS Marfa düşmüştü. Buna karşı­lık yılbaşının her yıl mevsimler yılının belli bir gününe denk düşmesi ve bin-yıllar boyunca da değişmeksizin böyle kalması, gökbilimcilerin en çok istedik­leri bir şeydi. Geçmişte bilginlerin bu is­teği gerçekleştirmeye yönelik çalışma­ları hep başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bu defa Selçuklu Sultanı Celâleddin Melik­şah’ın takvimin düzeltilmesi yolundaki emri üzerine Ömer Hayyâmın başkanlı­ğında Ebü’l-Muzaffer İsfizârî, Meymûn b. Necîb el-Vâsıtî, Abdurrahman Haris ve Muhammed Hâzin’den teşekkül eden bir kurul oluşturuldu. Kurul Yezdicerd ve İskender takvimlerini inceledikten sonra bunları düzeltmek yerine yeni bir tak­vim tertibine karar verdi ve sonuç ola­rak Celâlî takvimi ortaya çıktı.

Celâli takvimi konusunda en eski kay­naklardan biri olan Zîc-i Uluğ Bey’den edinilen bil­gilere göre (1. konu, bölüm 5), bu takvimin başlangıcı hicrî 9 Ramazan 471 Cu­ma[392]. yıl başı güneşin Koç burcuna giriş günü. yani ilkbahar ılınımı günüdür. Ayları bazı bilginlere göre gü­neşin on iki burca girişi günlerinde baş­lar; bazılarına göre ise -eski Mısır takvi­minde olduğu gibi- her biri otuzar gün­lük on iki ay, artı beş ya da altı ekleme günlüdür. Ay adları eski Fars takvimindeki gibidir; ancak sonlarına “kadîm” ye­rine “celâlî” kelimesi getirilmektedir. Bu takvimde yılbaşı gününü ilkbahar ılını­mı gününde tutmak için dört yılda bir gün artıklama getirilir, ancak altı yedi defa dört yılda bir artıklamanın ardın­dan bir defa 5. yıl artıklanır. Güneş Koç burcu başlangıcına geldiği zaman yeni yıl girer ve dolayısıyla Celâlî yılı ilkbahar ılınımı noktasında baş­lar. Takvim yılının ilk günü veya yeni yı­lın ilk günü, öğle vakti güneşin Koç bur­cu noktasına geldiği zamandır.

Zîc-İ Uluğ Sey’de mevsimler yılı or­talama süresi 365, 242, 534, 876, 543, 209, 876… gün olup 365,25 olan İsken­der yılının söz konusu yıl süresine göre yanılgı payı, 134 yılda bir gün olarak verilmektedir. Celâlî takvimi için başlan­gıç olan 1079 yılı ilkbahar ılınımı ölçü­münün karşılaştırma için hangi ölçüme dayandırıldığı adı geçen zîcde belirtilme­miştir. Ancak bunun için 1079’dan 134’er yıl gerilere gidilirse 7 x 134 = 938 yıl­da 141 yılına varılır ki bu yıl (139/140 yılı), İlkçağ’ın ünlü gökbilimci-matema­tikçisi Batlamyus’un ılınımlar ve gün dö­nümü ölçümleri yılına çıkmaktadır.

Osmanlı döneminde devletin resmî tak­vimi demek olan “müneccimbaşı takvim­leri” Celâlî takvimi düzeninde hazırlanır­dı. Bunlarda her bir sayfa otuz günlük Celâlî aylarına ayrılmış, on iki aydan ar­takalan beş ya da altı ekleme gün de en sonda ayrı bir sayfaya alınmıştır. Yılba­şı, ilkbahar ılınımı günü olan “nevrûz-i sultanî” idi. Meselâ 374 Celâlî (1452 rû-mî) yılı takvimi. 1 Ferverdîn mâh-ı Celâ­lî = 19 Safer 856 hicrî = 11 Mart 1764 İskender / 1452 Jülyen = 19 Tir mâh-ı kadîm 821 eski Fars – Yezdicerd — 20 Aram ay (= birinci ay) maymun yılı, Türk günüyle başlamaktadır. Celâlî yıllarının rûmî/milâdîye çevrilebilmesi İçin söz ko­nusu olan yıla 1078 rakamının eklenme­si gerekmektedir. Meselâ 374 Celâlî yılı-1452 rûmî yılına denk gelmektedir. Rû­mî/milâdî yılından Celâlîye geçmek için de verilecek yıldan 1078 çıkarılmalıdır.

