Tarihi Şahsiyetler

Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa, (ö. 789/1387) İlk Osmanlı vezirlerinden.

Asıl adı Halil olup önceleri Kara ve Ka­raca lakabı, vezirliği sırasında da Hay­reddin unvanı ile anılmıştır. Karaman­da Sivrihisar kazasına bağlı Cendere kö­yünden Ali adlı bir kişinin oğludur. İznik Medresesi müderrislerinden Tâceddin Kürdî’nin kızı ile evlendikten sonra Şeyh Edebâli ile bacanak ve bu münasebetle de Osman Gazi’ye akraba oldu. Anadolu ahî teşkilâtına bağlı bulunduğu için sü­ratle yükseldi.

Kara Halil Efendi’nin ilmiye sınıfından geldiği bilinmekle beraber kimlerden ders gördüğü ve nasıl yetiştiği meselesi tartışmalıdır. Ancak kesin olan husus, onun Osman Gazi’nin son yıllarında Or­han Bey’in babasına vekâlet ettiği ta­rihlerde belki de Şeyh Edebâli’nin tavsi­yesiyle Bilecik kadısı olduğudur. Kara Halil Efendi’nin bu kadılığı sırasında ger­çekleştirdiği en önemli hizmet, munta­zam bir askeri ocak olan yaya teşkilâtı­nı düzenlemiş olmasıdır.

Halil Efendi İznik’in fethinden (731/ 1331) sonra Orhan Gazi tarafından İz­nik kadısı tayin edildi. Ardından 749’da (1348-49) devletin yeni merkezi Bursa “ya kadı oldu. Murad Hüdâvendigâr’ın tah­ta çıkması (1362) üzerine kendisine en yüksek şer’î ve hukukî bir makam ola­rak yeni ihdas edilen kazaskerlik görevi verildi. Bundan sonra kazaskerlerin pa­dişahla birlikte seferlere katılması ka­nun haline geldi. Acemi Ocağı ile Yeni­çeri Ocağı’nın kurulması da Kara Halil Efendi’nin bu hizmet döneminde gerçek­leşti (yaklaşık 766/ 1364-65). Ayrıca Kara­manlı Molla Rüstem ile birlikte Osmanlı maliyesinin teşkilâtlanmasında da önem­li rol oynadı.

Çandarlı Kara Halil, ilk Osmanlı vezir­leri olan Alâeddin Paşa, Ahmed Paşa, Hacı Paşa ve Sinâneddin Yûsuf paşalar­dan sonra vezir olup Hayreddin unvanını aldı. İlk defa vezirlikle birlikte beylerbeyi yani ordu kumandanlığı görevini de bir arada yürüttü. Vezirliğe tayin tarihi bilin­memekle beraber ilk devir Osmanlı kaynakları 765 (1363-64) veya 766 (1364-65) yıllarını kabul ederler. Ancak Halil Hay­reddin Paşa’nın Gümülcine. İskeçe, Zihne, Kavala, Drama ve Serez zaptedildikten sonra 1374’te İmparator Ioannes’in oğlu Selanik Valisi Manuel üzerine gönderil­mesi, onun 776 (1374-75) yılından önce Batı Trakya fütuhatı sırasında vezirlikle birlikte kumandanlık vazifesini de yürüt­tüğünü kesin olarak göstermektedir. Ha­lil Hayreddin Paşa daha sonra Selanik. Manastır ve Ohri şehirlerini de ele ge­çirdi, Arnavut prensleri arasındaki müca­deleler sırasında Osmanlı orduları 1386′-da Kroya ve İşkodra’ya kadar ilerledi. Ancak Sultan I. Murad’ın Halil Hayreddin Paşa’yı Balkanlar’da bırakıp oğlu Ali Pa­şa ile beraber Karamanoğlu Alâeddin Bey üzerine sefere çıkmaya hazırlandığı sırada, Halil Paşa’nın Yenice-i Vardar’da hastalandığı, az sonra da Serez’de öldü­ğü haberi geldi. Mezar kitabesine göre Ölüm tarihi 789’dur (1387). Cenazesi bü­yük oğlu Ali Paşa tarafından İznik’e getirilerek Lefke (Osmaneli) Kapısı dışında defnedildi. Türbesi 1922’de Yunanlılar ta­rafından tahrip edilmiş olduğu için son­radan aynı aileden gelen Nuh Neciyüddin Bey bu türbeyi eski şekliyle tamir ettirdi.

Halil Hayreddin Paşanın yapmış ol­duğu düzenlemeler, özellikle askerî teş­kilât ve devlet hazinesinin tesisi, esirlerden beşte birinin devlet hesabına alın­masını sağlaması bir kısım rakiplerinin muhalefetine yol açmış, gerek menşei gerekse tahsili itibariyle küçümsenmiş­tir. Fakat devrin tanınmış aileleriyle ak­raba olan Halil Paşa’nın teşkilâtçı ve kud­retli bir vezir olduğu gerçekleştirdiği iş­lerle sabit bulunmaktadır.

Halil Hayreddin Paşa aynı zamanda bir­çok hayır eseri de yaptırmıştır. İnşasına 780’de (1378-79) başlanıp ölümünden sonra 794’te (1391-92) oğlu Ali Paşa ta­rafından tamamlanan İznik’teki Yeşilca-mi. ilk devir Osmanlı mimarisinin ayak­ta duran tek örneği olması itibariyle önemli bir yere sahiptir. Yanında bulu­nan Dârüthadis adlı medrese ve imareti sonradan harap olmuştur. Serez’de ka­lenin güneybatısında Aşağı Çarşı mahal­lesinde bulunan ve 1385’te yaptırılan Kurşunlu Camii de Halil Paşa’nın eseri­dir. Bu cami 1132 (1719-20) yangınında harap olduğu için 1252’de (1836-37) II. Mahmud tarafından tamir ettirilerek üze­rine yeni bir kitabe konulmuştur. Civarın­daki Eskihamam da yine Halil Paşa tara­fından inşa edilmiştir. Bu tesisler için on dokuz köy vakfedilmiş olup XVI. yüzyıl ortalarında vakfın yıllık geliri 197.676 ak­çeye ulaşmıştı.

Gelibolu’da Orhan Gazi’nin oğlu Sü­leyman Paşa’ya ait olduğu söylenen Es-kicami veya Sultan Camii de 1385 tarih­li kitabesinden anlaşıldığına göre Halil Hayreddin Paşa tarafından yaptırılmış­tır. Ayrıca onun adına bazı eserler de kaleme alınmıştır. Cemâleddin Aksarâyî, Zemahşerrnin el-Keşşâf adlı tefsiri üzerine olan haşiyesini Kara Halil Paşa’­ya ithaf etmiştir. Halil Paşa’nın Ali, İlyas, İbrahim adındaki üç oğlundan ikisi vezîriâzam olmuş, İlyas Paşa ise beylerbeyiliğe kadar yükselmiştir.

Diyanet İslam Ansiklopedisi