Tarihi Şahsiyetler

Celaleddin Firuz Şah Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

Celâleddin Fîrûz Şah (ö. 695/1296) Halacîler hanedanının kurucusu ve ilk hükümdarı (1290-1296).

Delhi’deki Türk-Memlûk Sultanlığfna (Muizzîler) son vererek yerine yine Türk asıllı Halacîler sülâlesini kuran Celâleddin Fîrûz Şah’ın doğum tarihi kesin ola­rak bilinmemektedir. Babasının “Yuğ-ruş” (vezir) lakabını taşıması nüfuzlu bir aileden geldiğini gösterir. Balaban Han devrinde (1266-1287) sercandarlık (hü­kümdarı korumakla görevli muhafızların emîri) gibi mühim görevlerde bulunmuş ve Sâmâne kendisine İktâ edilmişti. Ba-laban’ın ölümünden sonra aile fertleri arasındaki mücadelelere karışmış, onun ailesinden Nizâmeddin’in bertaraf edil­mesinden sonra da Halaç emîrlerinin desteğiyle Sâmâne’den merkeze geti­rilerek ârız-ı memâlik tayin edilmiştir. Balaban ailesinden Muizzüddin Keyku-bad’in felçolmasını fırsat bilen iki Türk emîri, Keykubad’m küçük oğlu Keyû-mers’i Şemseddin lakabıyla sultan ilân ederek kendilerine büyük imkânlar sağ­lamışlardı. Celâleddin Fîrûz Şah’ın Ba-hârpûr’da bulunduğu sırada oğulları, bu gelişmelerden memnun olmayan ba­zı emirlerle iş birliği yaparak Muizzüd­din Keykubad ile oğlunu ortadan kal­dırdılar ve yetmiş yaşlarındaki el-Melikü’1-Müeyyed Celâleddin Fîrûz Şah’ı Kî-lûgari’de Delhi sultanı ilân ettiler.(3 Cemâziyelâhir689/13 Haziran 1290)

100 yıla yakın bir zamandan beri Muİzzîler’in elinde bulunan Delhi Sultanlığı’-nm beklenmedik bir şekilde Halacîler’in eline geçmesi Delhi halkı üzerinde kötü tesir yaptı. Bu durumu değerlendiren Fî­rûz Sah Delhi’ye gitmeyip Kîlûgari’deki Kasr-ı Muizzî’yi tamamlayarak bu kasa­bada kaldı. Etrafına bir sur çektirip şehri imar etti, adını da “Şehrinev” (yeni şehir) olarak değiştirdi. Saltanatını güçlendir­mek için Halaç beylerine çeşitli unvanlar ve iktâlar veren Fîrûz Şah teşkilât ve ge­leneklerde bir değişiklik yapmadı. Sadece Balaban sülâlesinin kırmızı çetri yerine beyaz çetri tercih etti. Halkın yeni ida­reye alışmasından sonra da Delhi’ye gi­derek ailesinin eski mülkü olan ikamet­gâhta Delhi Sultanlığı tahtına oturdu.

Fîrûz Şah’ın saltanatına karsı ilk isyan hareketi. Balaban sülâlesine son verildi­ği sırada merkezden uzaklaştırılan Ba-laban’ın yeğeni Çahcu Küşlü Han tara­fından başlatıldı. Çahcu, Celâleddin FT-rûz Şah’ın tahta çıkışından iki yıl sonra tahtın meşru vârisi olduğunu iddia ede­rek Delhi üzerine yürüdü. Rrûz Şah’ın ortanca oğlu Erkli Han kumandasındaki ordu âsileri yenip hepsini esir aldı. Celâ­leddin, karşısına çıkarılan bu eski emir­leri müslüman kanı dökmeye gönlünün razı olmadığını söyleyerek affetti.

Fîrûz Şah devrindeki ilk askerî basan bir Moğol ordusunun bozguna uğratılmasıdır. Bu ordudan esir edilenlerin bü­yük bir kısmı Müslümanlığı kabul etmiş­ler ve Delhi civarına yerleştirilmişlerdir. Yeni hayat şartlarına uyamayanlar ise ülkelerine geri dönmüşlerdir. Firûz Şah devrindeki en büyük askerî başarı ise yeğeni ve damadı olan Alâeddin Halacî’nin 1294’te başlattığı Devâgirî (bugün­kü Devletâbâd) seferidir. Alâeddin bu se­ferde birçok ganimet elde etmiş ve bü­yük servet sahibi olmuştu. Fîrûz Şah’ın torunu Ahmed Çap, çok hırslı ve hilekâr bir kişi olan Alâeddin’in elinden gani­metleri alması için Fîrûz Şah’i ikna et­meye çalıştıysa da hükümdar bu teklifi kabul etmedi ve Delhi’ye döndü. Alâed­din hükümdara bir arîza göndererek elindeki ganimetleri teslim edeceğini bildirdi. Halbuki bir yandan da bütün askeri hazırlıklarını tamamlıyordu. Nitekim Alâeddin’in kardeşi Elmas Bey ta-Jan çeşitli hilelerle kandırılan Fîrûz bir gemiyle Ganj’ı geçip Alâeddin’in ına gidince başı kılıçla kesildi; maiyetindekiler de kılıçtan geçirildi.(17 Ra­mazan 695 / 19 Temmuz 1296)

Daha önce aldığı emir üzerine ordu­sunun başında Kar’â’ya doğru yola çık­mış olan Ahmed Çap dedesi Rrûz Şah’ın akıbetini öğrenince ordusuyla Delhi’ye döndü. Fîrûz Şah’ın karısı İse tahtı or­du ve halk tarafından sevilen ikinci oğ­lu Erkli Han’a teslim edeceği yerde kü­çük oğlu Rükneddin İbrahim’i tahta çı­kardı. Bu hoşnutsuzluktan faydalanan Alâeddin, Fîrûz Şah’ın öldürülmesinden beş ay sonra Delhi’ye gelerek tahta geç­ti. Celâleddin Fîrûz Şah’ın iki oğlu ile to­runu Ahmed Çap’ın gözlerine mil çekil­diği gibi Erkli Han’ın bütün çocukları da öldürülerek sülâlesi yok edildi.

Celâleddin Fîrûz Şah sönük bir hüküm­dar olmakla beraber insanî meziyetle­ri yüksek, faziletli ve dindar bir kimse idi. Putperest Hindûlar’ın ve Moğollar’ın amansız düşmanı olan Fîrûz Şah, bütün hareketlerinde İslâmî hükümlerin dışı­na çıkmamaya dikkat etmiştir. Kendi­sine daima Gazneli Mahmud ile Büyük Selçuklu Hükümdarı Sencer’İ örnek alır­dı. Şiir ve edebiyata yakın ilgi duyan Fî­rûz Şah tarihe de meraklı idi.

TDV İslâm Ansiklopedisi