Celâlî takviminde yılbaşı, müneccim­başı takvimlerinde olduğu gibi ya her yıl yeniden ölçümlenerek veya Ömer Hayyâm bilim kurulunun ortaya koymuş ol­duğu artıklama yöntemine göre belir­lenmekteydi. Kurulun bu konuda nasıl bir uygulama yaptığı kesin olarak bilin­memektedir. Ancak bu hususta değişik görüş ve yorumlar yapılmıştır. Meselâ Zîc-i Uluğ Bey’de kaydedildiği gibi, al­tı yedi kere 4. yıl ile ardından gelen 5. yılın artıklanması kuralı uygulanırsa alt­mış iki yıllık bir dönüşüm İçerisindeki 4 8 12 16 20 24 (29) 33 37 41 45 49 53 57 (62). yılların artıklanacağı (366 gün çektirileceği) görülür. Böylece İskender takvimindeki altmış yılda on beş yıl ye­rine burada altmış iki yılda on beş yıl artıklanmaktadır. Bu durumda takvim yılı süresi 365 15/62 – 365, 241 935… gün olacaktır.

Kutbüddîn-i Şîrâzrye göre artıklana-cak yıllar, yedi sekiz kere 4. yıl ile bun­ları takip eden 5. yıldır. Burada 4 8 12 16 20 24 28 (33) 37 41 45 49 53 57 61 65 (70). yıllar artıklanacaktır. Böylece İskender’deki altmış sekiz yıllık bir dö­nüşüm yerine yetmiş yıllık bir dönüşüm içerisinde on yedi yıl artıkianmış ola­caktır.

Ahmed Cevdet Paşa ise 130 yılda otuz iki yerine otuz bir defa artıklama yapıl­masını. Gazi Ahmed Muhtar Paşa da ardarda yedi kere 4. yılların ve ardından 5. yılın ve dolayısıyla 4 8 12 16 20 24 28 (33). yılların artıklanması gerektiğini belirtmektedir. Aynı düşüncenin Ahmed Şâkir Paşa tarafından da benimsendiği görülür. Bunların dışında kalan diğer ba­zı ilim adamları tarafından bir sıra altı. üç sıra yedi kere 4. yıllar ile bunlan ta­kip eden 5. yıl kuralı ortaya atılmıştır. Buna göre 4 8 12 16 20 24 (29) 33 37 41 45 49 53 57 (62) 66 70 74 78 82 86 90 (95) 99 103 107 111 115 119 123 (128) yılları artıklanmalıdır. Bu şekilde Jülyen’deki 128 yılda otuz iki yıl yerine 128 yılda otuz bir yıl artıkianmış olmak­tadır. Bu Gregoryen takviminin artıkla­ma usulüne de uygun düşmektedir. Çün­kü Gregoryen’de 400 yıllık dönüşüm içe­risinde her dört yılda bir artıklama ya­pılmakta, ancak 100, 200 ve 300 yılları artıklanmaksızın bırakılmaktadır. Böyle­ce burada sekiz yıllık boşluklar oluşuyor. Celâli takvimi artıkla masında ise artıklanacak yılların dağılımı boşluksuz ger­çekleştirilmektedir. Bu durum Celâli tak­vimini daha İyi bir konuma çıkarmak­tadır.

Takvimlerdeki yanılgı payına gelince:

Jülyen yılı süresi olan 365,25’ten ger­çek yıl süresi 365,2422 çıkarılacak olur­sa yanılgı payı 0,0078, yani 1000 yılda yedi sekiz gün veya 128 yılda bir gün­dür. Gregoryen takviminde ise 128 yıl­da bir gün yerine 400 yılda üç gün ku­ralı uygulanmaktadır. Dolayısıyla yanıl­gı payı, 365,2425 olan Gregoryen yılın­dan gerçek yıl süresi olan 365,2422 çıkarılacak olursa 0.0003 gün / yıl, yani 10.000 yılda üç gün veya 3333 yılda bir gündür.

Celâli takvimlerinin 62, 70, 130, 33 ve 128 yıl dönüşümlü çeşitlemelerinde ya­nılgı payı şöyledir:

Ahmed Cevdet, Gazi Ahmed Muhtar ve Ahmed Şâkir paşalar tarafından öv­güyle söz edilen Celâli” takvimi, Gregoryen’den yaklaşık 500 yıl önce tertip edi­len ve mevsimlere tam olarak uyan, do­layısıyla doğru tarihleme veren, yanılgı­sız takvimlerin ilk uygulamasıdır. Gregor­yen takvimi Celâlî takvimi örnek alına­rak tertip edilmiştir.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler