Sosyoloji

Canan Şenöz Ayata – Yazın Eleştirisi

Canan Şenöz Ayata – Yazın Eleştirisi

Eleştiride
söz konusu olan herhangi bir şeyin çözümlenmesi, değerlendirilmesi,
yargılanmasıdır. (s. 1)

Kritik
sözcüğünün kökeni eski Yunancada “yargılamak” anlamına gelen “krinein”
sözcüğüne dayanmaktadır.

Almanca’da
eleştiri (Rezension) sözcüğü, Latincede gözden geçirme, teftiş etme anlamını
içeren “recensio” sözcüğünden geliyor.

Eleştiri
sözcüğünün Türkçedeki kökeni

Osmanlıcada
eleştiri sözcüğü için önceleri Arapça kökenli “intikad” sözcüğü kullanılıyordu.
Tanzimat döneminde bunun yerini bir şeyin kötü yanlarını gösterme, bir
düşünceyi çürütmeye çalışma anlamına gelen “muaheze” sözcüğü aldı.

Servet-i
Fünun döneminde ise Arapça “nakd” kökünden türetilen “tenkid” sözcüğü yaygınlık
kazandı. Bu sözcükler bir yapıtı yargılama anlamını içermiyorlardı. (s. 2)

18.
yüzyılda  Almanya’da, Gottsched yazın
eleştirisine zemin hazırlayan kişidir.

Almanya’da
eleştiri, Lessing’le ayrı bir tür niteliği kazanmıştır.

Gottsched,
Eleştiri Yazın Yapıtı adlı kitabında yazın eleştirisinin duyguya ya da zekaya
dayalı bir şey olmadığını, akla dayalı temellere oturtulması gerektiğini öne
sürmüştür. (s. 4)

Namık
Kemal, edebiyatımızın ilk eleştirmeni olarak kabul edilebilir. (s. 5)

Kaplan,
düşünme biçimlerinin dilsel/kültürel özelliklerini belirlemek amacıyla farklı
ülkelerden gelen yabancı öğrencilerin İngilizce kompozisyonlarındaki
paragrafların düşünce yapısını incelemiştir.

1-     
(İngiliz kültürüyle yetişen kişinin kompozisyonu)Temel
bir düşünce ile başlanıyor ve bu düşünce hiçbir sapmaya uğramadan sürdürülüyor.
İşte bu nedenle çizgisellikten söz ediliyor.

2-     
(Sami kültürde yetişen kişinin kompozisyonu) Koşut
yapılar görülüyor. Bu tr yapılarda ilk düşünce ikinci bölümde tamamlanıyor.

3-     
(Doğu dilleriyle yetişen kişinin kompozisyonu)
Dairesel bir yapı var. Farklı bakış açılarından hareket ederek konu etrafında
dönülüyor.

4-     
(Roman dilleriyle yetişen kişinin kompozisyonunda)
Temel düşünceden ayrılıyor ve  önemsiz ek
bilgiler veriliyor.

5-     
(Rus kültürüyle yetişen kişinin kompozisyonunda) Temel
düşünceden ayrılıyor, önemsiz ek bilgilere daha fazla yer veriyor. (s. 31)

Alman
bilimciler metinlerinde ek bilgiler verme eğilimindedirler.

Almanca
metinlerde asimetrik yapıya daha sık rastlanmaktadır. (s. 32)

Metin
İnceleme Ölçüleri

Metin
türleriyle ilgili incelemeler

Bazı
dilbilimciler, metnin yapısı üstünde durup metin içi ölçülere dayalı çalışmalar
yürütürken, diğerleri metnin bildirişim yönünü her şeyden önemli görüp
araştırmalarını metin dışı ölçütlerle sürdürmüşlerdir.

Metin için
ölçütler, metnin yapısına yöneliktir. Metnin yapısı, yinelemeler, tümce
çeşitleri, sözcükler, gönderim biçimleri, zaman kullanımı, biçem. (s. 35)

Metin dışı
ölçütler, bildirişimin biçimi üzerinde durur.

Metin dışı
etkenler metnin kurgulanışına etki eder. Bu nedenle metin içi ölçütler, metin
dışı etkenlerce belirlenir. (s. 37)

Metnin
işlevi, metni üreten kişinin metinde ortaya çıkan, gerçekleşen bildirişimin
amacı olarak tanımlanmaktadır. (s. 39)

Eleştirmenin
en temel amacı, ele aldığı yapıtı okura tanıtmaktır. (s. 41)

Yazar
metnini yayın organının seslendiği okur kitlesinin özellik ve beklentilerini
göz önünde bulundurarak kurgular.

Okurun
beklentileri

Eleştiri
yazıları, yazın alanında yeni çıkan yapıtlar hakkında bilgi vermeli, yapıtın
önemi, okunup okunmaması konusunda bir fikir oluşturmaya yardımcı olmalıdır.
(s. 42)

Metnin
kurgusu: metnin biçimsel yapısına ilişkin olarak büyük ölçekli yapı, metinlerin
kurgulanış biçimini gösterir.

Metinde yer
alan içerik bileşenleri: Anlamsal düzlemde, büyük ölçekli yapı metnin hangi
içeriklerden oluştuğunu belirlemeye hizmet eder.

Metnin
işlevi: metinde baskın çıkan sözeylemi bularak metnin taşıdığı işlevi
saptamamıza yardımcı olur.

Eleştirmen

Belirli bir
metin planına göre hareket ediyor. Bu metin planı, başlık, giriş, gelişme ve
sonuç bölümlerinden oluşuyor. (s. 45)

Başlıklar,
metnin içeriğine ilişkin kısa ve yoğunlaşmış bilgi verir.

Böylece hem
bilgilendirme hem de çağrıda bulunma işlevini yerine getirirler.

1-     
Başlık yapıtla ilgili genel ya da kısmi bir değerlendirme
içerir.

2-     
Başlık, eleştirilen yapıtın amacını özetler

3-     
Başlık, yapıttan bir alıntı olabilir.

Başlık ile
giriş bölümü arasında sıkı bir bağ vardır.

Eleştirinin
son tümcesi, ilk tümcesi kadar büyük bir önem taşır. (s. 47)

İçerik
bileşenleri

1-     
Yapıtın yazın içindeki yeri

2-     
Yapıtın yazarın diğer yapıtları içindeki yeri

3-     
Yazarın yaşamöyküsüyle ilgili bilgiler

4-     
Yazarın geçirdiği önemli gelişim safhaları

5-     
Konu

6-     
Motif seçimi

7-     
Gerilim yapısı

8-     
Yapıttaki fikirler ve semboller

9-     
Yapıtın dilsel ve yazınsal niteliği

10- 
Yapıtın hangi okur kitlesine yönelik olduğu

11- 
Yapıtın eleştirmen üzerinde bıraktığı etki

12- 
Yazarın anlatım tekniği

13- 
Yapıtın sanatsal iletisi

14- 
Dil kullanımı, biçem

15- 
Metinden alıntılar

16- 
Metnin sanatsal niteliğini, dilsel biçimini ele alarak
değerlendirmede bulunmak

Nişbaumer
“metin türlerinde incelenmesi gereken en temel özelliğin dilsel öğelerin seçimi
ve belirli bir biçimde bir araya getirilerek kullanılması” olduğun
görüşündedir. (s. 50)

Mavibulut
Yayınları

Mayıs, 2003

İlgili Makaleler