Tarihi Eserler

Çandarlı Aile Türbesi -Halil, Hayrettin, İbrahim Paşa vd-

Çandarlı Türbesi, İznik’te sur dışında iki bölümlü türbe.

Şeköik Tercümesi’nden, Lefke Kapı­sı çıkışındaki mezarlığın içinde bulunan türbenin Çandarlı Halil Hayreddin Paşa’nın ölümünden (789/1387) sonra yaptı­rıldığı öğrenilmekte ve yaptıranın da bu­gün aynı türbede yatan oğlu Çandarlı Ali Paşa (ö 809/1406) olduğu sanılmakta­dır. İki bölümün, duvar kalınlıklarından ve aralarındaki bağlantı yerlerinden ay­rı zamanlarda inşa edildikleri anlaşılır. XIV. yüzyılın ikinci yarısında ibadet yeri olarak yapılan batıdaki kısmın yüzyılın son çeyreğinde yanma ikinci mekânın eklenmesinden sonra türbeye çevrildiği düşünülmekteyse de genel kanaat, Sel­çuklu kümbetlerini hatırlatan kubbeye geçiş sisteminin küresel kubbe ile bir­leştirildiği doğudaki mekânın daha ön­ce yapıldığı yolundadır.

Halil Hayreddin Paşa’nın mezarının bu­lunduğu doğudaki mekân kare planlı olup kubbeye geçiş dört köşesindeki büyük üçgenlerle sağlanmıştır. Onikigen kasnaklı kubbenin ortasında günümüzde camekânla kapatılmış olan aydınlık açık­lığı bulunmaktadır. Türbenin kuzey du­varı sağırdır, diğer cephelere ise birer pencere açılmış ve basık bir kapı ile de batıdaki mekâna bağlantı sağlanmıştır. Bu bölümde Halil Hayreddin Paşa ile oğ­lu Ali Paşa’nınkinden başka kime ait ol­duğu bilinmeyen diğerlerinden küçük bir lahit daha bulunmaktadır.

Her cephesine birer dikdörtgen pen­cere, onaltıgen kubbe kasnağına da siv­ri kemerli üç pencere açılmış olan batıdaki kare mekân daha büyük boyutlu­dur ve kubbeye prizmatik üçgenlerle ge­çilmektedir. Mihrap yönündeki pencere kademeli niş içindedir ve başka kümbet türbelerde de benzerlerine rastlanan bu pencerenin dış cephedeki niş düzeniyle birlikte ele alındığında orijinal olduğu anlaşılmaktadır. Bu kısımda bugün hâ­lâ torunları İznik’te yaşayan Çandarlı so­yundan on yedi kişinin mezarı bulunmak­ta ve hat sanatı açısından büyük önem taşıyan bu mezar taşlarında XV. yüzyıl­dan XIX. yüzyıla kadar değişen tarihler okunmaktadır. Batıdaki mekânın güney cephesi iki kör kemerle hareketlendiril­miş ve basık kemerli giriş sivri kemerli bir niş içine alınmıştır. Bu kapının önün­de, XIX. yüzyıl başlarında halen mevcut olan iki mermer sütunun taşıdığı ahşap bir sundurmanın bulunduğu bilinmek­tedir.

Duvarlar bir sıra küfeki taşı ve bir-üç sıra tuğla ile örülmüştür. Kubbe kas­naklarının ve batı mekânı cephelerinin üstünde tuğladan kirpi saçak dolanmak­tadır. Her iki kısmın da kubbesi ve doğudakinin köşe pahlan kiremit kaplıdır.

Yunan işgali sırasında tamamen tah­rip edilen yapı 1928’de mezar taşları da­hil iyi bir restorasyon görmüştür.

Diyanet İslam Ansiklopedisi